Sinemalar Çağlayan yolundaydı,
Çocuk Bahçesi de,
Bayram yerleri orada kurulurdu,
Sirkler de.
Köyden, kasabadan gelenlerle birlikte,
Lefkoşa’nın en eğlenceli yeri durumuna gelirdi Çağlayan…
…
Biz boğazına sarılıp nefessiz bırakmazdan önce…
…
Sinemalardan çıkan sesler, Halk Sinemasının yanındaki Londra Pastanesinde çalınan müziklere karışır,
O müzikler Çocuk Bahçesindeki neşeli çocuk sesleri ile harmanlanır,
Lefkoşa’nın her mahalle ve sokağından insanlar Çağlayan bölgesine akın eder,
Etraf adeta ana baba gününe dönerdi…
…
Oralar terk edilmezden önce…
…
Çok daha eskilerde adamıza gelip yolu Lefkoşa’ya düşen yabancı gezginler,
Lefkoşa’yı genellikle şark kentlerine benzetirlerdi.
Minareleri, hurma ağaçları, daracık sokakları, köşklü evleri, bahçeleri, bahçelerden mırıldanan su sesleri ile Lefkoşa bir masal kenti gibi gelirdi onlara.
Hatta bu kadim kente “Şam’ın kız kardeşi” diyen bile olmuştu…
…
Biz kıymetini bilmezden önce…
…
Yetmişli yıllarda dünya değişirken Lefkoşa da değişiyordu.
Bir şark kentinden öteye batılı bir kent olmaya çalışıyordu artık,
Mini etekli kızlar, topuklu ayakkabı giyen gençler üstü açık spor arabalarla bu masalımsı kenti süslüyor,
Lefkoşa bu haliyle kabuğunu kırmaya,
Yavaştan dışarıya taşmaya başlıyor,
Yeni hayatlar gençlerin şarkılarında, kılık ve kıyafetlerinde şekilleniyordu…
…
Bu hale düşmezden önce…
…
Böyle yaz akşamlarıydı.
Diyelim aylardan Ağustos.
İnsanlar güzel elbiselerini giyer,
Kimisi beraberinde çocuk arabaları ile,
Kimisi bisikletli,
Kimisi arabasını yakınlara park etmiş,
Genç nişanlılar el ele,
Sevgililer göz göze,
Çağlayan bölgesinin kalabalığını oluştururlardı…
…
Hatıralar paramparça olmazdan önce…
…
Çocuk Bahçesinde bir köşeye oturmak,
Parlak yıldızların altında serin bir Akdeniz akşamını dinlemek,
Sinemaya gitmek,
Enver’in kahvehanesinde nargile tüttürmek,
Çağlayan Gazinosunda yapılan bir düğüne girip çıkmak ve Çağlayan yolunda yavaş adımlarla gezinmek,
Biber, Akasya ve Çam ağaçlarının altında duraklayıp, salıncaklarda uçuşan çocukları izlemek,
Bahçenin ortasındaki fıskiyelerden çevreye saçılan su damlacıkları yüzünüze vururken, gelen geçen tanıdıklara “merhaba” demek,
Ne güzeldi…
…
O güzellikleri paspas gibi çiğnemezden önce…
…
Beş folklor örgütü bir araya gelmiş,
Uluslararası Lefkoşa Folklor Festivalini Çağlayan’da yapacaklar.
Bir sürü de etkinlik düzenlenecek haberiniz olsun.
Belki kadim şehere bir serum olur diye,
Eski güzel günler adına,
Yaseminler, fesleğenler adına,
Hani hayaller belki gerçek olur gibisinden…
…
Pek Yakında,
Çağlayan’da…
