Bizler ada insanlarıyız. Küçük coğrafyamızın sınırları arasına sıkışmış hayatlarımızın “dünyada” ne kadar anlamlı ve önemli olabileceğini düşünmek bile belki abese iştigaldir..
Nitekim eğer bu ada insanlarının “anavatanları” Türkiye ile “Yunanistan” olmasaydı bu yıllara kadar gelmez, türlü çeşitli ulusların etki alanlarında erir giderdik…
NE var ki kader, Doğu Akdeniz’deki bu adaya “yetkisini” yüklenemeyeceği, “sorumluluğunu” taşımayacağı özel önem yükledi!
Bu nedenle Kıbrıs’ın “yerlileri,” tarihleri süresince sırtlarında taşıyamadıkları için, dıştan gelen kendilerinden öte uygarlık ve askeri güçlerin” işgalleriyle” yüklendikleri adanın yetki ve sorumluluklardan azade, tutun ki hep “esir halkları” oynadı!
HİÇ kendi egemeni olamadı! Kendi kendini yönetme fırsatı bulamadı! Hep dıştan geldiler.. Hep yabancılar egemen oldular.. Kıbrıs’ı hep yabancılar yönettiler!
NE var ki hani derler ya. Allah kullarına yaşamları süresince ara sıra fırsatlar bahşeder. Bu fırsatları değerlendiren kul, refah ve istikrara erer.. Yitirenler “kul köle!”
Kıbrıs Türk ve Rum halkları bu fırsatı 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti’ ile yakaladılardı! Birlikte yaşamasını becermediler fırsatı kaybettiler..
ŞİMDİ önümüzde yeni bir fırsat var. Ne var ki Rum tarafı bunu da dinamitlemek için elinden gelen muzırlığı yapıyor! Ve bir fırsat daha yitip giderken “bu adanın insanlarının bir arada yaşayamayacağı gerçeği, bir kez daha ispatını çakıyor!
SONUÇ: Asırlardır bu iki halk hep yönetildi.. Gün geldi hadi kendinizi siz yönetin dendi.. Başaramadılar!
Şu halde iki ayrı bölgenin iki etnik halkları bundan sonra kendi kaderlerini kendilerinin saptayacağı ayrılık ve gayrılıkta kendi yollarını yürüyecekler.. *****
KKTC VATANINA YAĞMUR YAĞDI
Doğa cömerttir! Adildir! Din, dil, ırk ayırımı gözetmeden tüm insanlara ayni lütufta bulunur.. Birine verdiğini ötekinden esirgemez. Karşılık da beklemez…
KAÇ günlerdir Kuzey’e de Güney’e de yağmurlar yağıyor.. Hem de ayırımsız gayırımsız.. Çünkü Allah için Türk Rum yoktur.. “Ceberrutu gayyibesinde müncezipken,” kendine biat edip tapsınlar diye yarattığı “kulları” olan insanlar vardır.. Ve Allah “bereketini” kullarından esirgemez.. Neyse Kuzey’de yağan Güney’de de o yağmaktadır..
ANCAKKK! Yağmurların yağması nedeniyle oluşan seller, seller nedeniyle yaşanan ölümlü felaketler, neyse Kuzey’de Güney’de de öyle değil işte! Bu nedenle Allahın tüm kullarına bahşettiği bereketi karşısında Türklerle Rum’ların yan yana yaşadığı adada, tek yakarış tek şikâyet sadece Kuzey’den işitildi! “Allahım yeter yağdırdığın, mahvolduk!”
ALLAH ne yapsın? Kullarının bazılarını kör topal, bazılarını beyinsiz yaratmaz ki! Neyse doğanın kanunları mesela Kıbrıs gibi küçük adada Güney’e ne vermişse Kuzey’e de vermiştir aynisini..
Sadece bir şey istemiştir ama: “Yaşadığınız toprakları horlamayın! Harcamayın! Kişisel çıkarlarınız için doğayı, tüm toplumu felaketlere uğratacak tahribatlar yapmayın!..
BU nedenle olmalı Güney’den “felaket üzerine ağıtlar işitilmedi… Çünkü onlar çoktandır bilirler: Bilirler ki yağan berekettir. Bu nedenle sürekli Tanrı’ya şükürler edeler!
HA! Yağan şu son yağmurlarla birlikte Anladık mı nedir “vatan?” Anladık mı nedir vatanseverlik? Ne diyordu Namık Kemal? “Amalimiz efkârımız ikbali vatandır…” Var mı vatan gibisi..