“PARAVARYA ÜLKESİ” (DR. ALİ ALKIŞ’IN KIBRIS TÜRK HALKINI ANLATAN KİTABI) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

“PARAVARYA ÜLKESİ” (DR. ALİ ALKIŞ’IN KIBRIS TÜRK HALKINI ANLATAN KİTABI)

Bir amatör yazar… Asıl mesleği hekimlik… 1960-1964 yıllarında yaşadıklarını, gördüklerini yazmaya karar vermiş… Kırk yıl sonra da bu uzun notlarını derleyip toplayıp “Paravarya Ülkesi” adlı kitabını yayımlamış…
Koca bir ömür… Doktor olarak görev yaparken o ömrün içine karışmış, bizzat yaşanmış olaylar… Kitabı “mütevazi” ve “iddiasız.” Fakat bir devrin değerlendirilmesini tutun ki bir yurttaşın, halktan bir doktorun “gözü, sözü” ile de öğreniyorsunuz… Yaşanan yıllar kitap sayfaları arasında tarihe kazınan hatıralar olarak yerlerini alıyorlar…  (Şu anda Dr. Ali alkış İzmir’de Kuşadası’nda yaşıyor. Zaten kendisi de İzmirli ve yaşlanmış olmalı. 1970’lerden sonra da çok uzun yıllar Kuzey Kıbrıs’la ilişkisini kesmemiş. Özellikle uzmanlık alanı haline getirdiği Diyabetik konusunda KKTC’ye büyük hizmet ve katkıları olmuş…) Tabii Dr. Alkış kırk yıllık süreyi kitaplaştırırken bir yandan da hayıfla itiraf ediyor: “Kırk yıl sonra bile hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum…”
Sözünü ettiği Türkiye’dir. “Değişmediği” dediği her devrede Türkiye’yi yönetmek iddiasında iktidarının muhalefetinin politikacılarıdır!


Dr. Alkış Mondros Mütarekesinden başlayan anlatımlarını Ali Kemal’lerden Fethullah Gülen’lere kadar uzatır ve Türkiye’yi ekonomisi, siyaseti, sosyal hayatı ile masaya yatırarak adaleti ile demokrasisini sorgularken, araya bir devre görev yaptığı “Kıbrıs’ı” da sıkıştırır…
Zaten biz de Kitapta “Kıbrıs Dosyası” başlığı ile açılan bölümden dolayı Dr. Ali Alkış’ın “Paravarya Ülkesi”ni taşıyoruz Köşemize… Neden mi?
ÇOK MERAKLIYIZ: Öteden beri çok merak ederiz. Kıbrıs Türk halkı olarak “dışımızdaki insanlar” tarafından nasıl değerlendiriliyoruz! Kıbrıs Türk halkı için ne söylüyor ne düşünüyorlar? Övgülere mi yoksa sövgülere mi layık olmaktayız? “Ne kadar çalışkan toplum” mu diyorlar? Yoksa “tembel!” Ulusal mücadele günlerimizi, neler çektiklerimizi, nasıl Rum zulmü altında ezim ezim ezildiğimizi, yüzlerce şehitler verdiğimizi, köylerimizin yakılıp yıkıldığını, göçe zorlandığımızı, falan biliyorlar mı? Biliyorlarsa yürekleri sızlıyor mu? Bilmiyorlarsa öğrenmek istiyorlar mı?
İşte Dr. Ali Alkış dışımızdan gelip içimize karışan ve bir yıl aramızda yaşarken bu çok merak ettiğimiz sorularımıza cevap veren bir insan…
Fakat bu Kıbrıs Türk sayfasını açmadan önce Ali Alkış’ın, “Paravarya ne demektir” sorusuna kitabının başında verdiği cevabını okuyalım:
“Paravarya aslında var olan bir ülke değildir. Benzetme anlamında kullanılmıştır. Bu isim altında bir kitap yazma isteği 1960-1963 yılları arasında düşünülmüş, fakat birçok sebeplerle yıllarca ertelenmiştir. Tutulan notlar korunarak 1980’li yıllarda derlenip toparlanmış ve kitap haline getirilmiştir…”
“KIBRIS DOSYASI”: Ali Alkış 1969’da Ankara’da K.K.K Sağlık Dairesi Eğitim Şubesi’nde görevli iken İç Hastalıkları Uzmanı olarak Mart 1969 tarihinde Değiştirme Birliği ile görevli olarak Kıbrıs’a gelir… (Tabi bu geliş epey maceralı olur ki “köşemize” aktarma olanağımız yok…)
Dr. Alkış Mağusa Limanı’ndan nasıl çıktıklarını, Surları, Sakarya mahallesini anlatır… Lefkoşa’ya girerlerken Rum tarafından geçtiklerini buna karşılık kimselerin bu askeri konvoyla ilgilenmediğini vurgular… “Gönyeli Köyü” dediği Türk Alayının bulunduğu yere varmaları ile de adadaki yeni görev ve yaşamı başlamış olur… Dr. Ali Alkış “ilk intibalarım” dediği Gönyeli’deki görevini ve ortamı anlatırken, tutun ki “fukara görünümlü, yokluğu yaşayan” bir ortamdan söz eder! Tarih 31 Mart 1969’dur. 30 Mart 1970 Tarihinde geri döner…
Alkış bu bir yıllık sürede yaşayıp gördükleri ile sonradan “diyabetik uzmanı” olarak sık sık gidip geldiği Kuzey Kıbrıs’ta pek çok arkadaşlıklar kurduğunu anlatır. Hatta yer yer kitabında Kıbrıslı arkadaşları çekilmiş fotoğrafları yer alır… Mesela gazeteci İsmet Ezel, iş adamı Zihni Bilgehan bunlardan sadece bir ikisidir.
Dr. Ali Alkış kitabında yer yer bir Türkiyeli doktor olarak özeleştirilerde de bulunur ve tespitlerini “dışımızdaki” bir yabancı olarak ortaya koyar. Bugün de KKTC’de yansımasını etki tepkileri ile gördüğümüz doğru ve “maalesef” dediğimiz tespitlerdir bunlar. Kıbrıs Türk halkını Türkiye ile kıyaslayıp “bizden yana olumlu tespitler” diyeceğim üç beş cümlesini aktarayım:
ALİ ALKIŞ’IN KKTC’DEKİ TESPİTLERİ: “Türkiye’de çok söylenen bir deyim olan ‘Kıbrıs Türklerini Rumlardan kurtardık’ sözü düşünülerek söylenmiş bir söz değildir. Kıbrıs Türk halkını ve Kıbrıslıyı tanımamaktır. Tıpkı Kıbrıslı Rumların Yunanlıları tanımadığı gibi. Bunun sebebi olayları tarafların kendi kültür kavram ve görgülerine dayandırmasıdır. Gerçekten Kıbrıs Türkü’nün yaşam şekli, kültürü, kavramı bizimle benzerliklere rağmen bizden farklıdır. (Türkiyelilerden) Tabi ki bizden yardım istemeleri en tabi haklarıdır…”
“Kıbrıslıların görgüleri ile bizim görgülerimizi karşılaştırdığımızda bir kültür farkı ortaya çıkmaktadır…” ( Kıbrıslı Türkleri yüceltiyor.)
“Kıbrıs’a girer girmez bunu fark edersiniz… Mesela bizdeki şarkıların bile orada modasının geçtiğini gördük…”    
“Köy kadınları ve kızları mini etek giyiyorlar… Çoğu İngilizce ve Rumca biliyorlar…”      
“Her köyün bir futbol takımı vardır…”  
Meşrubat satan büfelerin ismi “bar” diye anılıyor… Bir subay Türkiye’deki eşine “şu anda sana bu mektubu Yunus Bar’dan yazıyorum” demişti de karısı ile bu yüzden arası açılmıştı! Vay sen oralarda barlara gidiyorsun diye!…”
Alkış şu gözlemini de aktarıyor: “Türk kesimleri gecekondulardan farksız. Rum kesimleri ise mamurdu…” (Hâlâ sorun devam ediyor. Bir türlü bu farkı kapatamadık. Kuzey Kıbrıs’ı Güney gibi mamur hale sokamadık. Aksine pislik deryası da yaptık!)
KIBRIS MİSAFİRPERVERLİĞİ: Dr. Alkış devamla “Kıbrıs’ta gördüğümüz misafirperverliği, insanlığı ömrümüzce unutmamız mümkün değildir” diyor kitabında. (Acaba diyorum eğer şimdilerde aramızda yaşamış olsaydı yine ayni şeyleri söyleyebilir miydi?)
Tabii ki Alkış kitabında “Kıbrıslı kimliği ile aidiyetine” kazınmış pek çok bilgiler de veriyor. O kadar ki mesela bircik bircik Rum’ların siyasi partilerinden, ideolojilerinden söz ediyor… Türk kesimindeki örgütlenmeler, TMT’nin niçin kurulduğunu anlatıyor… Hatta KKTC’de yayımlanan gazeteleri tanıtıyor…
VE TÜM BUNLARI ANLATIRKEN Kıbrıs Türk halkının karakteristik özelliklerini anlatıyor. Hani “bizim için ne düşündüklerini çok merak ediyoruz” dedimdi ya. Tutun ki Dr. Alkış bu merakımızı hem de bol tarafından gideriyor! Ve doğrusu şu ki hep bizden yana tavır koyuyor… Mesela “Türkiye’nin 1974’den sonra adete Kuzey’de bir işgal ordusu psikolojisi içinde davrandığını vurgulamak gereğini duyuyor ve “yanlış yapıldı” diyor! Bu arada merak saiki ile Rumlarla bile görüşüyor… Tarih öğretmeni Zuhal Mustafaoğulları ile Kuzey’deki bazı yöreleri nasıl ziyaret edip bilgiler topladığını, Denktaş’la Dr. Fazıl Küçük’le görüşmelerini de kitabına aktarıyor…
Dahası yüreği yanmış olacak Kuzey’de ne yapılması gerektiğini özellikle sağlıkla ilgili alınması gereken tedbirlerle yapılması kaçınılmaz yatırımları ve organizasyonları adeta “bir tez” olarak sunuyor…
Dr. Alkış’ın elimdeki kitabı İzmir’de 2008 yılında basılmış. 340 sayfalık hacimli bir kitap. Belli ki çok emek verilmiş. KKTC’deki kitapçılarda var mıdır bilmiyorum. Bana da İsmet Ezel vermişti… Buna karşın “Dışımızdan bir entelektüel, bir uzman doktorun bizi nasıl tanıyıp tanıttığını merak ediyorsanız okumanızı salık veririm…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar