Yıllarca uzun bir süre, eski Çekoslavakya federasyonundan kalma mirasıyla “Slovakya”nın Rum tarafındaki “tertipçisi” olduğu Elçiliğinin “barış ve çözüm” odaklı faaliyetlerinin izleyicileri olduktu.
Galiba ve hâlâ da siyasi gelişmelerin ılıkça estiği havalarda ve rutin aralıklarla, Türk Rum siyasi partilerinin ve bazı STÖ’lerinin katılımlarıyla yapılan bu toplantılarda, “iki toplum arasında barışın ve çözümün tesis edilmesi için çalışılır! (Ki kendi ülkeleri Çekoslavakya Federasyonunu” yıkıp yerine iki ayrı devlet kurdulardı!)
Hatta bu “siyasi moda” o kadar tuttu ki bir süre bizim Diyanet İşleri Başkanımız Atakan Beyefendi bile her halde bir din adamı oluşunun bilinciyle, Allah katındaki sevabının da idrakine varmış olmalı; Güney’in Başpiskoposu Hrisostomos’u da yanına alarak benzer etkinlikler tertipler, Kıbrıs siyasi sorununa barış ve çözüm arardı!
Dolayısıyla son günlerde fakat bir kez daha gündeme gelen Stelios Hayırseverlik Vakfının, KKTC’e 50 bin sterlinlik yardımda bulunmasına şaşırmadık. Ki yıllardır Güney’deki bu vakıftan, “Kıbrıs siyasi sorununun çözümüne ve iki toplumun yeniden birleştirilmesine yönelik çabaları” nedeniyle bazı çok özel yurttaşlarımıza (her halde ödül mahiyetinde yada uğraşlarının masrafları nedeniyle) parasal hibelerde bulunmaktadır!
***
GİDİ Kıbrıs siyasi sorunu! Tarihi boyunca olmayan Türk-Rum kardeşlik ve barışını Türkiye ile birlikte Kıbrıs’lı Türkler berhava ettiler” yargısında yarım asırdır sürdürülen “yeniden birleşik Kıbrıs çözümü” efkârına dayalı “federal çözüm” arayışları fiyasko ile sonuçlanırken!… Bu çözüm arayışları yollarında belki bir düzine BM’ler Genel Sekreteri alınlarına lök gibi kazınan başarısızlıklarının utancına mahkûm olurlarken!.. Türk ve Rum taraflarında 1960’lardan beridir hatıraları bile unutulup giden pek çok liderin “çözüm arayışı yollarında harcanıp gitmesi mukadderat haline gelirken!.. Yıllarca süren müzakere masalarındaki pazarlıklara karşın asla uzlaşılamazken!.. Sorunu ”her an indifaa edecek bir yanardağ gibi sürekli düşmanlıkla besleyen Rum-Yunan militarizminin muzırlıkları sürerken!.. Daha dün en taze örneğinde sorunun çözümü Rum Yunan muzırlığı nedeniyle Crans Montana’dan dönerken!..
Bir de şu Stelios Vakfı denilen “Hayırsever Vakfa” bakın! Bakın ki görmeniz gerekenleri görebileceğiniz cevapları alabilesiniz. Şöyle ki:
Güney’deki bu vakfın nasıl çalıştığının… Milyonlarca sterlin dağıtacak kadar gelir kaynaklarına nasıl sahip olduğunun… “Şahıslara” da akıtılan bu sterlinlerin ak mı kara mı olduklarının nasıl tespit edildiğinin… Yıllarla ifade edilecek faaliyet sürecinde bugüne kadar bu vakfın “barışa ve çözüme olan katkısının somut verilerinin olup olmadığının…)
…Bilinmeyen gerçeklerinde, bir daha sorasınız: “Kimdi bu içimize “kaynağı bilinmeyen paralarıyla nüfuz eden Stelio Vakfı?” Kİ KKTC’deki bazı Belediyelerle kurumlara 50 bin sterlinlik yardımlarda bulunuyor!
Kaldı ki bu Stelios 11 yılda toplam 3 milyon 759 bin euro “barışçı çözümü teşvik amacında katkıda bulunuyor!”
(Tabi ki katkıda bulunduğu kişi ve kurumlar Birleşik Kıbrıs Federasyonu savunucuları olan kesimler.. Bunu yadırgamıyorum çünkü Vakfın “çözüm inancı” budur dolayısıyla katkılarını da bu yolun yolcularına yapacaktır…)
***
FAKAT benim için olay, bu “parasal katkıların” ötesindeki “gerçektir.”
Çünkü karşımızdaki “Stelios Vakfı” denilen “para saçma fabrikası” esamesindeki bu kurumsal örgüt, anasının babasının vasiyetini yerine getirmiyor! Bu parayı dağıtırken ayni zamanda kasasına da para akıyor…
İşte asıl merak edilmesi gereken o perde arkasındaki “para kaynakları yada güçleridir!” ***
KISACA ortada Barışçı çözüme katkıdan çok, bilmediğimiz bir “kapitalin” çalışması yada çalıştırılması gibilerinden belki de küresel nitelikli bir “tezgâh” söz konusudur..
Çünkü kimseler bir çözüm olasılığı uğruna hele de kendileri için “idealist,” bizim içinse “resmen Rum egemenliğinin üzerimize serilmesi” anlamındaki vuslata kalmış hayali bir çözüm uğruna, binlerce sterlini böyle saçmaz! Yani “deliler bile yapmaz bunu!
Son sözüm şu olmalı ama: “Para her zaman satın almak içindir!” Velev ki “çözüm” amaçlı da olsa “satılık oldukları için satın alacakları” mutlaka olacaktır!
