Korona virüsü, tüm gündemleri alt üst etti. Ancak, bu virüsten önce var olan sorunlar, virüsten sonra da devam edecek.
Kıbrıs Sorununda bir iç ve bir de dış yön vardır.Bunlar unutulmamalı ve Korona Virüsüne rağmen, bu sorunlar çözülmeden, Kıbrıslıların rahat olmayacakları ıunutulmamalıdır.
Kıbrıs Sorunundaki iç yönde , Rumların Türklerle iktidarı paylaşmak istememeleri belirleyicidir.
Rumlar, yarım olsun, benim kontrolümde olsun anlayışındadırlar.
Annan Planı sırasında, 100 Bin’e yakın Ruma topraklarına dönüş hakkı, diğerlerine de tazminat hakkı verildiği halde, Rum yöneticiler, Türklerle HÜKÜMETİ PAYLAŞMAMA adına, çeşitli gerekçelerle, halkı HAYIR noktasına taşıdılar.
Kıbrıs Türkleri içindeki bir kesim de, Rum mallarını yağmalamak politikaları nedeniyle Annan Planına karşı çıktılar.
Zaten, Kıbrıs’ta çözüm istemeyen Rumlar ve Türkler, her kritik aşamada işbirliği yapmayı çok güzel becermektedirler.
Kıbrıs Sorununda belirleyici yön DIŞ SORUNDUR.
Dış Sorunun anlamı, Kıbrıs Sorununun, birçok dış gücü derinden etkilediğidir. Birçok uluslar arası güç, Kıbrısın stratejik konumu nedeniyle Kıbrıs Sorununda taraftır.
Soğuk Savaş döneminde, Kıbrıs Sorununun özü, Amerika ve Rusya arasındaki Akdeniz’i kontrol etme savaşıydı.
Şimdi ise Doğu Akdeniz’deki ENERJİ KAYNAKLARINA sahip olma savaşı, esas çelişki haline gelmektedir.
Rum yönetimi, Türkiye’yi bu enerji paylaşımının dışında tutmaya çalışırken, Türkiye de bölgedeki gücünü ve arama gemilerini arttırarak, Rumların bu siyasetini etkisiz hale getirmektedir
Gelişmeler Türkiye’nin istediği yöndeki politikalara yardımcı olmaktadır.
Dünyadaki Korona Krizi dolayısıyla enerji kaynakları büyük fiat indirimiyle karşı karşıya kalmışlardır.
Özellikle petrol tüketiminin azalması ve fiatların düşmesi, Kıbrıs’ın açıklarında enerji çalışmalarında bulunan İtalyan , Amerikan ve Fransız Enerji şirketlerinin çalışmalarını durdurmalarına yol açmıştır.
Bu şirketler, çalışmalarını 2021 yılı ortalarına kadar durdurma kararı almışlar ve bu kararlarını Rum yetkililerine iletmişlerdir.
İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan’ın Gaz nakil Borusu projesi de , Korona Sorunu nedeniyle ileriye ötelenmiştir.
Bütün bu gelişmeler, Rum tarafında büyük hayal kırıklığı yaratmıştır.
Enerji Savaşlarında, insiyatif Türkiye’nin eline geçmiştir. Bu yeni gelişme, Kıbrıs Sorununu da derinden etkileyecektir.
Rumların, Kuzey İle Güney arasındaki kapıların açılmasında, son bir yılda, Güneyden gelen turistlerin Kuzeyde gecelemeleri ve Rum vatandaşların enerji ve sebze ve meyve alışverişinde Kuzey’e yönelmelerinden rahatsız oldukları bilinmekteydi.
Özellikle Anastasiayadis’e destek veren sağcı kesimin, kapıların kapatılmasını talep etmeleri sonucu, Anastasiyadis yönetiminin Korona’yı ileri sürerek kapıları kapattığı unutulmamalıdır.
Rum yetkililer bu hafta içerisinde yaptıkları açıklamada, Havayolunun açılmasıyla birlikte, Kuzey ile kapıların yeniden açılabileceğini açıklamıştır.
Rumların bu politikaları, bölünmeyi esas aldıklarını göstermektedir. Kıbrıs’ın Kuzeyi onlar için artık, Kıbrısın bir parçası değil, ayrı bir birimdir.Bu birimin tecritine devam politikası bölünmeyi arttıran bir politikadır.
Kuzey Kıbrıs’a gelince, Güney ile olan Sorunların yanısıra, Türkiye tarafından da dikkate alınmayan ve desteklenmeyen bir yapı oldukları, Korona döneminde daha da anlaşılmıştır.
Kıbrıslıların, tüm bu sorunları daha geniş çerçevede ele almaları ve yeni çıkış yolları aramaları, önümüzdeki süreçte en önemli sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
