Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fazilet Özdenefe, Prof. Dr. Senih Çavuşoğlu’nun Başbakan Ersin Tatar’ı konu alan grafik çalışması ve Başbakan Tatar’ın bu çalışmaya yönelik tepkisine vurgu yaparak siyasetçinin mizahçıyla olan ilişkisini değerlendirdi.
Özdenefe, ülkeyi yönetenlerin, o siyasi sorumluluğu olanların, toplumun gözü önünde olanların bu tip meselelere çok daha sakin, serin kanlı ve bütünleştirici bakmaları, yeri geldiğinde de gülüp geçebilmeyi başarabilmesi gerektiğini kaydetti.
CTP Milletvekili Özdenefe, mizahın, eleştirin seviyesi ne olursa olsun cezai takibatı yapılan meseleler olmaması gerektiğini, kaydetti.
Özdenefe şunları kaydetti:
Bunlar gerçek gri bölgeler, ve dünyada da sürekli tartışılan, mahkemelere konu olan meseleler. Yani ifade özgürlüğünün nerede başlayıp, nerede artık kişi özgürlüğü ile sınırlandırıldığı, ünlülerin, siyasilerin, politikacıların eleştirilme ve daha medya önünde olmalarından dolayı, onlarla alakalı bu sınırın ne olduğu, nasıl olması gerektiği ile ilgili aslında birçok yayın da var. Mahkeme kararı da var. Dünyanın farklı yerlerinde de farklı uygulamalar var. Ben şahsen tabiî ki toplum önünde, medya önünde olan bireylerin muhakkak ki siyasiler bunun başında geliyor, çok daha toleranslı, anlayışlı ve bir yerde bu siyasi eleştirilerin de muhatabı olacağını bilerek hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum. Tabi bazen o çizgi çok net olmayabilir, tartışma konusu olabilir ama ben hiçbir hal ve şartta cezai işlem başlatılmasını savunmam, tasvip etmem, doğru da bulmam. Mizah ilgili, eleştirilerle ilgili olarak o sınırın aşıldığına inanılıyorsa bile. Biliyorsunuz Ceza Yasamız sömürge zamanından kalan bir yasadır. Fasıl 154 Ceza Yasamız var. Bununla alakalı olarak tabi farklı maddeler var. Zem ve kadih dediğimiz madde, 5 yılı gerektirecek bir suç ile itham edilmesi halinde Başbakanın devreye sokacağı bir amade ama bunun dışında ortalığı karıştırmaya yönelik niyet ilgili de bir madde var. Devletin kurumları ile ilgili Cumhurbaşkanı olabilir bu, hükümet, hükümetin icraatları ile ilgili olabilir, ortalığı karıştırmaya yönelik niyet ile herhangi bir belge veya evrak ile yayınlanırsa bunun 5 yıla kadar hapis cezası olduğu ifade ediliyor. Bu sömürge zamanından kalan ve bu tip ifadeleri cezai anlamda suçlamaya zemin teşkil eden mevzuatın aslında değişmesi gerektiğini savunanlardanım.
“Siyasiler serin kanlı ve bütünleştirici olmalıdır”
Hukuk davası, sivil davalar var, Başbakan da bu yolu tercih edebilir. Tabi siyasilerin de bu mekanizmayı herhalde en son akıllarına getirmesi gerektiği mekanizma olarak düşünüyorum. Neticede içinden geçtiğimiz günler kritik, muhakkak eleştirinin de hedefi olacaktır, olmalıdırlar da çünkü aslında eleştiriyi yapmamız gereken ve doğruyu hep birlikte bulmamız gereken ve de siyaseti çok iyi kullanmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Sadece siyasilerin değil, her bir bireyin aslında biraz daha siyasallaşması gerektiği bir dönemden geçtiğimizi düşünüyorum. Mizah ile ilgili eleştiriler de yapılacaktır. Ben herhangi bir mizahtan dolayı cezai takibat yapılmasını, polise başvurulmasını doğru bulmuyorum. Tahammülsüzlük bulabilirim. Özelde evet yapılan o mizah çalışması ile ilgili bir kısmımız, ‘olamaz, bir başbakana bunun yapılmaması gerekirdi’ diyebilir, şok edici bulabilir, diğer kısım, ‘ya bu bir mizahtır yapılabilir’ diyebilir ama ben bunun ötesinde bir şey söylüyorum. Kişilerin fikirleri değişebilir ama günün sonunda aslolan ülkeyi yönetenlerin, o siyasi sorumluluğu olanların, toplumun gözü önünde olanların bu tip meselelere çok daha sakin, serin kanlı ve bütünleştirici bakmaları, yeri geldiğinde de gülüp geçebilmeyi başarabilmelidir diye düşünüyorum.”
“Yasa yok diye suç, suç olmaktan çıkmaz”
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, konuyla bağlantılı olarak sorulan bir soru üzerine Bilişim Yasası çalışmalarına ilişkin de açıklamalarda bulundu.
Özdenefe, “Bilişim suçları ile ilgili mevzuatımızın olmaması böyle bir meselenin polise intikal etmesinin önünde engel değildir. Ceza Yasamız bakidir. Bilişim Suçları Yasası’nı ben çalışmış biriyim. Bişim suçlarının düzenleyeceği alanlar aslında biraz daha farklı yani günün sonunda ortada bir suç varsa, bu sosyal medyada yapılıyor diye takibi yapılamaz anlamına gelmez. Ceza Yasası altında suç olan şeyler bilişim yasası yok diye bir suç olmaktan çıkmıyor. Ama ben bir hukukçu olarak bu devirde mizahın, eleştirin seviyesi ne olursa olsun cezai takibatı yapılan meseleler olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Özdenefe, Bilişim yasasına ilişkin açıklamalarında ise şunları söyledi: “Bilişim Yasası 2014-15 gibi çalışıyorduk. Ben o dönem Hukuk ve Siyasi İşler Komitesindeydim, hatta özel olarak da çalıştaylar yapılmıştı, katılmıştım, sunumlar hazırlamıştım ama ondan 2018 Ocak ayında genel seçimler oldu. Üzerinde benim çalıştığım dönemde de daha sonraki dönemde de çok ciddi emek harcanmış aslında taslaklar var ama son hükümet döneminde bir türlü nihayetlenip meclise gönderilemedi. Şuanda gündemde de değil.”
“İfade özgürlüğü ile tehditkar tavırlar hep var”
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, ifade özgürlüğü tehditkar tavırlardan da ciddi rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
Özdenefe, “hatırlayacaksınız henüz gündemde kovid-19 yokken ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine start verdiğimiz dönemde sayın Cumhurbaşkanı bir hukuk ekibi kuracağını bu yönde yapılan yazılarla ilgili olarak gereğinin yapılacağı ile ilgili bir açılım yapmıştı, ben onu da tasvip etmemiştim. Daha sonra, birkaç hafta önce Sayın sağlık Bakanı, ‘Yazılanlar, çizilenler var, farkındayız, bunları takip ediyoruz. Bugünler geçsin, gereğini yapacağız’ demişti.
Sayın başbakan, dün bir mizah çalışmasını polise verdiğini ifade etti. Dolayısıyla aslında devletin önemli makamlarının sürekli bu ‘gereğini günü geldiğinde de yaparız’ tavrını ben ne bir hukukçu olarak ne de bir siyasi olarak doğru bulmadığımı belirtmek isterim” dedi
