Toplumun geneli açısından bakıldığında şu ana kadar virüsten korunmak için yapılan mücadele farklı bir yaşam şeklini empoze etmesi dışında gerçekten zor muydu?
Neticede adapte olmak adına mırın kırın da edilse de o kadar da zor ve dayanılamayacak bir süreç değildi virüs ile yapılan mücadele.
Whatsapp’ın, Facebook’un ve Netflix’in olmadığı bir dönemde bu süreci geçirmek dayanılmaz olurdu. Kabul.
Diyeceksiniz ama yaşı ilerlemiş ve sosyal medyadan nasibini almamış olan yaşlılarımız ne yapsın?
Onlardaki hoşgörü ve sabır kimde var?
Onlar da 50’li 60’lı yılları anarak, ‘’bu da bir şey mi’’ diyerek geçirdiler bu süreci. Biliyorum çünkü bir tanesi de annem.
***
Virüsün yarattığı ekonomik hasar ile mücadele ise farklı bir fedakârlık ve çok daha uzun soluklu mücadele ve sabır gerektirecek.
Bir süre sonra bırakın önerilmesini dedikodusunun bile sokaklara döktüğü kırmızı çizgi diye diklendiklerimizi elimize silgiyi alıp kendimiz silmek için sıra kavgası yapıp yapmayacağımıza bile şahit olacağız belki de.
Yakın geçmişte yaşanan ‘’KTHY’’ travması farklı kurumlardaki çalışanların dışa vurmasalar da aklında olacaktır.
Hem matematik hem de davranış bilimlerinin karışımı olan iktisat ilminin acı ve şaşmaz bir kuralı var.
Ekonomik gerçekler keyfi davranış ve popülizm ile bir süre ertelenebilir ama kaçınılmazdır.
Erteleme süresi uzadıkça acısı çok daha derin olur.
Sonuçta ne ektiysen er ya da geç onun tatlı ya da acı sonucunu biçersin.
Eskiye dönmenin mümkün olmadığı görülerek elbirliği ile yaratılan bu enkaz kaldırılmak zorunda kalınacaktır.
Demokrasinin de bir bedeli olduğuyla birlikte bizi biz yapan değerlerimizi de hatırlamış ve önemini anlamış olacağız.
1974’ten sonra bireysel olarak yolunu bulup en hızlı şekilde hedefe varma içgüdüsü, olası tüm zorluklarına ve zaman almasına rağmen toplum olarak birlikte uzak bir hedefe yolculuk yapmanın keyfinin önüne geçti.
Birlikte mesafe almak yerini bireysel hız ve siyasi gücü kullanarak ayrışmaya bıraktı. Bu durum partiler üstü bir şekilde topluma yayıldı.
Siyasetçi de bu ayrışmayı yapan ya da etki eden konuma büründü.
Ama bu virüsün sebep olduğu olacağı etki bu rolü icra etmesini bu sefer pek mümkün kılamayacak gibi çünkü dalga boyu çok büyük.
Topluma ve siyasete yayılan tedirginlik, sinirlilik ve çaresizlik bundan dolayıdır.
Yılların ezberi ve statükosu bozulmaya gebedir.
Gün ve saat dolmuş doğuma az kalmıştır.
Doğumun normal mi, yoksa sezaryen mı olacağı meçhuldür.
Doğum sonrası süreçte farklı konuları, problemleri ve ihtiyaçları birbirlerinden ayrı ve tek başlarına değil ayrı ayrı parçaların bir araya geldiği bütünlük içinde ele almamız gerekecektir.Yeni dönemdeki bu ‘’holistik’’ yaklaşımı siyasetten ve siyasetçiden talep etmemiz ve desteklememiz gerekiyor.
Bu yetmez ama, demokratik tercihlerimizi ve unuttuğumuz değerlerimizi de pekiştirmemiz yeni siyasetin gereği olmalıdır.
Bunu dışımızdan biri talep ediyor diye değil biz doğru bulduğumuz için yapmalıyız.
Kim bilir belki de Ankara’daki bize karşı hüküm süren sessizlik de bundan dolayıdır. Onlar da çağırıp konuşmaktan bıktılar.
‘’Gadalaves?’’ demeye getiriyorlar.
