“Sağlam bir kaynaktan duyduğuma göre eşekleri Karpaz yöresinde vahşi olarak bulunmaktaymışlar ve avlanmaları da isteyen herkese serbestmiş fakat, yakalandıklarında da, inatçılıklarından dolayı evcilleştirilmeleri olanaksız olduğundan pek fazla değer etmiyorlarmış.”
…
Dr. Hume 1801 yılında Kıbrıs’ta bulundu.
Hatıralarını yazdı.
Karpaz eşekleri ile ilgili yukarıda belirtilen izlenim ona aittir…
…
200 yılı aşkın zaman geçti.
Karpaz eşekleri aynı eşekler.
Katır gibi.
Özgür ama huysuz ve inatçı.
Kendi bildiklerini yapıyorlar.
Evcilleştirilemiyorlar…
…
Eşeklerimizin ünü inatçı olmalarından kaynaklanıyor.
Ünleri sınırları aştı.
Onlar kadar ünlümüz yok.
Şarkıcımız, doktorumuz, mimarımız, akademisyenimiz, yazarımız, şairimiz, romancımız, siyasetçimiz onlar kadar ünlü değil.
Öyle olsa, bizim hakkımızda konuşanlar eşekleri örnek göstermez.
Bu durum yüzyıllardır böyle sürüp gidiyor.
Gelen giden eşeklerimizden bahsediyor.
Hatta bizi izah edeceklerinde onların huyları ile karşılaştırıyorlar!
…
Kıbrıs için sözde aşk adası denir(di).
Bu tanımlama Afrodit’ten kaynaklanıyor.
Efsaneye göre, “Kronos, kral babası Uranos‘u devirirken, bir orakla babasının cinsel organını keser. Kesilen organ denize düşer ve oluşan köpüklerden Afrodit doğar.”
…
Ne organmış!
…
O organ denizi döllemiş, köpüklerinden Afrodit doğmuş, Baf kıyılarına çıkmış.
O çıkış!
Çok güzel ve cilveliymiş Afrodit.
İstedikleri ile yaşarmış.
Dillere destan aşklar.
Kıbrıslılar da etkilenmiş Afrodit’ten.
Tekmil ada aşktan çıldırmış…
…
O dönemlerde de bizim inatçı eşeklerin ataları var mıydı kim bilir…
…
Zaman çok değişti.
Eşeklerin ünü, Afrodit’in ününü çoktan geçti.
Öyle olmasa, bizi Afrodit’e benzetirler.
-Ne güzel ada, Afrodit gibi kendi zevklerine düşkün falan derler.
-Bunlar Kıbrıs sorunu tanımazlar. Aşarlar. Birbirlerini kesseler de, organları denizi dölleyip, köpüklerinden tekrar doğarlar, derler…
…
Demiyorlar.
Eşeklerimizi konuşuyorlar!
Afrodit geri planda.
Eşekler çoktan öne geçmiş…
…
Kıbrıs sorununun bir türlü çözülmemesinin nedeni de işte budur!
Afrodit kültürü terk edildi.
Eşek kültürü baskın çıktı.
İnatçı kültür…
…
Dünyanın her yerinden onları görmeye geliyorlar.
Eşekleri…
…
Turist gelir,
Elinde harita,
Doğru Karpaz’a.
Eşekleri görecek.
Hangi turist geriye döndüğünde ada ahalisinden bahseder ki?
Gördüğü eşekleri anlatır.
Gözleri şöyle güzel, renkleri şöyle; boyları bu kadar, inatçılıkları şöyle…
…
Hadi biz neyse.
Eşeklerle birlikte yaşıyoruz.
Rumlara ne demeli?
74’ten beri ayrı olmalarına rağmen, eşekleri unutamıyorlar!!
…
Adaya gelenler, emperyalistler de dahil, eşekler kadar insanlara önem verseydiler bu sorun biterdi belki de.
Vermiyorlar.
Tam aksine adayı böldüler.
Bir tarafta eşekler, bir tarafta muflonlar…
…
Ortak metin hazırlanacak,
Da sonra masa tekrar kurulacak,
Ve görüşmeler başlayacak,
Da her şey tu baştan olup, sorun çözülecek…
…
Ölme eşeğim ölme…
…
Bence organlarımızı denize atalım!
Belki yeniden doğarız!
(2013)
