Hani bir laf var, “ekmek bütün, köpeğin karnı da tok olsun” diye. İşte bizim durumumuz da aynen böyle. Hem şikayet ediyoruz, düzeltmek için çaba harcayanı da eleştirmekten geri durmuyoruz. Günlerdir basında yeniden tamir edilen Lefkoşa-Girne yolu hakkında çeşitli eleştiriler yapılıyor. Trafiğin sıkışıklığından, eskiden 20 dakikada gittiğimiz yolu şimdi bir saatte gittiğimiz şeklinde yapılan eleştiriler. Bu şikayetleri bir yere kadar anlayabiliyorum ama, bir şeylerin düzelmesini istiyorsak bazı sıkıntılara katlanmayı da bilmeliyiz…
Sonuçta tüm bu yaşanan sıkıntılar, bizlerin daha güvenli bir yola kavuşması içindir. Dün bu konuda “Kıbrıslıyık” sayfasında bir paylaşımda bulunuldu. Söyle diyor yazıda;
“Sevgili dostlar, Lefkoşa Girne ve Girne Dağyolu istikametindeki yenileme onarım çalışmaları nedeniyle trafik sıkışık oluyor. Evlerimize 1 saat geç gitmek durumunda bile kalabiliyoruz. Fakat yıllardır bu yollar ihmal edildi. Onlarca ölümcül hayati kazalar oldu. Lütfen sabır gösterelim, annelerimiz, babalarımız, evlatlarımız, ailemiz bizi bir daha görmemektense, 1-2 haftalığına 1 saat geç görsün daha iyi!”.
Giden onlarca candan daha mı kıymetli, kaybettiğimiz bir kaç saat. Giden canların geri gelmesi için değil birkaç saat, yıllarını verir insan. Ama dedim ya toplum olarak herşeye muhalif bir yapımız var. Herşeyin tamam olmasını istiyoruz ama, sıkıntıya da gelemiyoruz.
İyi de nasıl olacaktı bu iş söyler misiniz..?
Söz konusu iki yolda da, 24 saat yoğun bir trafik akışı var. Bazı sıkıntıları yaşamadan nasıl düzelecekti yollarımız. Yol tamiri başka nasıl yapılır?
Herkes henüz bir aylık Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanına yükleniyor. Ama kimse de, bu tamir işlerinin geçmiş hükümet döneminde tarihlendirildiğini, mevcut hükümetin de bunu devam ettirdiğini söylemek istemiyor. Maksat muhalefet olsun.
Bu yollarla ilgili bazı farklı önlemler alınamaz mıydı diye sorabilirsiniz, evet belki bazı farklı tedbirler olabilir. Baştan ambulanslar için endişe ettik ama, öğrendiğim kadarıyla ambulanslar tamir halindeki yolu kullanabiliyorlarmış.
Ve bunun dışında bazı eksikler dikkat çekiyor. Örneğin, trafiğin bu kadar yoğun yaşandığı yerde hiçbir trarfik polsinin olmaması, kontrol yapılmaması gibi…
Cumartesi günü akşam üzeri Girne’den Lefkoşa’ya geldim. En yoğun günlerden biri. Girne’deki alt-üst geçidin orada kuyruğa girdim ve saate baktım, darboğaza, yani yolun normale döndüğü yere geldiğimde aradan tam 22 dakika geçmişti. Eskiye oranla kaybım yaklaşık 15 dakika oldu. Karşı yol bizden daha kalabalıktı. Onların da kaybı hade yarım saat olsun. Kısacası eskiden 20 dakikada aldığımız Lefkoşa –Girne yolu bir süreliğine bir saate çıkmış oldu.
Onlarca cana karşılık hayatımızdan bir saatin gitmesi bu kadar mı zorumuza gidiyor…
Kimse kusura bakmasın, ağır eleştirilerde samimiyet göremiyorum.
YERİN KULAĞI VAR
MARATON BUGÜN BAŞLIYOR:
Erken genel seçimler nedeniyle geçirilmeyen 2018 bütçesi için, Meclis maratonu bugün başlıyor. Hükümet, 5 milyar 815 milyon TL’lik 2018 bütçesiyle ilgili görüşmeleri 21 Mart’ta tamamlamak istiyor. Muhalefetin bütçenin belirlenen tarihte geçmemesi için nasıl bir taktik izleyeceği, yapacakları uzun konuşmalarla, bu tarihi daha ileriye taşıma niyetleri olup olmadığını görüşmeler başlayınca göreceğiz… Denerlerse, iyiden deşifre olacaklar.
OLANI DA KAPATMAK İSTİYORLAR:
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yeni sınır kapısı açma çalışmalarının sürdüğü Lefke Aplıç’ta incelemelerde bulunarak, Güney Kıbrıs’daki yetkililere ve projeyi yürütenlere “çalışmaları hızlandırın çağrısı” yapmış. Sayın Başkan mevcut kapıları bile kapatmakla tehdit ettikleri bu günlerde yeni kapı açılmasını isterler mi sanıyorsunuz?
UBP VE İTTİFAK YARIŞI OLUR MU?:
Ana muhalefet UBP Haziran ayında yapılacak olan yerel seçimlerde, mevcut 7 başkan yanında, 4 de bağımsıza destek verecek. UBP, Girne, Çatalköy, Mağusa ve Alsancak’tan aday çıkarmayıp bağımsız adayları destekleme kararı alırken, dört partili hükümet kanadında da yerel seçimlere yönelik ittifak arayışlarının sürdüğü iddia ediliyor. Genel seçimlerde yüzde 55 civarında oy alan iktidar partilerinin, olası bir ittifakı halinde, tüm belediye başkanlıklarını kazanma ihtimalinin oldukça yüksek olacağı konuşuluyor…
HP’DE NELER OLUYOR:
Seçimler öncesi ve sonrasında Halkın Partisi’nde yaşanan istifalara bir yenisi daha eklendi. Son olarak Parti kurucusu ve Parti Meclis üyesi olan öğretim görevlisi Şevki Kıralp partiden istifa etti. İstifaların dikkat çekici yanı, parti yetkili kurullarından isimler olması. İlçe Başkanları, Parti Meclisi üyeleri ve kurucu üyelerin ardı ardına gelen istifalarının eminim geçerli bir nedeni vardır. HP’nin bu istifalarla ilgili hiçbir açıklama yapmaması da dikkat çekici…
HA ŞUNU BİLEYDİNİZ:
Fileleftheros gazetesi, Kıbrıs sorunu ve enerji konuları için “altın kesit” bulunmaya çalışıldığı, iki konunun “paketleştirilmesi” senaryosu kurulduğunu yazıyor. Buradan dilimizin döndüğü kadarıyla, Kıbrıs konusunun parametreleri değişmiştir, eski formüller geçerli olamaz, iş bizim boyutumuzu aşmıştır derken kastettiğimiz de buydu. Uluslararası aktörler, iki konuyu birlikte halledip, başağrısından kurtulacaklarmış. İşte siyaset bu noktada başlıyor. Herkesin eline de ciddi kozlar veriyor. Mesele, kendi çıkarlarını en iyi şekilde koruyacak şekilde süreci doğru yönetmekte…
KENDİ HALKINA DA GÜVEN VERMİYOR:
- filonun sondaj için değil, tatbikat için bölgede bulunduğunun ortaya çıkmasından sonra, güney de karıştı. Rum basını, liderliklerinin bu haberlerin üstüne atlamasını ve yaptıkları algı operasyonunu deşifre ettiler, “gerginlikle yapılan politika hepimizi mahvedecek” dediler. Rum sözcü de mecburen çıkıp, “Biz öyle bir şey yapmıyoruz” demek zorunda kaldı. Rum basınının son dönemde herşeyi olduğu gibi kabul etmeyip, eleştirel gözle bakmaya başlaması güzel. Demek ki, Anastasiadis yönetimi iyice deşifre olmuş…
SIKINTISINI VATANDAŞ ÇEKİYOR:
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, “Türk insanı Kuzey Kıbrıs’ı hem yakın görüyor, hem de ayrı bir ülke. O nedenle, Türkiye’den Ada’ya bir kaçış oluyor” diyerek, Türkiye’den gelen alıcılar sayesinde emlak sektöründe hareketlilik yaşandığını belirtmiş. İyi de onlarca çok katlı binalarla birlikte binlerce yeni nüfusun karşılaşacağı altyapı sorunu ne olacak? Ya zaten kilitlenen trafik? İnşaatçı para kazanansın diye, sıkıntısını vatandaş çekecek… Girne’yi mahveden, dıştan gelenler değil tabii… Plansız, programsız, öngörüsüz, sadece ranta dayalı ülke yönetimi…
ZİRVEDEKİLER
Tufan Erhürman: “Bağlıköy, istenir ve çok çalışılırsa, bir mekanda Kıbrıslı Türklerin neler yapabileceğini gösteren bir laboratuvardır. Umarım, bu laboratuvarı bütün ülkenin gerçekliği haline, burada olanları bütün ülkede olanlar haline çevirecek başarıyı hep birlikte göstereceğiz ve bize makus talih diye dayatılmaya çalışılan şeyi hep birlikte değiştireceğiz… Hiç unutmayalım, anahtar Kıbrıslı Türklerin elindedir. Nasıl ki buradaki insanlar inandı ve yaptı, biz de hep birlikte inanıp yapacağız”…
DİPTEKİLER
İstiyormuş Gibi Görünmek: Siz bakmayın Anastasiadis’in Akıncı’ya, “gel birlikte yemek yiyelim, birşeyler içelim”demesine. Sözcüsü Prodromos Prodromu, ayrı telden çalıp suçlamalarını sürdürürken, güneyden kapıları kapatır, verilen pasaportları iptal ederiz sesleri yükseliyor. DİKO Başkanı Papadopulos, müzakerelerinin yeniden başlaması perspektifinin bulunmadığını iddia ediyor. Havadis yazarı Cenk Uzunoğlu’nun dediği gibi, “Bu kafayla bunlarla yok yemek, Sarayönü’nde ayaküstü biklalı sandviç bile yenmez…”.
