ON BEŞ GÜNDE BİR GELEN VAPUR - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

ON BEŞ GÜNDE BİR GELEN VAPUR

Ahmet OkanAhmet Okan

Bundan yüz yılı aşkın önce İstanbul’dan on beş günde bir gemi kalkar,

Larnaka limanına varırdı.


Posta bu yolla gelir,

24 saatli bir rötarla ada içine dağıtılırdı…

1897 yılında yayınlanan Akbaba gazetesi aynı tarihte 12 Kasım günkü sayısında “Tuzla Postahanesi” başlığı adlında bir haber yayınlar.

Haberde postanın gecikmeli dağıtımı eleştirilerek şunlar yazılır:

“Postahanelerden şikayet edilmedikçe, galiba posta memurları rahat edemiyorlar. Şikayet edince de hiddetleniyorlar…”

Anlaşılan, posta meselesinde şikayetler sıklıkla yapılmakta,

Posta memurları da bu şikayetlerden nasibini almaktaydılar.

Haber şöyle devam eder:

“Her sekiz günde bir Avrupa postası geliyor. On beşte bir İstanbul postası vürud ediyor. Hiçbir def’a da görülmemiştir ki, İstanbul vapuru bugün mesela öğle vakti geldiği halde akşama posta Lefkoşa’ya vasıl olsun…”

Durum buydu.

Ve İngiliz dönemi olması nedeniyle olmalı,

Posta yolu ile haberleşmenin Avrupa ile daha sık yapıldığı anlaşılıyor…

Postacılar postalarını o yıllarda at sırtında dağıtırlardı.

Bir köyden bir köye,

Bir kasabadan bir kasabaya,

Heybelerinde postalar…

Sonra bisiklet çıktı.

Motorlu araçlar geldi,

Ve aynı uzunluktaki yollar kısalmış oldu…

Altmışlı dönemlerde Lefkoşa sokaklarında bisikletli postacıları görmek mümkündü.

Herkes onları tanır,

Onlar da meslekleri icabı bütün sokakları ve evleri adı gibi bilirlerdi.

Denizaşırı ülkelerde sevdikleri olanlar,

Postacının yolunu dört gözle beklerdi.

Hasret,

Ancak bir zarfın içinden çıkan mektupla dinerdi…

On beş günde bir İstanbul’dan kalkan vapur gelecek,

Da postalar derlenip toparlanacak,

Ve atlarla dağıtıma çıkılacak…

Demek,

Hasret bin beterdi…

Bu yüzden o dönemlerde yaşanan aşkların bazıları hasretten ibaretti…

Teknoloji geliştikçe her şeyi de etkiliyor.

1931 isyanı döneminde internet olsaydı,

İsyanın örgütlenmesi büyük ihtimal sosyal medya üzerinden anında olacaktı.

Papaz Milanos’un Limasol’da yaptığı ateşli bir konuşmasından sonra Lefkoşa’ya bir telgraf çekilmiş,

Eylemler de o telgrafla başlamıştı

Ama zahmetli ve gecikmeli işti.

Telgrafı alanlar ahaliyi örgütlemek durumundaydı.

Vakit alacaktı tabii…

Haberleşmede ne vapurların, ne uçakların, ne postanelerin önemi kaldı.

Üstelik bilgiye anında ulaşılabiliyor.

Bir yanlışın ortaya çıkması uzun sürmüyor.

Ha Belçika sokakları, ha Lefkoşa sokakları.

Bir olay anında izlenebiliyor.

Bütün bunlar, insanoğlunun yaşam tarzını da yakından ilgilendiriyor ve değişikliklere uğratıyor…

Değişmeyenler için vapur on beş günde bir kalkıyor…

(2016)

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar