Olasılıkları” göz ardı etmemek gerekir: (Gaz sevkiyatı müzakereler kapsamına alınacaktır!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Olasılıkları” göz ardı etmemek gerekir: (Gaz sevkiyatı müzakereler kapsamına alınacaktır!)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6. Dünya Enerji Düzenleme Forumu’nda Rum’un “gazı” ile ilgili açıklamasını hem uyarı hem de TC’nin vazgeçmediği politikası olarak da değerlendirebilirsiniz. Her iki halde de şu sonuç çıkar:

Erdoğan Rum tarafının Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarından çıkartılacak gazı KKTC’nin adadaki enerji hakları üzerinden savunurken, borularla sevkiyatının ancak “kilit ülke” olarak tanımladığı TC üzerinden olacağını bir kez daha hatırlattı ve şunları söyledi: “Bölgeden çıkarılacak her hangi bir kaynağın tüm ada halkının olduğunu her fırsatta dile getirdik, dile getiriyoruz. Oradan çıkarılacak kaynağın kullanılmasında ve uluslararası piyasalara ulaştırılmasında kilit ülke Türkiye’dir…”
ÇAVUŞOĞLU NEDEN KKTC’YE GELDİ VE OLASILIKLAR: Her halde Güney tarafından büyük tepkilere neden olacak Erdoğan’ın bu açıklamasının hemen ardından TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu dün adaya geldi. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan ile görüştü. İçerik konusunda doyurucu bir açıklama yapılacağını sanmıyoruz. (Yazımızı resmi açıklamalar yapılmadan yazdıktı.) Ancak büyük olasılıkla Erdoğan’ın bu son çıkışından sonra “gaz sorununun” müzakereler çerçevesi içine sokulması hiç sürpriz olmayacaktır. Ve işte o zaman saz elinde olduğu için söz hakkı da Rum’a geçecektir, çünkü gazı koz olarak kullanacaktır!
YENİ PAZARLIKLAR YAPILACAKTIR. Mesela Anastasiadis şöyle diyebilecektir: “Gazı Türkiye üzerinden sevk ederim ama karşılığında ne vereceksiniz?” (Yorum çok amiyane oldu fakat Rum’un gazı da söz konusu olsa vermeden almak sadece Allah’a mahsustur dolayısıyla Anastasiadis zaten çoktan beridir arsızlık yapmaktadır bu kez Kuzey’den ne kaparsam sevdasında arsızlığın fıcırığını çıkartacaktır!)
YANİ: İsteyenin yüzü bir kara vermeyenin kapkara hesaplarında Türk tarafından tabi ki kabulü olanaksız ödünlerde bulunmasını isteyecektir! Öyle Maraş’la falan da yetinmeyecek, Annan Planı baz alınırsa üzerinde ödünler olacaktır!
MÜZAKERELERE BU OLASILIKLA MI BAŞLANIYOR? Tabii dikkatlerden kaçırmıyoruz. Özdil Nami ile Mavroyannis önce sekiz ardından üç saat ve tabii “harıl harıl” görüştüler. Zaman mefhumu dikkate alınırsa büyük olasılıkla yeni müzakerelerin rotasını saptamak için bugüne kadar uzlaşıya varılan konularla varılamayanların dökümünü yaptılar… Fakat artık Rum tarafının gündemden kaçırtamayacağı “gaz sorunu” da vardır. Erdoğan’ın son açıklamalarından sonra bu sorunu dışta bırakmak yahut “ben Mısır’la anlaştım gazı bu ülke üzerinden sevk edeceğim” demek hiç mümkün olmayacaktır… KISACA: Bu müzakereler çok şenlikli olacaktır!


**********      

Yurttaşlık Yasası geçerken: (İleride değişecek yasalardan bir tanesi daha!)

Bizde “yasalar” tasarı halinde iken değil, Meclis’ten geçip yasalaştıktan sonra tartışılırlar! Hem siyasi partilerimiz hem medyamız bu konuda tembellik yapmaktadırlar. Oysa AB ve ABD gibi demokratik ülkelerde bir “yasa tasarısı” bazen kamuda ve medyada yıllarca tartışılmakta ancak kıvama geldiği zaman “kanunlaşmaktadır.” Bizde tartışılmadan bir “gecede” yasalaşan tasarılar da vardır, alelacele yasalaştıkları için bir yıllık bile olmadan “değiştirilenleri” de vardır! Üstelik bu değişiklik yasaları “esaslarından” fazladır!
YURTTAŞLIK YASASI: Önce müjde! İlk iktidar değişikliğinde hemen değiştirilecek yasalardan bir tanesi de geçtiğimiz gün, öncesinde her zamanki gibi kimselerin tartışmak gereğini duymadığı Meclisten geçen Yurttaşlık Yasası’dır!
Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde bir insanın bir ailenin yurttaş olması için 15 yıl süre ile o ülkede ikamet etmesi şartı yoktur!
Çünkü çalışma izni ile gelenlere devamlı ikamet izni sağlayacak Beyaz Kart verilmesi için 6 yıl beklemeleri hiç olağan bir uygulama değildir!
Çünkü 7 yaşından önce KKTC’ye gelen ve yasa yürürlüğe girmeden 13 yaşını doldurup reşit oluncaya kadar KKTC’de yaşamış olanların önce Beyaz Kimlik Kartı almaları, ardından da yurttaşlığa geçme hakları kazanmaları gibi uzun süreli ve karmaşık uygulamaları anlamak mümkün değildir!
Çünkü KKTC yurttaşı ile evlenenlerin vatandaş olmak için 3 yıl beklemeleri akla mantığa uygun değildir!
Çünkü KKTC’de doğan çocukların yurttaş olabilmeleri için eğitimlerini de tamamlayacakları 18 yaşına gelmeleri gerektiği gibi bir “yurttaşsızlık” olayı akıllara sığmamaktadır!
HA BU YASANIN HİÇ Mİ İYİ YANI YOKTUR? Tek olumlu madde bundan sonra KKTC vatandaşlığına “layık olan” spor, bilim, teknik, siyaset, sanat alanlarında “olağanüstü” hizmeti geçmiş kişilere sadece Meclis kararı ile yurttaşlık bahşedileceğidir. En azından siyasilerin istismarlarını önleyici bir karar olarak olumlu!
ANCAK DİKKAT: Bu “olumludur” dediğimiz yasa bile ne diyor? KKTC vatandaşlığına “layık” olan ve “olağanüstü” hizmetleri bulunan kişiler…
Boşuna söylemiyoruz: Bu KKTC dediğiniz nadide Hollanda laleleri gibi korumaya alınmış ki nesli ile naturası bozulmasın! Hep ayni gaile! Fakat: İşin çok daha kısası bu yasa siyasi iktidar partisinin (CTP’nin) misyonu ile meşrebinden kaynaklıdır! Şöyle ki TC’den KKTC’ye “kayanların” önüne öylesi bir yasayla barikat çekildi ki değil “yurttaş,” KKTC’ye “taş” bile olamazlar, işin esası budur!            
**********

Kısaca takıldığım: (Sağlıkta ikinci iş sorunu!)

Bir süredir Sağlık Bakanı Ahmet Gülle “Sağlık hizmetlerinde reform olduğuna inandığı” bir dizi tedbirleri savunurken Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nden de bir ricada bulunuyor: “Sağlıkta reform sürecine inanılıyorsa davanızı geri çekin!”
Anayasa Mahkemelerine kadar gitmiş “dava” denilen olay “Kamuda çalışan doktorların mesai bitimlerinden sonra serbest çalışmalarına cevaz verilmesi, sigortalıların ilaç sorunlarını hastanelerde tescil ettirme zorunlulukları gibi bazı kararlara ‘Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nin karşı çıkmasıdır. Esasa yönelik şikâyetleri ise kamuda çalışanların ikinci bir iş yapmamaları anayasal hüküm olmasına karşın bunun devlet tarafından resmen uygulanmasına cevaz verilmesidir!”
İşte yılların sorunu: Ki bütün iyi niyetine karşın Gülle hastanelerde çalışan doktorlar için “popülizm” kokulu imkânların kapılarını açıyor… Öte yandan tek kuruşluk devlet katkısı olmayan, kendi döner sermayeleri ile çalışan Serbest çalışan Hekimleri “reform” kelimesine sığınarak mesleki rizikoya atıyor!
“İKİNCİ” İŞ OLAYI: Yıllardır bu sorunu çözemedik Yüzlerce üniversite mezunu işsizliğin pençesinde kıvranırken “kamuda çalışanların ekstradan “özel işleri” ile iştigal etmeleri ne hukuki ne de etik yönden doğrudur.
Fakat pardon. KKTC “doğruların” değil, “yanlışların” devletidir!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar