Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun günübirlik KKTC ziyareti ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yaptığı görüşme sanırım bir nevi senkronizasyon görüşmesiydi.
Hızlı ve olumlu bir havada başlayan görüşme sürecinde Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı seviyesinde devrede olması ve bu tür senkronize toplantılarının yapılması bence olumludur.
Bazıları şikayet etse de “Kıbrıs sorunu Türkiyesiz çözülmez” gerçeği önümüzde durmaktadır.
Basın toplantısında sorulan soruda da olduğu gibi garantörlükten tutun da daha birçok konu doğrudan Türkiye’yi de ilgilendirmektedir.
Dolayısı ile Türkiye’nin bizatihi konunun içinde olması ve dün yaptığı gibi Cumhurbaşkanı Akıncı’nın atacağı adımlara destek vermesi kaçınılmazdır.
Zaten Rum tarafı da Türkiye’nin konunun içinde olmasını istiyor.
Geçmişte çözüme ulaşmayacak politikalar nedeniyle Kıbrıs Türkünü baypas yapıp doğrudan Türkiye’ye ulaşmaya çalışıyordu.
Şimdi karşılarında Kıbrıs Türkü’nün büyük çoğunluğunun onayını almış, irade sahibi bir Akıncı var.
Akıncı ile görüşüp pazarlık yapacaklar ama bilecekler ki Türkiye’nin desteği ile Kıbrıs sorunu çözülür.
***
Çavuşoğlu ile Akıncı’nın dünkü basın toplantısında söylediklerinden öte verdikleri umut dikkat çekiciydi.
Her ikisi de Kıbrıs sorununun bu yıl içinde çözülebileceği üzerinde durdu.
Peki bu mümkün müdür?
Tüm umutlarımızı öldüren geçmiş döneme bakınca bu yıl içinde çözümün hayal ötesi bir şey olduğunu düşünebiliriz.
Fakat şimdi yeni bir dönem vardır.
Akıncı faktörü yeni dönemin en belirleyici unsurudur.
Peki Türkiye bu yıl içinde bir çözümü istiyor mu?
Bunu belirleyecek ve ortaya çıkmasını sağlayacak olan da Akıncı’dır.
Ankara’daki yetkililer çözüm noktasında kararlı olduklarını söyleyip duruyorlar.
Şimdi o sürece giriliyor.
Akıncı’nın atacağı adımlara verecekleri destekle bunu pratikte de kanıtlamış olacaklar.
***
Kıbrıs sorununu bu yıl içinde çözmek mümkündür.
Fakat taraflar bir çözüme ne kadar hazırdır?
Türk tarafında sorun yoktur. Kıbrıs Türkü zaten Akıncı’yı seçerek çözüm iradesini ortaya koydu.
Ekonomik krizle boğuşan Anastasiadis ve zor durumda olan yönetimi iç cephedeki hayırcı zihniyeti ne ölçüde geriletip Rum halkını bir çözüme hazırlayabilecektir?
Bunun için Türkiye’den öte Avrupa Birliği ve Amerika’nın Anastasiadis’e desteği şarttır.
Bu ülkede bir başka gerçek de şudur;
İngiltere’nin içinde olduğu Avrupa Birliği ve Amerika istemezse de Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılamaz.
Sorunu yaratma kaynakları ancak yarattıkları sorunu ortadan kaldırabilirler.
Bu gerçeği de herkesin kafasına sokması lazım…
