Nisan ayı da hızla ortalarına geldi..Günler çok çabuk geçiyor. Kıbrıs artık adım adım yaz mevsimine hazırlanıyor.
Şimdi baharın en güzel dönemi.Sıcaklar adaya gelmeye hazırlanıyor.
Nisan ve Mayıs ayları, Kıbrıs’ta her tür canlanmanın yaşandığı aylar.
Erken davranan açık tarımla uğraşanlar, tarlalarına yavaş yavaş ürünleri ekmeye başladılar.
Tarlalar, domateslerine, salatalıklarına, kabaklarına ve diğer sebzelerine fidan olarak kavuştular.
Meşhur sözdür..Ne ekersen onu biçersin.Bazen de ektiğin tohum tarlaya uyum sağlamazsa veya mevsimsiz ekilirse, o tohumdan hiçbir fayda elde edemezsin.
Politika da , tarlaya ekilen tohum gibidir.Dönemine ve koşullara uymayan politikalar hem kısa vadede, hem de uzun vadede başarıya ulaşamaz.
Nisan ayının sonlarına doğru, BM önderliğinde, 5 ARTI 1 Gayrı resmi konferansı da Kıbrıs Sorununu ele alacak.
Umalım ki, bu konferansta ortaya konacak olan politikalar, günün koşullarına ve ULUSLAR ARASI DURUMA uygun olur.
Dünyanın, Kıbrıs Sorunuyla ilgili uzlaştığı noktalar, BM kararlarında bellidir.
Bir dönem Rumların, ÜNİTER DEVLET tezlerine karşılık, Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin tezi, iki bölgeli, iki toplumlu FEDERASYON teziydi.
Federasyon tezi, dünya koşullarına uygun ve barışçı, bölücü değil, BİRLEŞTİRİCİ bir tez olduğu için, adım adım hem BM ve hem de TÜM DÜNYA tarafından kabul edilen bir teze dönüştü.
Rum tarafı gerek ANNAN PLANINDA, gerekse Montana Sürecinde, gerçek bir federasyon istemediği için, bu süreçleri baltaladı.
Şimdi BM nin önderliğinde toplanacak olan Gayrı-Resmi konferansta, FEDERASYON temelinde bir çözüm üzerinde tarafların uzlaşması daha kolay sağlanabilir.
Türkiye, federasyon tezine bir şans daha verme noktasına gelecektir. Çünkü son yıllarda izlenen politikalar nedeniyle, Türkiye Uluslar arası arenada iyice yalnızlaşmıştır.
Türkiye bu yalnızlaşmayı kırmak için, ülke içerisinde, hukuksal alanda ve ekonomik anlamda reformları hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Türkiye bunun yanı sıra AB ile olan ilişkilerini her alanda yeni baştan kurmayı esas alan bir politikaya yönelmiştir.
Son yıllarda, Mısır ve İsrail ile Türkiye’nin zıtlaşmasını fırsat bilen Yunanistan ve Güney Kıbrıs, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırmada başarılar kazanmışlardı.
Türkiye, son bir ayda özellikle Mısır ile doğrudan ve açık bir politika ile yakınlaşmaya çalışmaktadır. İsrail ile perde arkasından, sorunları giderecek çalışmalar ise başlatılmıştır.
Dış politikası, radikal bir şekilde yumuşayan Türkiye, Çarşamba günü de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile , bölgesel ve Doğu Akdeniz’deki sorunlarla ilgili bir çalışma yapmıştır.
Böyle bir dönemde, BM toplantısında, Türkiye’nin federasyon tezi yerine İKİ AYRI DEVLET tezini kabul ettirmesi mümkün değildir. Bu tezde de ısrarcı olmayacağı görülecektir.
Kuzey Kıbrıs tarafına gelince, BM toplantısında uzlaşma yerine DALAŞMA tezi olan iki ayrı devlet tezinde ısrar etmesi pek de mümkün olmayacaktır.
Nisan ayında, tarlaya uygun tohumlar ekilmesi gibi, politik tezlerde de uygun tezler HAYAT BULABİLİR.