NİÇİN ONLAR ÖYLE BİZ NEDEN BÖYLEYİZ? VE ASİL NADİR’İN DÖNÜŞÜ - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 30, 2024
Köşe Yazarları

NİÇİN ONLAR ÖYLE BİZ NEDEN BÖYLEYİZ? VE ASİL NADİR’İN DÖNÜŞÜ

Eşref Çetinel

KKTC’nin son sayımlarda nüfusu 382 bin 836 olarak tespit edildi.. Anladığımca hâlâ çoğalamıyoruz! 1963’lerde ayıp olmasın diye yüz bin kişi olduğumuzu söylerdik ama değildik! Oysa Osmanlıdan teverrüs etmiş adanın sahipleri olarak Rum’un kat katı olmalıydık. Ki şimdilerde onlar bir milyona yaklaşık seyrediyorlar!

Belli ki ada, tarihi süreci içinde çok göç vermiş.. Bu konu ne zaman açılsa söylerim: Kıbrıs salgın hastalıklar, kuraklıklar, her zaman sıcağıyla kavurucu bir ada olageldi! Tifo’dan vebaya, veremden sıtmaya, trahomdan çiçek hastalıklarına varıncaya kadar ne kadar hastalık varsa bu adada da vardı! İngiliz sömürge döneminde sivrisinek mahsulü “sıtmayı” önlemek için valilik kanun hükmünde müeyyideleri çok sert tedbirler almıştı..  YANİ Kıbrıs ne öyle “yeşil ada” dendiği gibiydi ne de yaşanası bir cennetti! Çok uzun mücadelelerden, hastalıkların salgınların önü kesildikten sonra göç etmeyip adada kalanlar ancak yıllar sonra huzura erdilerdi.


TA ki Makarios gibi faşist bir papaz ortalara atılarak sanki babasının malıymış gibi adayı Yunanistan’a peşkeş çekene kadar..

BİLİNİYOR Barış Harekâtlana kadar dayanan serüven bugün de “siyasi sorun” adı ile hem Güney hem Kuzey cephelerinde teyakkuz halinde de olsa devam ediyor! Ki araya Barış harekâtı gibi bir savaş girdi, ada Türk Rum ikiye bölündü fakat hâlâ her iki topluma da gerekli olan çözüm sağlanamadı, bu kez de “Anavatanlar” olarak kabul edilen Türkiye Yunanistan dalaşta!

***

BUNCA bilinenleri neden tekrar ettim? Çünkü bu adada hâlâ huzur ve barışın sağlanması mümkün olmamıştır.. Rum 1974’ü unutmamış, bugün ise Türkiye ile Yunanistan da Ege Denizinde birbirlerine iki düşman olarak yeniden karşı karşıya gelmişlerdir..

BU NEDENLE siyasi yönden “tanınmamış” olsak da Güneydekiyle birlikte “seferberlik devletleriyiz!” Nitekim bizde de onlarda her 18 yaşını bitiren gençler askerliğini yapmak zorundadırlar.. BİLİNENLERİ neden tekrar ettiğime gelince: Çünkü şunu soracaktım? “Biz KKTC’yi bu gerçekleri gözeterek mi kurduk? Sistemini, devlet mekanizmalarını, kurumlarımızı, üretimimizi bu varoluş bilinciyle mi oluşturduk?”

O ZAMAN neden Rum tarafı öyle de biz böyleyiz? Hem de Türkiye’nin kalkınmışlığına anavatanımız oluşuna her türlü yardımı yapmasına karşın!

VE Türkiye’ye de sormalı? Neden hâlâ dünyadan tecrit edilmişliği yaşamak zorunda bırakılıyoruz? VE neden yarım asırdır hâlâ hayır yüzü görmüyoruz?..

***

ASİL NADİR’İN DÖNÜŞÜ ÜZERİNE: Aslında bugün, (dün) Kıbrıs gazetesinin manşetinde yer alan “Asil Nadir’in Kıbrıs Türk halkına mektubu” başlıklı mesajını konum yapacaktım.. Ki ben bu mesajı “sürpriz” olarak değerlendiriyorum..

Ayrıca çok da önemsiyorum: Çünkü özellikle KKTC’ye büyükelçi olarak atanmış olduğuna inandığım Sn. Metin Feyzioğlu’nun görevine başlamasına denk düşen Asil Nadir çıkışının bir rastlantı olmadığına inanıyorum.

Kİ ASİL NADİR’in özellikle  “dışa açılacağına” yönelik beyanatı tutun ki yeniden dirilişinin bir müjdesi olmalıdır. Bu ülkeye sadece Güzelyurt’taki narenciye bahçeleri üretim ve ihracatıyla bile lale devri yaşatan Asil Nadir’in yeniden “dünya ekonomisinde yerini alacağına” yönelik beyanatı, tutun ki yukarıdaki kapkaranlık ve umutsuz yorumuma adeta cevap teşkil etmektedir.. Bir daha inanmak gerekiyor. “Çareler asla tükenmez..”

BİR İKİ iş insanımızın daha böylesi tasavvurları ile atılımları hazır artık TDT’nin gözlemci üyesi olduğumuz bu dönemde karanlıklarımızı aydınlatacak meşalelerimiz olacaktır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
2
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar