Ne Hacıya, Ne Hocaya Yaranamadı... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Ne Hacıya, Ne Hocaya Yaranamadı…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Son günlerde Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yönelik eleştirileri, daha doğrusu eleştiri sınırlarını aşan tepkileri birlikte izliyoruz. Ki bu malum kesimler bu eleştirilerini Akıncı’nın Cumhurbaşkanı seçildiği günden itibaren sürdürüyorlar. Onları anlıyorum da, şimdi çözüm karşıtları da, çözüm yanlıları da Akıncı’nın açıklamalarını bir yerinden tutup kendilerince Cumhurbaşkanı’na yükleniyorlar…

Çözüm karşıtı dediğimiz kitlenin eleştirmemesi tuhaf olurdu. Çünkü onların varlık nedenleri mevcut çözümsüzlüğün sürmesi ve statükonun devam etmesine dayanıyor.


İçlerinde önemli bir bölüm, Kıbrıs meselesini iç politikada kullanma derdinde. Hep yaptıkları gibi…

Bir kısmı da, vurgun ve talanın sürmesini istiyenler. 1974 sonrası ortaya çıkan ve ganimet zenginleri, adada varılacak bir çözüm ile çok şey kaybedeceklerini biliyorlar. Yıllarca ülkenin sahillerini parselleyenler, dünyayla ilişkisi olmayan Kıbrıs Türkünü soyup soğana çevirenler kurdukları düzenin değişmesini tabi ki istemezler. Kazandıklarının tek kuruşunu bu ülkeye ve insanına yatırım yapmayanlar, sadece kendilerini düşünenler Akıncı’yı “ülkeyi satmakla, Türkiye’ye rağmen Ruma taviz vermekle, hatta KKTC düşmanlığıyla” bile suçlamaktan çekinmiyorlar. Bunu yaparken de Akıncı’nın Kıbrıs Türk halkının yüzde 60 kusur iradesiyle o makama geldiğini gözden kaçırmak istiyorlar. Akıncı ve onun gibi düşünenleri “satılmışlıkla, hainlikle” suçlayarak, eleştiri dozunu düşmanlığa, ayrışmaya, bölünmeye çevirmekten çekinmiyorlar…

Ve toplumun Türkiye hassasiyetini görenler bunu kullanıp, Akıncı’ya karşı bir kampanyanın öncülüğünü yapıyorlar. Efendim Akıncı Crans Montana’da harita vermiş, sıfır asker, sıfır garantiyi dönüşümlü başkanlık uğruna Rum’a teslim etmiş, daha neler neler. Peki hanginiz Sayın Akıncı’nın onlara göre bu tavizleri verirken kendi başına hareket ettiğine inanıyor. Yıllardır görüşme masalarında konuşulan herşey, verilen tavizler de dahil, Türkiye’nin onayı olmadan mı yapılmıştır?

Ve ne yazık ki bu senaryo ile sadece Akıncı’ya değil, onun nezninde tüm Kıbrıs Türküne hakaret ediliyor. Yarın olası bir anlaşma belgesi ortaya çıksa ve Türkiye de tıpkı 2004’deki Annan Planı Referandumunda olduğu gibi bizden onaylamamızı istese bu arkadaşlar o gün de çıkıp, “Türkiye bizi sattı” deme cesaretini gösterecekler mi? Hiç sanmıyorum…

Dedim ya, “çözüm karşıtlarını” ve eleştirlerini bir yere kadar anlayabiliyor, hatta saygı bile duyuyurum ama, kendisini “çözümcü” olarak görenler de bu kez Akıncı’yı “Türkiye’ye tavla teslim olmakla, sözlerinin arkasında durmamakla” suçluyorlar…

Sonuç olarak birisi çıkıyor, “Türkiye’yi arkadan hançerledin” diyor, bir diğeri ise çıkıp, “Para uğruna Türkiye’ye teslim oldun” diyor. Sizin anlayacağınız Akıncı ne derse desin, ne hacıya, ne de hocaya yaranamıyor…

Kıbrıs konusunun yeniden hareketlendiği böylesi bir dönemde birlik beraberlik ruhuyla hareket etmek yerine bunu,  kısır hesaplarla iç politika malzemesi yaparak, siyasi rant elde etme çabasında olanlar, Akıncı’ya zarar verecekler diye hem Kıbrıs Türkü’ne, hem de Türkiye’ye zarar verdiklerini kısa zamanda anlarlar inşallah…

 

YERİN KULAĞI VAR

ASIL İMZAYI ATAN SİZSİNİZ:

Bir tutturdular gidiyorlar, “Mali Protokol kamuoyuna bilgi verilmeden imzalandı”… Söyleyenler de çok iyi biliyorlar ki, imzalanan para akışına ilişkin rutin bir imzadır. Hiç bir dönem de detay verilmemiştir. Asıl olan 2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı’dır… Söz konusu Programın imzasını da UBP-DP hükümeti atmıştır. Ve bir Program dönemi içinde her yıl başında, verilecek krediler, hibeler, kısaca para akışının başlaması için yeniden imza atılır. UBP propagandası giderek daha da düzeysizleşiyor…

BU NE:

Sanırım 1974 Cunta Darbesi’nden beri Rum-Yunan tarafları arasında böyle bir çatışma görmedik. Cikko Manastırı, Engomi’deki bir arsayı büyükelçilik yapmak için Yunanistan’a vermiş, şimdi de geri istermiş. Yunan Dışişleri Bakanı Güney Lefkoşa’da mahkemeye çıktı ve “Hakarete uğradık… Bu yaptığınızı bize Atatürk bile yapmadı” deyiverdi. Bakan Koçias, konunun bir uluslararası meseleye dönüştüğünü de vurguladı. Gerçekten de mesele, kilisenin şimdiki Yunan hükümetine karşı bir tavrına benziyor. Yoksa kilisenin elinde hesapsız mal var. Bir arsanın peşine düşecek değil…

HAMASETLE PEYNİR GEMİSİ:

Güzelyurt’a bir hastane yapılması ta başından tartışmalara neden olmuş, halihazırda varolan Cengiz Topel Hastanesi’nin geliştirilmesi savunulmuştu. Ama zamanın Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu, “Bu hastaneyle, Güzelyurt’tan bir taş bile verilmeyeceğini gösterdik” falan diyerek hamasetle temel atmıştı. O inşaat durdu. Yapılan yatırım çürümeye terkedildi. Sebep? İkinci aşama için projenin yapılmamış olması. Şimdi yeni Bakan, projeye hız vermiş, kaynağı almaya çalışıyor. Sucuoğlu hamaset yerine icraat yapsaydı, böyle olmayacaktı…

MAĞUSA’DA İŞLER KARIŞTI:

güneş-güneşoğluKaç gündür bu sütünlardan UBP Mağusa İlçe Başkanı Güneş Güneşoğlu bağımsız aday olacak mı, olamayacak mı iddialarını yazıyoruz. Sonunda iddialar gerçekleşti ve Güneşoğlu aday oldu. Bu adaylık, hem UBP içinde karışıklığa, hem de seçimin kesin favorisi olarak gösterilen İsmail Arter’in hesaplarının bozulmasına neden olacak. Güneşoğlu kazanır veya kaybeder onu bilemeyiz ama, sonuç ne olursa olsun zaralı çıkacak olan UBP olacak…

GEL DE İNAN:

“50 kusur milyon daha kar elde edip ne yapacaktık. Biz 2017’de bu karı zam yapmayıp, kurumu doğru yönetmekle elde ettik. 120 Milyon TL yatırım yapıldı ve peşin ödendi. Ve tüm bunlar zamsız yapılabildiği için de 2017’de zam yapmadık ve 2017 karımız ortada…” diyen KIB-TEK eski Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çetin Erçen, “Değil zam, indirime gitmeyi düşündük” değerlendirmesinde bulunarak mevcut yönetimi suçladı… Dalga geçer gibi…

SAPIKLAR İŞBAŞINDA:

Genç yaşlı farketmiyor. Kafalardaki sapık düşünceler olduğu sürece, yaşı 16 olmuş, 66 olmuş farketmiyor. Önceki gün Girne’de 65 yaşındaki kadına cinsel tacizde bulunan sapığın bir benzeri bu kez Lefkoşa’da 10 yaşındaki kız çocuğunu taciz etti. Memleket o kadar başı boş ki, kimin eli kimin cebinde, kim ne yapıyor, kim geldi, kim gitti haberimiz bile olmuyor…

 

ZİRVEDEKİLER

Salih Sarpten: “Hiçbirini dışarda bırakmadan, eğitim sistemimizdeki tüm öğrencileri; geleceğin bilim insanı, geleceğin edebiyatçısı, geleceğin sanatçısı, geleceğin sporcu olarak görebilmeli, onları bu anlayışla eğitmeliyiz… Ve üniversitelerimiz temel amacı artık para kazanmak olmamalı. Bilim yapmayı, araştırmaları işe koşmayı ve Nobel kazanan nitelikli öğrenciler ve öğretim elemanları yetiştirmeyi dert edinmeliyiz… Yoksa ne geleneğimizi ne de geleceğimizi değiştiremeyeceğiz”…

DİPTEKİLER

Avrupa Parlamentosu: Müslüman mahallesinde salyangoz satmak diye bir deyim vardır. Avrupa Parlamentosu’nun Maraş bölgesini ziyareti de aynen bu. Sanki, iki taraf arasında aşırı uçlara yönelik bir kışkırtma, toplumların içinde bir bölünme, bir nifak yaratma gibi niyetleri var. Düğün değil, bayram değil, BM bile izin vermediği halde, gelip Palm Beach’de şov yapmalarının başka izahı yok…

 

Foto Gündem

lefke-bölgesi
Başbakan Erhürman, İçişleri Bakanı Baybars ve Tarım Bakanı Şahali, dün sabah mesaiye sağanak ve dolunun vurduğu Lefke bölgesinde başladı

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar