Dörtlü koalisyon hükümeti icraatta birinci yılını doldurdu.
Haliyle, hükümetin bir yılda yaptıkları ve yapmadıkları da değerlendirmeye başlandı.
Hükümetin yaptıklarını-yapmadıklarını başka bir yazıda ele alırız ama benim acil olarak hükümetin yanıtlamasını istediğim soru şudur;
Dörtlü koalisyon hükümeti döneminde, yani son bir yılda kaç kişi vatandaş yapıldı?
Kaç kişiye kimlik kartı verildi?
100?
500?
1000?
2000?
Yoksa çok daha fazla mı?
***
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin özel görevlisi Lute’un Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum lider Anastasiadis ile sürdürdüğü ama ser verip de sır vermediği görüşmelerde neler olduğuna ilişkin ipuçları sanırım Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu’nun açıklamalarında mevcuttur.
Sözcü Burcu görüşmeler sonrası yaptığı açıklamada siyasi, eşitliğe özel vurgu yaptı.
Ve buradan anlıyoruz ki Anastasiadis “işlevsel devlet yönetimi” noktasındaki ısrarını devam ettiriyor.
Yani 1960 jargonu ile “Kıbrıslı Türklerin veto hakkı”, yeni jargon ile “bir Kıbrıslı Türk bakanın olumlu oyu.”
Anastasiadis bunu devlet yönetimini tıkayacağını ve işlemez hale getireceğini iddia ediyor.
Muhtemelen Lute’a da şöylesi bir örnek veriyor;
“Biz, çıkacak gazın boru hattıyla Yunanistan’a bağlanıp, oradan Avrupa’ya ulaşmasını istiyoruz. Gaz konusunda Türkiye’nin esiri olmak istemiyoruz. Bir anlaşmaya varırsak, Bakanlar Kurulu’nda Kıbrıslı Türkler bunu veto edecek…”
Cumhurbaşkanı Akıncı temsiliyetinde Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu gazın yanı başımızdaki Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmasını savunuyor.
Bunun hem daha pratik ve ucuz hem de tüm tarafların kazanacağı bir işbirliği alacağına inanıyor.
Yani ortada taban tabana zıt görüş ayrılığı vardır.
Anastasiadis gazı bahane ederek Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitlik açısından azınlık olmalarını savunuyor.
***
Dörtlü koalisyon hükümeti son bir yılda kaç kişiyi vatandaş yaptığını hele bir açıklasın.
Son beş yılda nüfus kaç oldu bir ortaya çıksın.
Kıbrıs Türkünün nasıl tarihi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu çok iyi anlayacağız…
