Mülkiyette ilk söz hakkı: mal sahibinin mi? Yoksa kriterlerin mi ? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Mülkiyette ilk söz hakkı: mal sahibinin mi? Yoksa kriterlerin mi ?

Necdet Ergün

Eğer, Temmuz sonuna kadar görüşülen “ (i)Yönetim-Güç paylaşımı,(ii) AB,(iii) Ekonomi,(iv) Mülkiyet “  başlıklarında anlamlı sonuçlar alınırsa-ki alınacak gibi-, muhtemelen referandum öncesi “ toprak ve güvenlik-garanti ” başlıklarında görüşüleceği son tura gireceğiz.

    Bu 4 başlıkta bütünlüklü bir resim ortaya çıkacak ve Ağustos ayı taraflar arasında dinlenme-değerlendirme olarak geçtikten sonra Eylül gibi süreç nihai son tura girecek gibi görünüyor. Ve bu son turda; 4 başlıkta geri kalanlar ve toprak,güvenlik-garanti başlıklarını da kapsayan  “ çapraz ve karşılıklı al-ver ”ler yapılacak. Tahminim en geç 2017 Mart’ta referanduma gideceğiz.Elbette,2016 son çeyreğinde de yetişebilir.


Peki son tura girmeden önce en büyük sorun ne? En büyük sorun MÜLKİYET. Mülkiyette, genel olarak 2 sorun var. Biri, elbette ortaya çıkacak bedeli kimin-nasıl karşılayacağı ve finansmanı konusu.Ki, benim görüşüm bir çok haklı sebepten dolayı ,tıpkı Annan Planında olduğu gibi, “son kullanıcılara uzun vadeli düşük faizli finansman imkanı sunularak, mal sahibi ile son kullanıcı arasında hesaplaşarak bu işin çözülmesi” yönündedir.

Lakin,bizim tarafın görüşü, Kuzey’in çözüme “ evet “ demesi için, malın önemli miktarının farklı kaynaklarla desteklenecek ortak federal kasadan(Property Board) ödenmesi yönündedir. Öyle görünüyor ki; iki tarafınbu konuda kısmen mutabakatı var. İşin bu boyutuna daha sonra değineceğiz.Çünkü, bu modelin başka belaları var.

Diğer sorun ise “ ihtilaflı malın mülkiyetinin kimin olacağına ilk kimin karar vereceğidir.” Yani, bu kararı esas mal sahibi mi, yoksa objektif kriterlermiverecek ?İlk söz hakkı kimin olacak? Ki, mülkiyette işin bu tarafı çözüldüğünde büyük ihtimal Kıbrıs sorunu geri dönülmez bir şekilde çözüme gidecektir.

  Mülkiyetteki “ilk söz hakkı” konusunun, Rumlar açısından insan hakları ve uluslararası hukuk açısından önemi varken; Türkler açısından da iki bölgeliliğin korunması, Kuzey’de sarih çoğunluğun Türkler olması ve en önemlisi ekonomik açıdan önemi vardır. Ki, ilk söz hakkı mal sahibinde olursa, Kuzeyin ekonomisi belirsizlikten dolayı alabora olur ve o vakit federal ekonomi de çöker. Çünkü, Kuzey’de ihtilaflı mal miktarı çok fazla.

Dolayısıyla, ortada zor bir denge var ama işin doğası gereği,yani bizim açımızdan yukarıda saydığım sebeplerden dolayı mülkiyette muhtemelen lehimize bir kurgu olacaktır.Veçok kısıtlı şartlarda ilk söz hakkı esas mal sahibinin olacaktır.Bu yüzden, boş tahsis araziler hariç,  çok az binanın iade kapsamına gireceğini tahmin ediyorum.

Ki, bunlar içinde-iade için- önemli filtreler-prangalar olacaktır. Yani,ilgili malın Kuzeyde eşdeğer mal olmaması ,veya ilk mal sahibin hayatta olması(mirasçıların kabul görmemesi), tahsis mal ise malın geliştirilmemiş olması vs gibi ince ayar filtreler olacaktır.

    Ve bu objektif kriterler, piyasayı çalıştırabilecek-durdurmayacak ve fiyatlama yapabilmesine imkan tanıyacak  şekilde olacaktır.Yani,çözüm olduğunda ilgili malın akıbetini piyasa anında fiyatlamalıdır,aksi zaten çalışmaz ve sıkıntı olur.

     Dolayısıyla, mülkiyette ilk söz hakkın da iki taraf arasında tıpkı federal devletin doğuşunda(bakire doğum ve evrilme) olduğu gibi iki tarafa bilinçli bir muğlaklık yaratılacaktır.

Yani, Rumlara “ilk söz hakkı ” sizin denilecek ama bu uygulamada bir nevi “ ihtilaflı malın akıbetini belirlemek için PropertyBoard’a başvuru şeklinde bir açılım”şeklinde olacak ama malın akıbetini-yani mülkiyetinin kimin olacağını- çok büyük ölçüde “ objektif kriterler “ belirleyecektir.

Ki,bu objektif kriterlerde yukarda saydığım sebeplerden dolayı büyük ölçüde son kullanıcı lehine olacaktır. Elbette, dediğim gibi özellikle hayatta olan mal sahipleri-ki sayıları çok az-  için objektif kriterler dışında onlara çok az filtrelerle ilk söz hakkı verilecektir.

   Ama şunu da unutmayın. Taşınmaz Mal Komisyonu(her ne kadar tam isteğimiz gibi düzenlemesek ve tam olarak çalışmasa da), mülkiyette bize çok önemli bir güç vermiştir ve çözüm olmasa da bu sorunu çözebileceğimizi Rumlar biliyor, o yüzden Rumlar(çok önemli bir kısmı) mülkiyette mallarından daha çok varlıklarının karşılığını alma peşindedir.

Temmuz sonuna kadar mülkiyette “ilk söz hakkı” konusunda anlaşma olmasa dahi; muhtemelen toprak başlığına gelindiğinde(nereleri, ne kadar alacaklarını gördüklerinde),Rumlar mülkiyette olması gerektiği gibi,” iade ve ilk söz hakkı ” konusunda bizim lehimize geri adım atacaktır, atmak zorunda kalacaktır.

Ve bunu Rumlarda biliyor. Çünkü, aksi halde iki bölgelilik ve sarih çoğunluk olmaz ve “ ilk söz hakkı Rumlarda olduğunda Kuzeyde ekonomi belirsizlikten çalışamaz ve bu da federal ekonomiye zarar verir ”.O yüzden Kuzeyde bunu manipüle etmeye çalışanlara prim vermeyin ))

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar