Resmi olarak Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) açıkladı;
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı’na çağrıda bulundu;
“Cami açılışına gitmeyiniz…”
(Serdar Denktaş’ın ve Kudret Özersay’ın doğal olarak gideceklerini varsaydılar)
Sonra Facebook’ta, (çoğu sahte hesap) Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı’na infaz yapmaya başladı.
“Cami açılışına gideceksiniz ve bu toplum sizi silecek…”
Toplumun öylesi bir derdi var mıdır?
Duymadım ve görmedim.
Ama bildiğim bir şey vardır ki o da caminin açılışı olmaz.
Öyle kurdele uzatılmaz.
Yetkililer sıra sıra dizilip, ellerinde makaslar kurdele kesmezler.
Dizilip kesmedikleri için de o malum caminin bazılarının kafasında şekillendirdiği gibi açılışı da olmayacak.
Olmayacağı için de mesele iç politikaya dönük kısır bir kavgadan öteye geçmeyecek.
Yani, kafalarda kurulan senaryo mucibince Türkiye Cumhurbaşkanı, KKTC Cumhurbaşkanı, KKTC Başbakanı ve geriye kalan zevatın sıra sıra dizilip kurdele kesip, koçlar kurban edip sonra da bir namaz eda eylemeleri olmayacak.
Birbirimize yaptığımız hakaretlerle başbaşa kalacağız.
Sonra da Erdoğan inşa ettiği yeni camisinde 3 rekat namazını kılacak ve gerisin geriye gidecek ve birbirimizin yüzüne bakmaya devam edeceğiz.
Eğer bakmaya devam edecek yüz kalırsa.
***
Bazıları 5 veya 6 yaşında, binlerce çocuk camilere taşınıyor bu günlerde.
Çocuklar “kuran kursu” adı altında imamlara emanet.
İmamların durumu ise tam bir fecaat.
Din Görevlileri Sendikası Başkanı’nın Havadis’e yaptığı açıklamalar tam bir ibret vesikası.
5 veya 6 yaşındaki çocuğun veya 10 veya 15 yaşındaki çocuğun “Kuran kursu” almasının eğitim bilimi açısından yanlış olduğundan bir haber “siz Kuran’a karşısınız” diye demagoji yapıyor.
Hükümet yetkilileri de topu birbirlerine atıp bu konuda “kör ve sağırı” oynuyorlar.
Başbakan Tufan Erhürman, Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay akademiden. Milli eğitim Bakanı Cemal Özyiğit eğitimci olarak kendini kanıtlamış biri. Serdar Denktaş’ın da eğitim Bakanlığı yapmışlığı vardır.
Vardır ama tümü de garip bir sessizlik içindedirler.
Aslında en iddialı oldukları alanda yani eğitimde basiretleri bağlanmış gibi davranıyorlar.
Böyle davrandıkları için de iş imamlara kalıyor.
Onların şairinin dediği gibi “Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker”e dönüşüyor.
Bizimkiler de sadece seyrediyor.
Esas tehlike buradadır…
