Minareden At Beni İn Aşağı Tut Beni ! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Poli

Minareden At Beni İn Aşağı Tut Beni !

 

 


Öntaç Düzgün
Öntaç Düzgün

KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığı verilerine göre 2016 yılı, turizm bakımından geçmiş yıllara göre çok daha verimli oldu. 2016 yılında günübirlik gelenler hariç, turist sayısı 771 bin 385 olurken, gerçekleşen geceleme sayısı ise 2 milyon 863 bin 39’a yükseldi. Toplam yatak sayısı ise bir önceki yıla göre bin civarında artarak 21 bin 425’e yükseldi. Bakanlık verilerine göre, bu potansiyelin bölgelere göre dağılımında ise aslan payını Girne Bölgesi aldı. Toplam yatak kapasitesinin üçte ikisi Girne Bölgesi’nde bulunuyor.

Ancak Girne Bölgesi turizm potansiyelinden bu derecede yüksek bir yarar elde ederken, bölgede bulunan 5 belediye, bu kapasiteden ayni oranda yararlanamıyor. Hatta, bölgede faaliyet yürüten 5 belediyeden üçünün mali iflas noktasına geldikleri, Çatalköy, Esentepe ve Lapta belediyelerinin Şubat 2016 verilerine göre Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı dairelerine olan gecikmiş borç toplamlarının 20 milyon Türk Lirası sınırını çoktan aştığı görünüyor.

Yanlış politikalar nedeni ile ne devlet ne de belediyeler vergi alabiliyor

Türkiye’de 1998 yılı başında kapatılan ve tamamen KKTC’ye yönlendirilen kumarhane işletmeciliği, KKTC hükümetleri tarafından hazırlanıp meclislerce onaylanan  “Turizm Endüstrisi Teşvik Yasası” da turizm yatırımlarına paralel olarak kumarhane işletmeciliğini de teşvik kapsamına sokuyordu. Buna göre turistik işletmeler, gelir ve kurumlar vergilerinden muaf tutulurlarken, bu tesislerin inşaat ve tefriş dönemlerinde KKTC’de üretilmeyen veya üretildikleri halde fiyatları yüksek bulunan her türlü inşaat ve otel kullanım malzemelerinin  gümrük, fon ve katma değer vergilerinden arındırılmış olarak ülkeye girişlerine olanak tanınıyordu. Kumarhanelerin ise, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar vergilendirilmiyor, buna karşılık kumar oynatmak için kullandıkları alet edevat üzerinden yıllık harç ödüyorlar. Politika bu şekli alınca da kumarhane ve otel işletmeciliği, KKTC’nin uzman bir denetim kurumunca değil, bu kuruluşlar, herhangi bir denetim uzmanlığına sahip olmayan Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi ile muhatap oluyorlar.

Devlet’in mas turizm olarak da isimlendirilen büyük ölçekli otel işletmeciliğine yönelik teşvikleri bununla da sınırlı değil. Aralarında belediye gelirlerini de olumsuz yönde etkileyen bazı mali muafiyet teşvikleri de var. Örneğin, otel ve kumarhane inşaatlarında, belediyelerin almaları gereken ve yüksek tutarlara ulaşan inşaat izin harçları da teşvik muafiyetleri kapsamına sokulmuş. Sıradan konut inşaatları için proje bedeli üzerinden inşaat izin harcı alan belediyelerin milyonlarca dolar değerindeki yapılardan harç alamamaları, önemli büyüklükte mali kayba neden oluyor. Bu konuda rahatsızlığını dile getiren Alsancak Belediye Başkanı Fırat ATASER sorunu şöyle özetliyor;

Bana sorarsanız, özellikle büyük otel işletmelerinin sahip oldukları muafiyetler ve imtiyazlar dikkate alındığında genel olarak belediyelerin aldığı harçların bir miktar daha yukarıya çekilmesi gerekir. Ama en önemlisi, bu tür yatırımlarda uygulanan inşaat izin ücreti muafiyetinin sonlanması ve belediyelerin herkese uyguladıkları bu harçların otel yatırımlarında da uygulanmasıdır. Çünkü ben özel olarak izliyorum görüyorum ki; bu tür işletmeler sürekli yatırım yaptıklarını ileri sürerek zararda olmadıklarını söylüyorlar ve gelir vergisi ödemiyorlar. Hükümetlerin vergi ve harç muafiyeti kararlarından belediyeler etkilenmemeli, bu işletmeler eğer kar yapıp yeni inşaatlar yapıyorlarsa, herkes gibi harçlarını ödemelidirler.

Geceleme harçları otellerin insafına kalmış

KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığı, 2016 yılı KKTC yıllık yatak doluluk oranını yüzde 48.6 olarak vermiş. Bu oran Girne Bölgesi’nde yüzde 49.2, casinolu otellerde ise ortalama yüzde 53.2. Bu rakamların bilinmesinin önemi, özellikle belediyeler açısından hayatidir çünkü  belediyeler, Belediyeler Yasası gereği otel geceleme ücretleri üzerinden yüzde 3 tutarında geceleme harcı alıyor. Bu uygulama benzer şekliyle bütün dünyada var. Gerekçesi ise, yöreye gelen yabancıların tükettikleri doğal kaynaklar, kullandıkları altyapı ve neden oldukları kirliliğin belediyeler tarafından yeniden üretilebilmesi. Ancak KKTC’de Turizm Bakanlığı’nın açıkladığı geceleme süreleri ile otellerden belediyelere gelen rakamlar birbirini tutmuyor. Belediyelere harç ödemek için gönderilen rakamlar daha düşük oluyor.

Belediyelerin geceleme ücretleri üzerinden harç alırken karşılaştıkları sorun bununla da sınırlı kalmıyor. Otellerin günlük satışlarını “her şey dahil” sistemi ile yaparlarken aldıkları paradan yatak ücreti için ayırdıkları pay ise oldukça düşük kalıyor. Alsancak Belediye Başkanı Fırat ATASER  bu sorunu şöyle açıklıyor;

Oteller genel olarak her ayın 5’inde bir önceki ayın bilançosunu verirler. Ancak çarpıklık şurada yaşanıyor; Geceliği bin liraya satılan bir odanın ücreti olarak bize örneğin 2 yüz lira üzerinden harç ödüyorlar. Diyorlar ki diğer 8 yüz lira, “her şey dahil” sistemindeki diğer hizmetlerimize karşılık olarak alınıyor. Yani, yemek ve sosyal aktiviteler tutarı 8 yüz lira gösteriliyor ancak bize beş – on lira harç vereceği yatak geceleme ücreti düşük gösteriliyor. Böylece bize ödenen geceleme harçları minimum düzeye düşürülüyor. Buna bir de “kumarhane müşterisi” muafiyetini eklerseniz, harç olarak almamız gereken rakamlar daha da aşağılara düşüyor. Bence bu çarpıklığın da giderilmesi ve “her şey dahil” sistemde oda geceleme ücreti için açık ve kesin kriterler oluşturulması gerekir. Biz belediye olarak bu her iki konuda da Turizm Bakanlığı’na yazı yazarak haklarımızın korunmasını istedik. Sonucunu bekliyoruz.

Alsancak Belediye Başkanı’nın yakındığı bu sorunun mali boyutunun ne anlama geldiğini ölçmek için kısa bir araştırma yapıyoruz. Örnek olarak ise Girne sahil şeridi boyunca üç casinolu otel ile en büyük yatırımcı konumundaki MeritHoteller Grubu’nu seçiyoruz. Merit Crystal Cove Hotel, Alsancak sınırları içerisinde 223’ü standart, 51’i suit ve 3’ü de kral dairesi olmak üzere toplam 277 adet odaya sahip büyük bir otel. Merit Crystal Cove 2016 yılında geceleme ücretini oda başına ortalama 200 lira olarak beyan etmiş ve müşterilerinden aldığı geceleme ücreti harcı karşılığı olarak belediyeye toplam 211 bin 214,98 lira ödemiş. Bu rakam, otelin yıllık doluluk oranının yüzde 35 civarında olduğunu gösteriyor.

Ancak Turizm Bakanlığı’nın ayni dönemde casinolu oteller için verdiği ortalama yüzde 53.2 doluluk oranından yüzde 18.2 daha düşük. Ucuz oda ücretlerine rağmen doluluk oranı ortalamanın çok altında tutturulmuş. Otelin doluluk oranını Turizm Bakanlığı’nın gösterdiği yüzde 53.2 üzerinden hesaplar ve gecelemeyi yine 200 lira karşılığı olarak tutarsak Alsancak Belediyesi’ne ödenmesi gereken yıllık harcın 322 bin 428 lira olması gerekiyor. Aradaki fark ise 111 bin 214 liraya karşılık geliyor.

Geceleme gerçekten 200 lira mı?

Merit Crystal Cove Hotel’in beyan ettiği otel ücretlerinin doğruluğunu test etmek için 24 Mayıs günü İstanbul’dan gelecek iki misafirimiz için 3 akşam süre ile bir oda isteğinde bulunuyoruz. Otelin Haziran başına kadar dolu olduğu cevabını alıyoruz. Haziran ayında ise, 3 günlük hafta arası ücretin 3 bin, hafta sonu ise 3bin 300 olduğunu öğreniyoruz. Ayni soruyu bir diğer Merit oteli olan Merit Royal Hotel’e de soruyoruz. Hafta arası 5 bin 100, hafta sonu ise 5 bin 500 lira olduğunu söylüyorlar. Bu fiyatlar her şey dahil sisteme göre imiş.

29 Mayıs günü benzer bir sorgulamayı sadece yatak kahvaltı hizmeti verebilen Lefkoşa Merit için de yapıyoruz. “Bir gecelik ve tek kişilik yatak kahvaltı ücretinin 120 Euro iki kişilik için ise 170 Euro” olduğunu öğreniyoruz. Müşterilerden alınan ücretler ile belediyeye beyan edilen rakamlar arasında oldukça fazla fark olduğuna tanık oluyoruz.

Turizm belediyeleri taşıyamıyor yatırımları elçilik yapıyor

Devletin turizm sektöründen daha farklı kazanımlar ve beklentiler gerekçesi ile sonuçlarından daha çok büyük yatırımcıların yararlandığı vergi, gümrük, fon, harç ve KDV muafiyetlerinden belediyelerin uğradıkları kayıplar oldukça yıpratıcı düzeylere gelmiş. Özellikle turizm bölgelerinde faaliyet yürüten belediyeler ya birikmiş borçlarını dahi ödeyemez ya da öngördükleri projelerini gerçekleştiremez hale gelmişler. Turizm yatırımlarının yüzde 66’sına sahip Girne Bölgesi’nde faaliyet yürüten beş sahil belediyesinden üçü sosyal güvenlik kurumlarına birikmiş olan borçları toplamda 20 milyon lirayı aşmış. Buna karşılık beşi de temel yatırımlar için ihtiyaçları olan mali kaynağı Türkiye Büyükelçiliği’den karşılar duruma gelmişler. Bölgede faaliyet yürüten Lapta, Girne, Esentepe, Çatalköy ve Alsancak belediyelerinin temel yatırımları için Türkiye Büyükelçiliği’nden 2017 yılı içinde kullandırılacakları kaynak büyüklüğü tam 30 milyon 265 bin 467 lira düzeyine çıkmış. Bu işte bir çelişki olmalı üstelik çok düşündürücü bir çelişki. Durum eski bir atasözünü hatırlatıyor: “Minareden at beni in aşağı tut beni”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar