Memleketin tatile değil, çalışmaya ihtiyacı var - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Memleketin tatile değil, çalışmaya ihtiyacı var

Köş, MoreketMehmet Moreket

Yaprak kıpırdamıyor…. Havanın sıcaklığından bahsetmiyorum, her alanda yaprak kıpırdamıyor ve bizim siyaset tatilde.

Mesela, Türkiye’de yer yerinden oynamış, darbe girişimi olmuş kimin umurunda. Şahsi birkaç açıklama, sahne şovları, sonra tatile devam. Tamam Meclis tatilde ama, olağan bir durum var ve bunun için olağaüstü bir toplantı yapılır, KKTC’de de var olduğu iddia edilen, FETÖ örgütü ile ilgili bir araştırma komisyonu kurulabilirdi. Hiç olmazsa bu iddiaları ciddiye aldığımızı gösterebilirdik ama hiçbiri yapılmadı…


Üniversiteler öğrenci sayısında 100 bin hedefine yürüyor, okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Peki ama bunları planlamak kimin görevi..? Üniversitelerle ve öğrencilerle ilgili son zamanlarda ciddi iddialar var. Özellikle “öğrenci” kimliği ile gelip, suça karışanları siyasiler de kabul etti sonunda.  Bakanlık, YÖDAK ve üniversitelerimizi biraraya getirip, yeni dönem için neler yapılması gerektiği konusunda ortak bir mutabakata varmak için, ne olmasını bekliyorlar?

İlk ve orta dereceli okulların durumu da aynı. Bakan, “eksikleri, okullar açılmadan tamamlamayı hedefliyoruz” diyor ama, bu işlerin inşallahla, maşallahla olmayacağını o da çok iyi biliyor…

Ada ülkesi olarak tek umudumuz olan turizim resmen can çekişiyor. Bırakın küçük otelleri, beş yıldızlı, casinolu oteller bile iptallerle sorun yaşamaya başladı. Sokaklara bakın, geçtiğimiz yıllarda gördüğümüz turist kalabalıklarını artık görmüyoruz. Birçok küçük otel, kepenklerini çoktan indirmiş veya can çekişiyor… Aslında etrafta gördüğümüz manzara karşısında, “turist bu ülkeye niye gelsin” demekten de, kendimizi alamıyoruz. Etraf pislik içinde, yollarımız yol değil tarla, dağlarımız delik deşik edilmiş, sahiller beton duvarlarla kapatılmış…

Esnafın durumunu ise hiç açmayalım. Özellikle küçük esnaf, batma noktasına gelmiş, borç ödemelerinde büyük sıkıntılar yaşanıyor. Çiftçi, narenciyeci, kısacası üretici kesimlerin sıkıntıları diz boyu. Günübirlik borç ödemeleriyle konuyu geçiştirmek yerine, plan ve programa dayalı kalıcı önlemlerin alınması kaçınılmaz…

Onca kavga, şamatadan sonra Türkiye’den gelen suyu kullanmaya başladık. Oysa biz gelen suyla ne yapacağımızı bile bilmiyoruz… Tarıma verilecek su ile ilgili fiyat bir yana, ne ekilecek, nasıl ekilecek daha karara varılmamış.

Dün,  Kıbrıs Türk Ticaret Odası, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 27 Mayıs 2016 tarihinde imzalanan Yapısal Dönüşüm Programı’nın uygulamasında gecikmeler yaşandığını ve Haziran ayı içinde gerçekleşmesi hedeflenen 4 eylemin hayata geçirilmediğini duyurdu.

Yapısal Dönüşüm Programı’nın, Kıbrıs Türk ekonomisinin ihtiyaç duyduğu rekabet gücünün artırılmasına yönelik önemli adımları içerdiği, oysa program takviminin daha ilk ayında aksamalar olduğuna dikkat çekildi…

Ayrıca, “Protokolün imzalamasında yaşanan gecikmeler, yıllardır süregelen ve kronikleşen yapısal sorunlara ilişkin reform ve bunları destekleyen politikaların zamanında atılmaması için bir bahane olmamalıdır” denilerek, özellikle eğitim alanı ile ilgili düzenlemelerin yeni ders yılı başlamadan tamamlanması ve yeni ders yılındaki uygulamaların bu düzenlemeye uygun yapılması gerektiği hatırlatıldı…

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Ülkenin sorunları da, çözümleri de belli. Yıllardır yaptığımız gibi, ne toplumun, ne de yönetenlerin, cek-caklarla geçirecek zamanı da lüksü de yok. Üzerinizdeki rehaveti atın, ona buna rant sağalamaktan başınızı kaldırın ve toplumun önünü açacak, çareleri ve reçeteleri hayata geçirmeye odaklanın…   Yoksa sonunuz İrsen Küçük’ten beter olacak.


YERİN KULAĞI VAR

ÖNEMLİ ZİYARET: Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, KKTC Dışişleri’nin davetlisi olarak yarın adaya geliyor. KKTC’deki FETÖ terör örgütü yapılanması ile ilgili ciddi iddialarda bulunan Çavuşoğlu’nun bu ani ziyaretinin konuyla bağlantılı olduğu yanında, hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında son günlerde Kıbrıs konusunda yaşanan gerginliğin görüşme sürecine etkilerinin ve bazı önerilerin de tartışılacağı iddia ediliyor…

HUKUK MU, SİYASET Mİ: Şehir Plancıları Odası, Başsavcılığa müracaat ederek, Zeyko Yap Fabrikası üzerine yapılan inşaat özelinde Emirname değişikliğine gidilmesinin engellenmesini istedi. Dilekçede, yapılmak istenen uygulamanın yasalara aykırılığı bir bir vurgulandı. Bakanlar Kurulu kararıyla Yasaları çiğneyerek emirname değiştiren hükümete vatandaş da öfkeli. Bugün yapılacak toplantının da göstermelik olduğunu herkes biliyor. Kurallar ihlal edilmiş, 3 kaçak kat çıkılmış, inşaatı durduran mahkeme kararı var, ama durmuyor. Hükümet kılıf hazırlasın diye sözde vatadaşa soruyor. Bence tek yolu hukuka gitmek. Bakalım Başsavcılığın tutumu ne olacak…

NİYE BU ISRAR: Madem ki bu ülkede konunun uzmanı bilim insanları var, madem ki onların görüşü sorulmuş, taa 10 yıl önce doğaya zarar veren sivrisinek ilaçları yasaklanmış, ne oluyor da ısrarla geriye gidilmek isteniyor. Ben bile oturduğum yerden bir araştırma yaptım. Bir bilimsel makalede, kovana nektar ve polen taşıdıkları dönemde atılan bu ilacın, arılar tarafından toplanarak kovana getirildiği ve yavrulara besin olarak yedirildiği, ilaç alan arıların direkt etkilendikleri, yavruların da öldüğü, bunun yanında bala karışan ilaçların insan sağlığını da olumsuz etkilediği yazıyor. Daha açık yazalım, ne oluyor da illa ki bir firmanın ihaleye katılması için çaba gösteriliyor? Neden bu ısrar, bu toplantılar, tekrar tekrar rapor istemeler..?

KİMLERE YARADI: Taşınmaz Mal Komisyonu eski günlerini arıyor. Artık ne eskisi gibi Rumlar komisyona başvuruyor ne de komisyon karar üretebiliyor. Peki ama bugüne kadar müracaat eden Rumlara ödenen paralar ve tapusu temizlenen mallar, bugün kimlerin elinde bulunuyor. Eski mal sahipleri ile, bugünkü mal sahiplerinin müracaatlar konusunda nasıl bir yöntem izledikleri konusunda ciddi idialar var…

NEYİ BEKLİYORLAR: Hükümet ve iş çevreleri, işçilere verilmesi düşünülen tatil ve çalışma saatlerinin düzenlenmesi konusunda bir türlü anlaşamadılar. Konu döndü dolaştı, yine işçilere ödenecek maaş konusunda takıldı kaldı. Hegün kızgın güneşin altında 10-12 saat çaışan işçileri düşünen yok. İşveren 10 günlük tatil izni parasının yarısını, hükümet ödesin derken, hükümet 13:00-16:00 saatleri çalışılmamasını istiyor. Yine “filler” kavga ederken, arada “çimenler” eziliyor…

YAŞASIN TATİL: Ekonomistler uyarıyor ama, memleket olarak tatil havasından çıkmaya niyetimiz yok. Önümüz bayram, yine uzun bir tatil dönemine gireceğiz. İşin tuhafı özel sektör çalışırken, devletin tatile çıkması, birçok işin aksamasına neden oluyor. Memleket zaten ekonomik olarak zorda, bizim tatile değil, çalışmaya ihtiyacımız var…


ZİRVEDEKİLER: LTB: Bu kıyamet, toz duman içinde müthiş bir haber. Lefkoşa Türk Belediyesi, yeni yapılacak inşaatlara ağaç dikme zorunluluğu getiriyor. İmar Şubesi, inşaatın onay aşamasında ağaç dikimini denetleyecek. Her on metreye bir ağaç dikilecek, arsa uygun değilse, başka bir yer yeşillendirilecek… Keşke geriye dönük uygulama da yapılsa ve keşke diğer belediyeler de aynı kararı alsa…. Öneriyi getiren Park Bahçeler ve Trafik Şubesi’ni de Belediye Meclisi’ni de kutlamak gerek. Çok geç kalınmış bir karardı…

DİPTEKİLER: Umurları Değil Sayın Toros: Ticaret Odası, bizim de defalarca yazdığımız bir konuya dikkat çekiyor. O da, hükümetin Türkiye ile imzalanan ekonomik protokolun gereğini yapmıyor oluşu. Daha geçen hafta Birikim Özgür de vurgulamıştı. Türkiye’nin, 480 milyonluk bütçe açığımıza katkı olarak, 200 milyon lira vermesi, programın bire bir uygulanmasına bağlıydı. Muhalif parti vekilleri huzursuz, Ticaret Odası huzursuz. Üstelik de Oda’nın hükümetle temaslarının sürdüğü belirtiliyor. Demek ki, görüşüyorlar, ama ikna olmuyorlar. O zaman durum tahminimizden ciddi… 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar