Mehmet Demiralp “belediye başkan adayı olmak için” CTP’de başvuru yaptı.
Sadece Değirmenlik değil, mevcut CTP’li başkanlara karşı Mehmetçik’te de aday var.
Demiralp’ın adaylığının “planlı” olduğunu düşünüyor CTP’liler.
Ali Karavezirler’in Değirmenlik başvurusundan farklı değerlendiriliyor.
Hatta, Demiralp’ın adaylığının UBP ile ittifak kurduğu söylemi de CTP PM’de tartışıldı.
Cemil Sarıçizmeli’ye yakın isimler, “Cemil başkan başka bir aday çıksa yarılırdı delegede, ancak Demiralp ile aynı sandıkta aday olmak İçin yarışmaz” diyor.
Sarıçizmeli de aslında PM’deki duruşu ile bunu onaylıyor.
Peki Demiralp neden aday?
“Parti Mehmetçik’te küçülüyor. Bunu engellemek için aday oldum” diyor.
Başka…
20 yıl delege…
6 yıl da örgüt Başkanı olarak Mehmetçik’te CTP’ye hizmet etti.
Örgüt başkanlığı döneminde kendi iddiasına göre Mehmetçik’te CTP en yüksek oy oranına ulaştı.
Şimdi ise son genel seçimde oylar düştü…
Neden? Sorusuna verdiği yanıt bu:
“20 yıl delege, 6 yıl örgüt Başkanlığı yaptım. Şimdi de üyeyim. Benim dönemimde büyüyen CTP şimdi küçülüyor.
286 mühür çıktı zamanımda oylar, şimdi 175 mühüre düştü.
Küçülüyor bu parti. Bu nedenle adayım.”
Üye reddetsin…
Demiralp, PM tarafından adaylığının reddedilmesini doğru bulmuyor.
“Üye reddetsin. Üyede kaybedersem partimin yanındayım.
Parti başvurumu yok satarsa bana bağımsız aday olma hakkı doğar.”
Durduğu nokta bu.
Mehmetçik de Değirmenlik kadar sancılı…
“CTP adayı benim”
Esentepe Belediye Başkanı Cemal Erdoğan, ısrarla, “Bana başkan Tufan Erhürman adaysın dedi, ben bu yönde çalışmaya devam ediyorum” diyor.
Gi̇rne İlçe rahatsız…
Esentepe örgütü rahatsız…
Genel merkezde yerel yönetim politikalarına yön vermeye çalışanlar rahatsız…
“Daha iyisi CTP’li bir belediye olmasın Esentepe böyle yönetilecekse” diyorlar…
Diyorlar yani ha, kafadan sallamıyorum…
Cemal Erdoğan ile dün yine konuştuk…
“Ben CTP adayıyım” diyor ısrarla.
Göreceğiz.
Ama algım, HP’nin çıkaracağı aday, aynı zamanda ittifakın da destekleyeceği aday olacak.
Gördüğüm tablo bu…
Nesi yanlış?
Gi̇rne yatırımı kabul ediyorum, problemli oldu.
Ama, bürokrasiyi de görmezden gelemeyiz…
Hele siyaseti hiç…
Yap dediler yaptı…
Yık dediler, yıktı.
Öyle bir hale geldi ki bazen…
Girne’deki tüm ayıbı onun sırtına yıktık.
Kaya Plazzo Otel’den bahsediyorum.
Kaya Grubu, bu ülkeye gelen en dürüst 3-5 yabancı yatırımcıdan biridir.
Herkes parseli alıp satarken, onlar Bafra’da otel yaptı…
Senelerce bir başlarına Bafra’da turizmi ayakta turular.
Bugün, bölgeye yatırımlar arttıysa…
Burhanettin Kaya’nın Bafra girişime heykeli olmasa da bir teşekkür yazısını hak ediyor…
“İlk yatırımcı” diye…
Girne’de parası ile arazi aldı.
“Her izni tamam” dediler, sonra başına gelmeyen kalmadı.
Oteli bitirdi.
Şimdi de kumarhane izni için başvurdu.
Birçoğu gibi elinde tutmak, satmak için değil.
Ülke turizminin bir parçası olan otelinde kullanmak İçin.
Bakanlar Kurulu, aldığı kararla otele kumarhane iznini verdi.
Girne’de var olan beş kumarhane izniydi…
Yatırım yapmadı diye bir tanesi 2017 yılında iptal edildi.
O iptal edilen izin de bu otele verildi.
Aslında soru şu:
Ülke turizmi, kumarhanelerden utanıyor mu?
Utanmıyorsa…
Ki bana göre artık utanmamalı…
Kriter gelmeli.
Kritere uyan da kumarhane iznini almalı..
siyasetçi de artık bu “yatırımcı- rüşvet” dedikodusundan kurtulmalı…
Kriter kardeşim…
Kriter.
5 yıldızı, 500 yatağı olan…
Kapılarda sürünmesin…
Risk onun…
