Pandemi ile birlikte tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de ekonomi kötüye gitmiştir. Dünya genelinde yaşanan salgın hastalık nedeniyle ekonominin kötüye gitmesi elbetteki hükümetlerin suçu olmamasına karşın bu dönemde mevcut kaynakların Halk için nasıl kullanıldığı Hükümetlerin ekonomik siyasi tercihleri ile ilgili olmuştur.
Ülkemiz öznelinde ekonomik konulara baktığımızda ise “ Biz hükümet olmazsak Türkiye ile protokol imzalanmaz ve Türkiye’den para gelmez” söylemi ile iktidar olan UBP azınlık hükümeti, Türkiye’den para gelmemesi nedeniyle sürekli olarak iç borçlanmaya gitmiş ve Devlet İç Borç Senet stoku an itibariyle 356 Milyon 963 Bin TL olmuştur.
Tüm bunlara karşın Hükümet, pandemiden olumsuz etkilenen esnafa veya çalışanlara kaynak yok gerekçesi ile sadece bir kez 1.500 TL destek ödemesi yapmış hatta 470 TL üzeri elektrik borcu olanların da elektriğinin kesileceği Hükümet tarafından açıklanmış ve Anayasaya aykırı bir şekilde Hayat Pahalılığı ödeneğinin 4 ay boyunca iade edilmemek üzere kesilmesine yönelik yasa gücünde kararname yayınlamıştır.
Tüm bunlar kaynak yok gerekçesi ile yapılırken diğer taraftan Hükümet onlarca müşavir varken onları görevlendirmeyerek kamu maliyesine yeni mükellefiyet getirecek üçlü kararname atamalarına devam etmektedir.
Hali hazırda o maaşı çeken Müşavir yerine kamudan bir kişinin üçlü kararname ile atanması, o kişinin alacağı ikramiye hakkını 252 BİN 396 TL, brüt maaşını da yıllık 51 Bin 792 TL artırmaktadır. Diğer bir deyişle bu rakamlar kaynak yok diyen Maliye’ye mali mükellefiyet olarak yüklenmektedir ki bu sadece 1 kişinin ataması ile oluşan bir maliyettir.
Ayrıca UBP azınlık hükümeti, ihtiyaç olmayan alanlara hatta Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından münhal çıkılan alanlara sözleşmeli personel istihdam etmektedir.
Bir sözleşmeli personelin Maliyeye maliyeti ise yıllık 140 Bin 252 TL’dir.
UBP Hükümetinin sadece 2 günde, Müşavir yerine yeni 1 Müdür ve ihtiyaç olmayan alanlara 4 yeni sözleşmeli personel istihdam etmesinin Kamu Maliyesine yıllık maliyeti 691 BİN 617 TL olmuştur dostlar.
Bu yapılanlar, “Hayat Pahalılığı ödeneğini kesip Covid-19 destek ödemelerine kullanacağız” söyleminin de ne kadar yalan bir söylem olduğunu sadece 2 gündeki Maliye Bakanlığı’nın istihdam politikası ile bize ispatlamıştır.
Israrla Maliye Bakanlığı “politika yapmıyoruz” diyor ama bu göstergeler bile Maliye Bakanlığı’nın dibine kadar politika yaptığını bize göstermiştir.
Sadece bu kaynak ile bile 461 kişiye 1.500 TL daha hibe verilebilirdi.
Yani UBP, 461 kişiye karşı 5 kişiyi tercih etmiştir.
Hem TC para göndermiyor hem de mevcut kaynakları Halka adil dağıtmayıp sadece yandaşlarına dağıtıyor UBP azınlık hükümeti.
Bu konudaki savurganlığı önlemek adına bazı yasal değişikliklerin yapılması ise büyük önem arz etmektedir.
İhtiyaç olmayan keyfi sözleşmeli personel istihdamının bir nebze olsun önüne geçmek ve verimlilik adına, Kamu Görevlileri Yasası’nda değişiklik yapılarak, ilgi dairenin toplam kadro sayısının %10’undan fazla o daireye sözleşmeli personel istihdam edilemeyeceğine yönelik düzenleme yapılmalıdır.
Hükümetin bunu yasa tasarısı olarak Meclise götürme noktasında umudum olmadığı için muhalefetin yasa önerisi olarak bu değişikliği bir an önce meclise sunması gerektiğini düşünmekteyim.
