Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay’ın yaptığı “Maraş açılımı” Mağusa İnisiyatifi tarafından “iç siyasete yönelik kampanya” olarak nitelendirildi. Havadis’e konuşan Mağusa Belediye Başkanı Arter ise “Maraş için biz hazırız” dedi
“PARÇA PİNÇİK ÇÖZÜM”: Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Mertkan Hamit, Maraş’ın parça parça açılmasının “parça pinçik bir çözüm modeli” olacağını savundu. Hamit, “Maraş’ta mülk sahibi olanların ya da onları temsil eden yapıların sürece dahil edilmemesi, konunun mağduru olan ve çatışmayı görecek olan unsurların görmezden gelinmesi, niyetin barışçıl olmadığını gösteriyor” dedi
“SİYASİ KAMPANYA”: Mertkan Hamit, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın Maraş konusundaki girişimlerinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik siyasi bir kampanya olduğunu savundu. Hamit, “Şuana kadar yapılan her şeyde tribünlere oynandı. Rum tarafına, Kuzey’deki federalistlere ya da KKTC savunan kamplardakilere mesaj vermek için yapıldı” dedi
ARTER: HİZMETE HAZIRIZ: Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter ise Kapalı Maraş’ın kademe kademe açılması durumunda bölgeye yeterli belediyecilik hizmeti verebilecek kadronun şuanda mevcut olduğunu kaydetti. Arter, “Maraş’ın tümünün sivilleştirilmesi durumunda kadromuz yetersiz kalırsa da yeni istihdamlarla gerekli hizmeti götürürüz” dedi
“KİM YETKİLİ?”: Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay’ın 40 gazeteciyle birlikte yaptığı Maraş ziyareti Rum tarafında geniş yankı buldu. Anastasiadis’in sözcüsü “Maraş parça parça açılacak” söylemi üzerine sordu: Yetkili Akıncı mı Özersay mı?
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Mertkan Hamit, Kapalı Maraş açılımı sürecinin sonuç odaklı değil kafa karıştırmaya ve yeni bir açılım yapmaya yönelik olduğunu savundu.
En başından beri Mağusa İnisiyatifi’nin Maraş’ın açılıp sahiplerine iade edilmesini vurguladığını kaydeden Hamit, “bu açıdan ben şuan yapılan açılımın tam olarak bizim söylediğimiz çizgide olduğuna inanmıyorum ya da böyle bir şey gözlemlemiyorum çünkü tek taraflı yapılan adımlar var” dedi.
Hamit, bireysel olarak parça parça çözümü savunan ve bunun etkili bir yöntem olduğunu düşünen biri olduğunu ancak Maraş’ın parça parça açılmasının “parça pinçik bir çözüm modeli” olacağını savundu.
Mertkan Hamit, “Burada yapılan tercihler de zaten Maraş’ta mülk sahibi olan insanların ya da onları temsil eden yapıların hiçbir şekilde sürece dahil edilmemesi ve aslında konunun mağduru olan ve çatışmayı görecek olan unsurların görmezden gelinmesi de niyetin aslında barışçıl, yapıcı ya da güven yaratıcı bir önlemi olmadığı ve birazcık daha suların bulandırılmaya çalışıldığı bir yöntem olarak görüyorum. O yüzden de aslında bu Maraş açılımı sürecinin bir şeyi sonuçlandırmaya yönelik değil de kafa karıştırmaya ve yeni bir açılım yapmaya yönelik olduğunu veya da yeni bir şeyleri söylemenin zeminini yaratmak için olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter ise Kapalı Maraş’ın kademe kademe açılması durumunda bölgeye yeterli belediyecilik hizmeti götürebilecek kadronun mevcut olduğunu kaydetti. Arter, Maraş’ın tümünün açılıp hizmet talebinin artması halinde ise istihdam da yapılabileceğini belirtti.
Hamit: Tribünlere oynandı
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Mertkan Hamit, Kapalı Maraş konusunda bugüne kadar yapılan her şeyin göstermelik olduğunu öne sürdü.
Hamit, “Atılan her adım, Rum tarafına, Kuzey’deki federalistlere mesaj vermek için oldu” dedi.
Mertkan Hamit Maraş’ın gazetecilere açılmasına ilişkin yorumunda ise “Kapalı Maraş’a gazetecilerin girmesi bence çok önemli. Tabi ki gazetecilerin girmesinin yanında keşke iyi niyetli bir hareket olsaydı da o ilk sahiplerine de nasıl girebilecekleri, nasıl kendi mülkleriyle olan ilişkilerini yeniden kurabileceklerine yönelik bir olanak tanınsaydı” ifadelerini kullandı.
Hamit, adanın geriye kalanında göçmen olan Kıbrıs Türk ve Kıbrıslı Rumların, 1974 sonrası gerçekleri 2003 sürecinden sonra gördüğünü, evine gidip ziyaret ettiğini, yeni sahibiyle tanıştığını ancak Maraş’ta mülkü olan insanlara bu olanağın tanınmadığını söyledi.
Hamit, “Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde birkaç konuda yargılanıyor. Bir mülkiyet hakkının ihlali var ama aynı zamanda mülkiyete erişememe ve mülkiyetin değer kaybı gibi konularda da yargılanacak. Ve mülkiyete erişememe konusunda uluslararası hukuk boyutunda aslında çözebileceğimiz bir konu olan mülkiyete erişerek böylelikle yüz puanlık ihlali belki de 98 puana indirme gibi bir fırsatımız varken, biz hala bununla ilgili bir şey yapmadık. O açıdan konuya çatışma çözümleme açısından bakarsak ve uluslararası hukuk penceresinden değerlendirirsek şuana kadar yapılan her şey bana göre tribünlere oldu, Rum tarafına, Kuzey’deki federalistlere ya da KKTC savunan kamplardakilere mesaj vermek için oldu” diye konuştu.
“Niyetin iyi olduğunu söyleyemiyorum”
Mertkan Hamit, çözüm sürecine yönelik iki tarafın arzulayacağı ve kabul edebileceği ve bir süreç yaratabileceği bir adım göremediğini söyledi.
“Tüm bu açılardan değerlendirildiğinde izlenen yolun ve mevcut niyetin adada yaşayan insanların geleceğinin daha güvenli ve kabul edilebilir olmasına yönelik adımlar olduğunu görmüyorum” diyen Hamit, şunları söyledi: “Benim anladığım sonuç Maraş’ın son tahlilde yasal sahiplerine iade edilmesidir ve bu kabul edilebilir bir çerçevede yapılmalıdır. Eğer sonuç olarak bunu algılıyorsak bunun olacağına dair bir ümidim yok. Bununla ilgili herhangi bir önlem alınmadığı için bu argümanı güçlendirebilecek elimde bir şey yok. Eğer her iki toplumdaki mülk sahipleriyle temas kurulduğunu, onlarla ilgili bir mekanizma yaratıldığını en azından kapalı bölgede evi olan insanlara kendi evini görebilmesi için bir formül yaratıldığını ve belli başla başvurularla mümkün olduğunu gösteren unsurlar görebilseydik niyetin iyi olduğunu söyleyebilirdik. Burada iyi niyet ve sonuca gidecek bir çözüm olduğunu düşünmüyorum. İlk önce Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili olarak hukuki bir çözüm için referans şartlarının yerine getirilmesi gerekir. Onun dışında bağımsız hareketler diyorsak onun dışında gerginlik yaratan bütün davranışların son bulması gerekiyor.”
“Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik siyasi bir kampanya”
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Mertkan Hamit, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın Maraş konusundaki girişimlerinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik siyasi bir kampanya olduğunu savundu. Hamit, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı seçimi önümüzdeki süreçteki belli ki herkesin kafasında olan planladığı bir dönem ve bununla ilgili olan herkes, elinden geleni ardına koymuyor. Maraş konusundaki Özersay’ın girişimlerini, özellikle Türkiye’nin Turizm Bakanından çeşitli ziyaretçilere kadar getirip Maraş’ı gezdirmesi, orada fotoğraf çektirme davranışlarının tümünün aslında bir siyasi kampanya gibi kurgulandığını görüyorum. Burada güvenilir işini bilen bir Dışişleri Bakanı portresi üzerinden seçime yönelik bir çalışma yapılıyor. Şuanda BM kararları varken Maraş ile ilgili aslında yapılması gerekenler belliyken bunlar yokmuş gibi davranıp hatta burada ‘BM’nin bir rolü yoktur’ deyip kendi başına bir şeyler yapmanın çok da toplumu düşünen hamleler, çok da toplum için olan hamleler olduğunu düşünmüyorum. Çok daha farklı, şahsi ya da başka bir düşüncenin sonucu olduğunu düşünüyorum ve bu da çok rahatsızlık vericidir.”
“Ya yalan söylendi ya da zamanımızdan, geleceğimizden çalındı”
Mertkan Hamit, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın Maraş konusunda geçmişteki söylemleri ile bugünkü girişimlerinin tutarsız olduğunu ifade etti.
Hamit, “Sayın Özersay müzakereci olduğu zaman Magusa İnsiyatifi olarak birebir de görüştük, Maraş sorununu konuştuk, o zamana kadar Kıbrıs Türk liderlerinin pozisyonu bunun kapsamlı çözümün bir meselesi olduğu şeklindeydi. Maraş ile ilgili adım atılması için gerçek bir fırsat varken reddedilmesinin arkasında Kıbrıs Türk tarafının içeride fotoğraf çekilecek ve dünyaya rezil olacağız söylemiyle teknik bir ekip girerse envanter çalışması için güven olmaz, Rumlar da girecek içine, sadece Türklerden oluşan bir ekip olsun söylemi vardı. Bugün gelinen noktada aslında söylenen sözlerin tutarsız olduğu ortaya çıktı. Birincisi envanter çalışmasında bir uzmanla çalışılmadığı ve yapılan envanter çalışmasının meşruluğu gölge altındadır şuanda. Bununla ilgili nasıl bir süreç izlendiği ve yapılan çalışmanın doğruluğu soru işareti. İkincisi, kendi sözleriydi, ‘fotoğraf çekilecek, Bu KKTC için kötü imaj yaratır, bizim böyle bir kaygımız var’… Şimdi kendi eliyle Özersay ve KKTC hükümeti basını oraya taşıdı. Ya bundan bir süre önce yalan söylendi ve bir süreç ötelendi ya da zamanımızdan ve geleceğimizden çalındı. Ya da bir değişiklik oldu ve bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadı ve bu değişiklik de benim gözümde seçim yatırımıdır. Eskiden bir kazanç sağlamayacak olan şey engellenirken şimdi şahsi olarak kazanç sağlayacağı için serbest hale getirildi.
Arter: Biz Hazırız
Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, Kapalı Maraş’ın kademe kademe açılması durumunda bölgeye yeterli belediyecilik hizmeti verebilecek kadronun şuanda mevcut olduğunu kaydetti.
Arter, “Maraş’ın tümünün sivilleştirilmesi durumunda kadromuz yetersiz kalırsa da yeni istihdamlarla gerekli hizmeti götürürüz” dedi.
İsmail Arter, konuya ilişkin Havadis’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kapalı Maraş’ta birkaç yıl önce yangın çıkmıştı. O dönem askeri makamlarla da işbirliği içerisinde bölgede gerekli yerlerde ve gerekli oranda belediyemiz temizlik işlerini yürütmüştü. Maraş’ın kademe kademe açılmasından söz ediliyor. Biz fizibilite çalışmalarını yaptık. Maraş’ın kademe kademe açılması durumunda bölgeye gerekli belediyecilik hizmetini verebilecek uzman kadromuz şuan için mevcut. Daha önceleri de zaten hem KKTC devleti yetkililerine hem de Avrupa Birliği’ne de ‘Maraş açılmadan bu temizliği yapalım, nasılsa bir gün açılma noktasına geliriz, bu temizlik de yapılmış hazır olur’ demiştik. Maraş’ın tümünün sivilleştirilmesi durumunda kadromuz yetersiz kalırsa da yeni istihdamlarla gerekli hizmeti götürürüz Mağusa Belediyesi hizmet için hazır.”
