MAAŞLARI ÖDEYEMEZMİŞ… 300 MİLYONU NEDEN DAĞITTINIZ O ZAMAN? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

MAAŞLARI ÖDEYEMEZMİŞ… 300 MİLYONU NEDEN DAĞITTINIZ O ZAMAN?

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Ne Cenevre, ne şu, ne bu, bombayı Maliye Bakanı patlattı, “Bugün, yarın Türkiye’den para gelmezse, maaşları asla (hem de asla) ödeyemeyeceğiz”…

İşte bu bizim gerçeğimiz…


Neden bu haldeyiz? Anladık, piyasa ara ara kapandı, turist yok, öğrenci yok, işler durdu, gelir de durdu.

E, ama be kardeşim siz bu arada damla damla akan geliri hiç de ihtiyacı olmayan birtakım sektörlere keyfi bir şekilde dağıttınız. Memur günah keçisi. Memuru özel sektör çalışanına düşman ederek, arada kaynakları sermayeye akıttığınızı görmeyeceğiz sandınız.

Artık herkesin gözü açıldı. Dedim ya sürekli yazacağım; hiç vazgeçmeyeceğim. İlk üç ayda bütçe açığı 117 milyon, keyfi dağıtılan para 300 milyonun üstünde. Üniversite patronlarına kıyak karantina paraları, Ercan işletmecisine iki ayrı kıyak, zenginliklerine zenginlik katan marketlere yüzde 5 KDV indirimi… Bu sonuncusu bu 300 milyonun içinde yok. Ne kadardır siz tahmin edin. Bu arada diğer kapalı işletmelere bu muafiyet uygulansın, kimsenin buna itirazı yok ama ya marketler? Neden, niçin feragat ettin? Bize mi sordun?

Sen keyfe keder gelirini bir avuç sermayeyle paylaş, memurun maaşını ödeyemeyeceğini söyle. Kapalı sektörlerde binlerce insana 1500 liraları ödeme. İşte Esnaf ve Zanaatkarlar dün dava açmış. Keşke o davanın konusu verilmeyen destek değil de adaletsiz bir şekilde kayırılan sektörlere aktarılan kaynak olsaydı. Daha somut olurdu…

Bak Rum tarafına diyeceğim, hoşlarına gitmeyecek. Rum bütçesi  2020’nin Ekim-Aralık döneminde 586,9 milyon Euro açık vermiş. 6 milyar liraya yakın. Bizim yıllık bütçe açığının neredeyse iki katı. Ama bunu göze aldı. Hesap yaptı, kitap yaptı, plan yaptı. Geçen yıl belirtilen dönemde, işsizlere 700 milyon euro ayırırken, işletmelere 10 bin ile 15 bin euro arasında değişen rakamlarda mali destek verdi. Bu yıl Ocak ayında pandemiden etkilenen işletme ve çalışanlara 400 milyon euro’luk destek paketi daha açıkladı. Yetmedi, Nisan başında buna 250 milyon euro ekledi. Dün bir açıklama daha geldi, 120 milyon euro destek daha açıklandı. Bunları yaparken büyüme hızını 1 puan düşürdü, tasarruf etti, borçlandı, piyasayı başsız bırakmadı. Ama memur maaşına el atmayı aklından bile geçirmedi…

AB’den dünya kadar fon aldığını söyleyecekler. Evet, doğrudur, sana da öyle veya böyle Türkiye’den kaynak geldi yıllar yılı. Bu iddianın hiçbir anlamı yoktur. Hele de eldekini avuçtakini, bütçe açığının iki katından fazlasını asıl zarar görene, evine ekmek götüremeyene değil de kendi kendini çevirebilecek olana, hatta bu kapalı dönemde zenginleşenlere dağıtırsan, söyleyeceğin hiçbir şeyin anlamı kalmaz.

KKTC’de rasyonel bir yönetim yoktur. Sadece ekonomide değil, hiçbir konuda…

Varsa yoksa dostları gücendirmeyelim, önümüzde seçim var derdidir. Öncelik; işletmesi kapatılan, işsiz kalan, iflas eden değildir. Mevcut hükümetin ve bunun benzerlerinin siyasi tercihi budur. Öncelik, halk değil, kayırılanlardır… Esnaf da işsiz kalanlar da, evine ekmek götüremeyen de bunu bilecek. Bu kadar açık ve net.

Bunu idrak ettiğimiz gün, akılcı ve adil bir yönetime kavuşacağız. Çünkü o zaman doğru taleplerde bulunacağız. Aldatamayacaklar, kandıramayacaklar.

Yoksa daha çok ağlar dövünür, mahkeme kapılarında gün geçiririz…

 

YERİN KULAĞI VAR

NASIL OLACAK:

Ersin Tatar yaptığı açıklamada, ‘süreci koparan taraf Türk tarafı olmayacaktır’ demiş. İyi de Türk önerisi olarak masaya koyduğunuz, “iki ayrı devletli çözüm” modeline destek veren kimse yokken bu nasıl olacak? “Dediğim dedik, çaldığım düdük” kafasıyla gittiğimiz sürece bunun sonuçlarını da Kıbrıs Türk halkı ödeyecek. Yine de “tarafların kendi tezlerindeki ısrarlara” rağmen, perde gerisinde yoğun bir hareketlilik olduğunu görmek, umudumuzu yitirmemek adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir…

 

TATAR KIZDI:

Dün, tüm tarafların bir araya geleceği toplantı öncesi kaynağı belirsiz bir haber ortalığı karıştırdı. Haberde Genel Sekreter’in “iki devletli formülün BM mandası içinde görüşülmesi mümkün değil” dediği şeklindeydi. Tatar’a bu sorulduğunda, “Herkes istediğini söyler” gibi bir şeyler dedi. Ancak tavırlarından ve vücut hareketinden hiç de memnun mesut olmadığı açıkça görülüyordu… O elindeki 1,5 sayfalık metni okudu, çıktı.

 

RUM TARAFI ÖNERİLERİNİ TEKRAR ETMİŞ:

Cyprus Mail, Anastasiadis’in, bu yıl başında Genel Sekreter’e gönderdiği 3 öneriyi tekrar ettiğini yazdı. Bunlar, Maraş’ın BM’ye devri ve mal sahiplerinin dönmesine karşılık, Ercan’ın yine BM yönetiminde uluslararası uçuşlara açılması; Mağusa limanının AB kurallarına göre işletilmesi, doğal kaynaklardan elde edilecek paradan Kıbrıs Türklerinin payının bir hesaba yatırılması. Son iki öneri ile ilgili Anastasiadis mektubunda Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı tanıması şartı koymuştu, bu kez haberde bu yok..

 

ÇOCUKÇA HAREKETLER:

Tatar görüşmelere zafer işareti yaparak ve üzerinde KKTC bayrağı olan maske ile katılıyormuş. Çünkü Rum lider Anastasiadis, üzerinde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin amblemi” olan maske takıyormuş. İyi de istesek de istemesek de adam tüm dünyanın tanıdığı “Kıbrıs Cumhuriyet”nin cumhurbaşkanı. Hani maskesinin üzerinde “Yunan bayrağı” olsa anlarım. Resmen çocukça hareketler bunlar. Hoş, Tatar’dan da başka bir şey beklemezdik…

 

NEREYE KADAR:

Önce saçma sapan dizi marifetiyle Kıbrıs Türkünün değerlerinden Dr. Küçük ve Denktaş’ı aşağılamaya çalıştılar, ardından bir mahkeme kararını öne sürerek yargımıza ayar vermek istediler. Yetmemiş olacak ki, Kıbrıs Türkünün seçilmiş Cumhurbaşkanına ağıza alınmayacak küfür edildi. Ve en acısı da tüm bunlar olurken bizi yönetenlerin tek kelime etmemesi, hatta yapılan hakaretlere destek vermesi oldu. Yazık, hem de çok yazık, siz ne zaman kendi halkınıza bu kadar yabancı oldunuz…

 

YENİ BİR PARTİ Mİ:

YDP kurultayını Erhan Arıklı’ya karşı az bir farkla kaybeden Bertan Zaroğlu’nun, yeni bir parti kurmak için kolları sıvadığı iddia ediliyor. Kurultayın hemen ardından Türkiye’ye giden Zaroğlu’nun ekibiyle birlikte yeni bir parti için nabız yokladığı da gelen iddialar arasında…

 

HASSAS BİR HEYKEL PROJESİ:

ARUCAD Üniversite’sinin Girne’ye 40 metrelik bir heykel dikme projesi, özünde iyi niyetli bir yaklaşım olabilir. Ancak birinci endişe, sayısını artık bilemediğimiz kadar üniversite de ülkeye benzer bir şekilde damga vurma yarışına girerse ne olacak? İkincisi, başını yukarı kaldırsanız da Kıbrıs Türk köylüsünü dizleri üstünde gösteren bir heykelle ne anlatacaksınız? “Asil köylü” yakıştırmasının ise bizim insanımızın mütevaziliği ile hiç ilgisi yok. Ayrıca yetki sahiplerinin projenin çevre, doğa ve kültürle bütünleşmesini de ayrıca değerlendirmesi ve en önemlisi halkın görüşünün alınması da gerekli…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar