Küresel ekonomik gelişmeler, AB ve Türkiye - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Küresel ekonomik gelişmeler, AB ve Türkiye

Onur Borman

Bu gün iç konulardan biraz uzaklaşmak iyi gelir diye düşündüm. Çünkü halkın acil hizmet beklediği hayati önemi olan konularda, karar mekanizmalarının hızı açısından fasit daire içinde dönmeye devam ediyoruz.

Dışa bakacak olursak, geçen hafta küresel ekonomi politikalarını etkileyen ABD, AB MB ve İngiltere Merkez Bankalarının kararlarıyla, bu ülkelerde uygulanmakta olan faizlerin değiştirilmediğini görüyoruz. Tüm dünyanın gözü özellikle ABD Merkez Bankası’nın(FED) faiz konusundaki kararı idi ki dünya piyasalarını olumsuz ve dolar değerini yukarı doğru etkileyebilecek bir öneme haizdi.


FED toplantısı sonrasında bir açıklama yapan başkan Yellen, ekonomik verileri çok karmaşık bulduklarını dolayısıyla faizde temkinli olmaya devam edeceklerini ve kademeli bir faiz artışına gidilebileceğini söyledi. Bu ifade bile Perşembe günü doları, Euro ve diğer paralar karşısında bir miktar değerlendirdi. Dolara bağlı altın fiyatları da yükseldi. Çünkü bu kararı açıklayan ifade ile, şimdi faiz aynı kalmakla beraber dolar faizinde ileride bir artış olabileceği veya olacağı sinyalini devam ettirdi. Ve bununla dolara güven artışı sağlanarak bir miktar değer kazandırdı. FED’in geçen yıldan beri faiz artışı niyeti vardı. Ancak gerek kendi ekonomik verileri gerekse dünyada yaratabileceği dalgalanmalar düşünülerek yavaş hareket edilmektedir. Çünkü gerek içteki dinamiklerin zayıflamasını gerekse dış ülkeleri bir ekonomik dalgalanmaya ve daralmaya sürüklemeyi, ABD ekonomisine rücu edebileceği düşüncesiyle istememektedirler.

Zaten bir çok ülkelerde başta AB ülkeleri olmak üzere ekonomik durgunluk ve resesyonlar, talebi azalttıkça ABD dahil küresel dış ticaretle beraber üretimi de olumsuz etkileyecektir.

Şimdi gündemde bir de İngiltere’nin AB’den çıkmak için 23 Haziran’da referanduma gitme konusunda aldığı karar ve referandum sonucu merak edilmektedir. Ve bu endişeleri arttırmaktadır. Dolar yükselişinde bu husus da etkili olmuştur. Çünkü alınacak sonuçlara göre Sterlinin değer kaybı olabileceği düşünülmektedir. Gerek İngiltere’de gerekse dünyada İngiltere’nin AB’den ayrılma (Brexit olarak kısaltılan) kararın çıkması halinde hem İngiltere hem de Euro bölgesi ülkeleri ekonomilerini olumsuz etkileyeceği görüşleri, daha fazla ağırlıkta görülmektedir.  ABD MB Başkanı da kendi faiz kararlarını alırken Brexit’i de göz önünde bulundurduklarını ifade etti.

İngiltere’de aynı şekilde MBankası geçen gün aldığı faiz kararıyla mevcut % 0.5 faizi değiştirmedi. Aynı zamanda 375 milyar Stg.lik varlık alım programını da aynı miktarda bıraktı, genişletmedi. Halkın ne karar vereceği hususunda yapılan anketlerde kalma taraftarları ile çıkma taraftarları arasında çok yakın bir oran olduğu ve karar vermeyenlerin oyları belirleyici olacağı cihetle, tahmin yapılmakta zorlanmaktadırlar. Ancak AB Merkez Bankası da İngiltere’nin ayrılmasının Brexit’in Euro bölgesi ekonomisi ve büyümesine olumsuz etkisi olacağını ve risk olduğunu kabul etmektedir.

AB MBankasının Haziran 2016’da yayınladığı ekonomi raporuna göre, özetle 2016 ilk çeyreğinde dünyada genelde küresel ekonomide durgunluk yaşandığını ve bu yıl ılımlı bir hız beklendiğini, gelişmiş ülkelerin iyileşen işgücü piyasalarının ve artan güvenin ekonomilerini destekledikleri, alınan önlemler ve getirilen teşviklerin riskleri azalttığı belirtilmekte, gelişmekte olan ülke ekonomilerinde ise belirsizliklerin sürdüğü değerlendirilmektedir. Tabii bu genel bir değerlendirme olup hepsi için geçerli olmayabilir.

Gelişmekte olan ülke olarak Türkiye’ye bakarsak 2016 ‘da orta doğuya sınır olma ve içteki terör  olaylarının yarattığı risklere rağmen, ekonomide temel dengelerin sağlam olduğu konusunda Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı M.Şimşek açıklama yaparken, dıştan ciddi Fon akışı beklediklerini ve Hükümetin de yapısal reformlara devam edeceklerini beyan etmektedir. Brexit’in etkilerinin de düşük büyümeye neden olacağını değerlendirmiştir.

Türkiye’de verilere baktığımız zaman, 2016’da ilk çeyrekte cari açık azalmıştır, enflasyonda bir miktar düşüş olmuştur, Devlet bütçe dengesinin de son yıllarda olduğu gibi dengede ve istikrarda devam ettiğini görüyoruz. Döviz rezervleri sene başında 92 küsur milyar$ iken, 103 milyar$’a yakın bir miktara yükselmiştir. Bankacılık sektöründe ise Kredi hacmi de, mevduatlar da bu sürede genişlemiştir. 2016 birinci çeyrekte GSYIH’da büyüme % 4 gerçekleşti ancak müteakip aylarda bunun % 3 olacağı tahminleri yapılmaktadır. Enflasyon’da düşüş oldu, Ocak 2016’da yıllık enflasyon % 10’larda iken % 7-7.5 lara düştü. Devlet Bütçesi de bu yıl ilk çeyrekte 46 milyon TL fazla verdi. Geçen yıl bu dönemde 4.5 milyar TL açık vermişti.

Rusya ile gerilim dolayısıyla bu yıl turizmde önemli turizm geliri kaybı olacağı açıktır. Ancak enerji fiyatları ile dıştan içeriye gelişmekte olan sermaye akışı sayesinde cari açık % 4- 4.5 arasında olacağı tahmin edilmektedir ki önceki 2014 yılı seviyesine gelecek. Herşeye rağmen kötü değil. Geçen yıl cari açık % 1-2 arasında çok olumlu bir seyir takip etmişti. Şimdi yeni teşvikler getirilmeye çalışılmaktadır. Türkiye Maliye Bakanı geçen gün nitelikli sermaye ve nitelikli işgücü çekmek için yeni Teşvik paketini açıkladı. Özetle pakette vatandaşlık dahil ikamet izni, ve bir çok harçlardan ve vergilerden muafiyet öngörülmektedir. Kurulacak şirketlere kuruluş kolaylıkları ve vergi muafiyetleri getirilmiştir. Uluslararası şirketler Bölgesel Yönetim merkezlerini Türkiye’de kurarlarsa bunlardan kurumlar vergisi alınmayacak. Bölgesel merkezlerde çalışacak personelin ücretleri de vergiden muaf olacak. Bazı hizmetlerde kurumlar vergisi ile beraber KDV muafiyeti de getirildi. Amaç yabancı sermaye çekmek ve yatırımları hızlandırmaktır. Bu çerçevede aynı zamanda teşvik belgesi kapsamında olan yatırımlarda yatırım malı alımından makine teçhizat alımları ve yatırımların her safhasındaki işlemlerde damga vergileri kaldırılıyor.

Türkiye’de geçen gün Başbakan B.Yıldırım’ın en önemli açıklaması da, Rusya, İsrail, Mısır ve Suriye ile olan ilişkilerin düzeltilmesi konusundaki teşebbüsleri, yapılan ve yapılmakta olan temaslarla girişimlerin ve diplomatik çalışmaların devam ettiği ve sonuç almalarını bekledikleri, olmuştur. TC Cumhurbaşkanının ve Rusya’nın da bu konuda irade gösterdiklerini işitmek ferahlatıcı bir haber. Ve bu günlerin en güzel haberi olmuştur bence. İnşallah yakında tüm komşularla iyi ilişkilerin sağlanması ve bazıları ile yavaş da olsa olumlu sonuçlanması sağlanır.

Ülkelerin ve ülke halklarının huzuru ve insanların can güvenliği, ekonomik ve sosyal refahı dahil bir çok avantajlar ve her alanda olumlu gelişmeler için Bölge işbirliklerine çok ihtiyaç vardır. Buna her zaman çok dikkat etmek gerekir. Özellikle de Akdeniz gibi dünya ülkelerinin üzerinde gözü olan bir bölge olması bu dikkati, daha da çok gerektirir.

Haftanın en güzel haberi olarak tüm bölgede barışın sağlanmasını hayal etmek ve beklentisi içinde olmak bile çok önemli bir gelişmedir.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar