KT-PDR: Bu süreçte psikolojik ve sosyal destek sağlanması gerek - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
EğitimManşet

KT-PDR: Bu süreçte psikolojik ve sosyal destek sağlanması gerek

Doç. Dr. Müge Beidoğlu

Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği (KT-PDR), pandemi koşulları nedeniyle eğitim alanında yaşanan belirsizliklerin öğrenci, öğretmen, okul yöneticileri ve aileleri bilinmezliklerle karşı karşıya bıraktığını vurgulayarak, öğrenci ve eğitim çalışanlarını destekleyici çalışmalar için hazırlıklı olunması gerektiği uyarısında bulundu.
KT-PDR açıklamasında, bazı öğrenciler için kovid-19 sürecinde sosyal mesafe ve evde olmak deneyiminin travmatik olabileceğine değinilerek, “Bu nedenle okullarda, muhtemelen artan sayıda öğrencide, daha yüksek düzeyde öğrenme, davranış ve duygusal problemler görülebilecektir” denildi.
Kovid-19 sürecinde öğrenci ve öğretmenlerin iyilik halini desteklemenin kaçınılmaz olarak gündeme alınması gerektiğini kaydeden KT-PDR, ihtiyaç duyanlara psikolojik ve sosyal destek sağlanması gerektiğini belirtti.

“BAŞ GÖSTEREN YALNIZLAŞMAYI TERSİNE ÇEVİRME FIRSATIMIZ OLACAKTIR”


KT-PDR açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Çocuk ve gençlerin şu günlerde kaybettikleri akranlarından kaynak bulan sosyal destek sistemine ihtiyaçları bir lüks değil, yaşam ihtiyacıdır. Toplumda normalleşme ve yüz yüze eğitimin başlamasıyla mevcut durumda baş gösteren yalnızlaşmayı tersine çevirme fırsatımız olacaktır.
Eğitimin tüm paydaşlarının görüşü alınmadan, konsensus sağlanmadan, olası sonuçlar değerlendirilmeden yapılan açıklamalarla ani değişen bu kararlar, öğrencileri, öğretmenleri ve velileri belirsizliğe sürükleyerek, kaygılarını arttırmaktadır.
Eğitimde alınacak kararlarda planlama ancak, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin uzmanlığı ile örtüşen ve tüm paydaşların ortak akıl ile hareket etmesiyle mümkün olacaktır.”

Açıklamanın tam metni şöyle:

Konu: KAMUOYU AÇIKLAMASI

Yaklaşık bir yıldan fazla bir süredir tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan pandemi koşulları nedeniyle hazırlıksız yakalandığımız ve ülkemizde iniş çıkışlarla yönetilmeye çalışılan bu sürecin eğitim alanında yarattığı kaos ve Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan, eğitime yönelik vizyonsuz açıklama, Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği olarak bu açıklamayı kamuoyu ile paylaşmayı gerekli kılmıştır.

 

Olağanüstü günlerden geçilen bu dönemde, diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da yaşanan belirsizlikler öğrenci, öğretmen, okul yöneticileri ve aileleri bilinmezliklerle karşı karşıya bırakmaktadır.

 

Genelde eğitimi yönetenler özelde okul yöneticileri ve öğretmenler şu varsayımla hareket etmelidirler: Herkes (öğrenciler, aileler, eğitim çalışanları) belirli düzeylerde kaygı, stres, hastalık, belirsizlik, yas ve kayıp yaşamaktadır. Hastalananlar, yitirilenler, hasta olmaktan kaygılananlar, işini kaybedenler, ihmal, ev-içi şiddet ve toplum şiddetiyle karşı karşıya kalanlar toplumumuzun fotoğrafını yansıtmaktadır.

 

Bazı öğrenciler için covid-19 sürecinde sosyal mesafe ve evde olmak deneyimi travmatik olabilmektedir. Bu nedenle okullarda, muhtemelen artan sayıda öğrencide, daha yüksek düzeyde öğrenme, davranış ve duygusal problemler görülebilecektir.

 

Önümüzdeki günlerde mevcut eşitsizlikler de daha belirgin olacaktır. Zaten deneyimlemekte olduğumuz çevirim-içi eğitime geçiş sürecinde yaşanan stres, önümüzdeki günlerde yüz yüze eğitime dönüş sürecinde de öğrenme ve öğretmeyi etkileyecektir.

 

Covid-19 sürecinde öğrenci ve öğretmenlerin iyilik halini desteklemek kaçınılmaz olarak gündeme alınmalıdır. Okullar bu yeni koşullarda ilerlerken öğrenci ve eğitim çalışanlarının sosyal ve duygusal iyi oluşlarını desteklemek üzere çalışmalar için hazırlıklı olunmalıdır. Bu kapsamda  okulların güvenli ortamlar olmasını sağlamalı, ihtiyaçlar tespit edilmeli ve destek verilmelidir:  Öğrencinin sorunlu davranışları, günümüz koşulları nedeniyle bunalmış olması ile ilgili olup bununla başa çıkma yolu olarak görülebilir. Hemen cezalandırma ve yargılama yoluna gitmeden şefkat ve anlayışla karşılanmalı ve ele alınmalıdır. Öğrencinin ve öğretmenin yaşamındaki değişiklikler anlaşılmalıdır. Yeni okul koşullarını başarılı biçimde takip edemeyenler süratle belirlenmelidir. İhtiyaç duyanlara psikolojik ve sosyal destek sağlanmalıdır. Okul rehberlik servisleriyle birlikte çalışılmalı, gerektiği durumlarda okul dışı psikolojik destek için yönlendirme yapılmalıdır. Akademik desteğe ihtiyaç duyan öğrencilerin gözlenmesi ve tespit edilmesi önemlidir. Temel ihtiyaçları için desteğe ihtiyaç duyan öğrencilerin tespit edilmesi gerekmektedir. Öğrencinin, öğretmenin ve ailenin dinlenmesi ve anlaşılması esas olmalıdır. Bu geçiş döneminde, öğretime odaklanmadan önce, olumlu okul iklimini bozacak ve yeni travma yaratabilecek davranışlarla karşılaşılabilir. Bu durumlar, yukarıdaki öneriler dikkate alınarak yönetilmelidir. Bunun için öğrencilere proaktif davranışları kazandıracak eğitimleri cesaretlendirmek önemlidir.

 

Okula dönüş için yapılacak planlamalara ek olarak halihazırda yaşanan belirsizlik bilinmelidir ki, eğitimin odağında bulunan öğrencilerimizin ruh sağlığını farklı düzeylerde olumsuz olarak etkilemektedir. İnsanı dayanıklı kılan özelliklerden birisi de esnekliğinin olmasıdır. Belirli ölçüde bilinmezlik, insanlar tarafından tolere edilebilmektedir. Ancak bilinmezlik ve belirsizliklerin yaşam alanının bütününe yayılması, yaşamın kontrolünün kişinin kendi elinden kayıp gitmesini getirmektedir. Öğrencilerimizin yaşamında cevap veremedikleri pek çok soru vardır: Sınav, devam-devamsızlık, sınıf geçme, geleceğe ilişkin planlar, motivasyon ve öğrenmeye ilginin devamlılığı gibi. Öğrencilerin güvenilir bilgilere, alınan kararların devamlılığına ve değişmesi halinde gerekçelerini duymaya ihtiyaçları vardır.

Çocuk ve gençlerin şu günlerde kaybettikleri akranlarından kaynak bulan sosyal destek sistemine ihtiyaçları bir lüks değil, yaşam ihtiyacıdır. Toplumda normalleşme ve yüz yüze eğitimin başlamasıyla mevcut durumda baş gösteren yalnızlaşmayı tersine çevirme fırsatımız olacaktır.

 

Eğitimin tüm paydaşlarının görüşü alınmadan, konsensus sağlanmadan, olası sonuçlar değerlendirilmeden yapılan açıklamalarla ani değişen bu kararlar, öğrencileri, öğretmenleri ve velileri belirsizliğe sürükleyerek, kaygılarını arttırmaktadır.

Eğitimde alınacak kararlarda planlama ancak, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin uzmanlığı ile örtüşen ve tüm paydaşların ortak akıl ile hareket etmesiyle mümkün olacaktır.

 

 

 

 

Doç. Dr. Müge Beidoğlu

KT-PDR Derneği Başkan

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar