KORKU SALARAK YÖNETMEYE NE DENİR? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe YazarlarıSürmanşet

KORKU SALARAK YÖNETMEYE NE DENİR?

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Dün Lefkoşa’da sanki sokağa çıkma yasağı vardı. Sokaklar tın tın ederdi. Esnaf biçare Pazar da olsa açmış, ama nafile. Daha geçen haftaki yoğunluk bile yoktu.

Sebebi açık, “korku imparatorluğu”…


Sağlık Bakanı Pilli sıkıştıkça “kapanırız ha” korkusu veriyor.

Diğer taraftan bulaş konusunda bir çaresizlik gözleniyor. Sanki ipin ucu kaçmış gibi.

Özellikle de korkunun kaynağı, hastanenin durumu.

Büyük şovlarla iki ay önce açılışı yapılan ama çalışmayan, projesiz, gecekondu misali pandemi hastanesi hayalet gibi duruyor orada, devletin sözde en büyük hastanesi bulaşıcı hastalıkla boğuşuyor, corona olmayan hasta da orada bulaşıp hayatını kaybediyor. Üstelik bu bir istisna da değil. Birkaç hafta içinde tam 4 kişi bu yolla hayatını kaybediyor.

Şimdi insanlar korkar mı, korkmaz mı?

Sonra da gayet pişkin bir şekilde “e ama ekonomiyi de düşünmemiz gerekir” lafları…

Ekonomiyi de düşüneceksen, önce ortalığı temiz tutacaksın. Güven vereceksin güven… İnsanlar söylenen hiçbir şeye, yapılan hiçbir açıklamaya güvenmiyor ki…

Bir yandan “kapanırız ha” derken, diğer yandan devlet eliyle kontrolsüz kalabalıklara izin veriliyor. Vatandaş ve basın “nedir yaptığınız” demese, hiçbirine önlem alınacağı yok.

Yetersiz yöneticiler, kendileri panik içinde, vatandaşı da korku imparatorluğuyla yönetmeye çalışıyorlar. Devlet ciddiyeti ortadan kalkmış, bir gün söylediklerini, birkaç saat sonra yalanlayabiliyorlar. Hem panik içindeler hem de bir karar alınacağında en azından ilgili sektörlerle konuşalım dahi demiyorlar…

Anladık, 10 ay önce bir vizyonunuz yoktu, ertesi günü öngöremez durumdaydınız, ama be kardeşim aradan çok uzun bir süre geçti, bunun eksikliğini görmüş olmanız, bazı projeksiyonları geliştirmek gerektiğini düşünmeniz lazımdı. Aradan tamı tamına 10 ay geçti. Konuyla ilgili hiçbir deneyimi olmayan biri bile, bu 10 ayda deneyim kazanırdı. Sağlık için de ekonomi için de. ‘Ne yanlış yaptık, neyi eksik bıraktık’ diye bakabilselerdi, o yanlışı bir daha tekrarlamazlardı.

Bakın ülkenin plansız yönetildiğini, UBP’nin kendi milletvekili, Bütçe Komitesi Başkanı Sunat Atun da söylüyor. Çöküşün sebebinin de bu olduğunu vurgulayarak.

Halk güvensiz, korku içinde; işsiz kalanı, esnafı, turizmcisi, ithalatçısı, sendikası, sağlıkçısı herkes şikayetçi, hem de öyle böyle değil, feryat etmekteler. Bu normal bir durum değil. Sadece sürecin yönetilmediğini gösterir. Bütün kesimlerin birlikte şikayet ettiği yerde, çok, ama çok kötü bir idare olduğu kesindir. En azından memnun olan birkaç kesim olsa, amenna, o da yok.  Üstelik, siz “ekonomiyi göz ardı edemeyiz” deyip, ekonomik akıldan yoksun kararlar alırken, en çok şikayet eden kesim de yine bizzat ekonomik örgütler. Nasıl oluyor bu? Yanlış yapan kim?

Şimdi üniversiteleri Mart’ta, turizmi Nisan’da açacaklarını söylüyor Başbakan. Kim inansın, kim güvensin? O Başbakan ki, birkaç ay içinde yeni havayolunu uçuracağı vaadi vermiş biridir. Düşünün, geçmişinde böyle bir bahtsızlık olan kişi, böyle kritik bir dönem için ne büyük talihsizliktir. Siyasette yaptıkları yanlışlar, dayatmalar da beceriksizliklerini pekiştiriyor. Bir partiyi idare edemeyenlerden, vatandaşı ölümcül tehlikelerden korumalarını bekliyoruz…

Bu saatten sonra, maske-mesafe-hijyen diyenleri duyduğumda cinim tepeme çıkıyor. Başındaki devletin hiçbir planlaması olmayacak, günü birlik, tartışmalı, herkesi çileden çıkartan, hiçbir işe yaramadığı gibi, bir de zarar veren kararlar alacaklar, sen hala millete maske, şu bu diyeceksin.  Bizler bunu anladık, içselleştirdik, uyguluyoruz, çünkü ders aldık. Ama siz hala 10 aylık yanlışlarınızdan ders almadınız.

Her neyse, toplumsal tepkinin, kesim ayırımı göstermeden yoğunlaşması yine de benim umudum.

Ölü gözünden yaş beklenmez ama, belki sağır kulaklar başkalarından akıl almayı akıl ederler artık…

 

YERİN KULAĞI VAR

 

UBP’DE HEYECANLI BEKLEYİŞ:

UBP’liler bugün Resmiye hanımın Meclis Başkanlığı seçimine kilitlendi. Yaşanacak ikinci bir krizin çok daha derin olacağını bildiklerinden, bugünkü seçimin sonucunu merakla bekliyorlar.  Maliye Bakanı Oğuz, Canaltay’ın partide çoğunluk ve mutabakatla onaylanmış bir isim olduğunu belirterek, “buna herkesin riayet edeceğini düşünüyorum. Aksi halde büyük zafiyet ortaya çıkar” derken, UBP Parti Meclisi üyesi Aydın Soyer, “Resmiye hanımı yeniden aday yapar mıyım şüpheliyim. Sayın Saner’e Allah kolaylık versin” değerlendirmesinde bulundu. Kısacası UBP içinde kutuplaşma sürüyor, hala da kafalar karışık…

 

DEVLET OLMANIN GEREĞİ:

Güney Kıbrıs hükümeti 3 haftalık kapanma kararıyla birlikte zarar gören ekonomik sektörlere verilmek üzere 1000 ile 300 bin Euro arası, toplamda 450 milyon euroluk nakit destek paketi açıkladı. Hani insan bunları duyunca üzülmeden edemiyor. Ayrı bir devlet olduğumuzu söylerken ağızları dolanlar, bırakın böyle bir yardım destek paket açıklamalarını, söz verdikleri 1500 liralık yardım için “para bitti” açıklaması yapıyor. Demek ki “ben devletim” demekle devlet olunmuyormuş…

 

UYANIN RÜYADAN:

Başbakan Saner, 1 Nisan itibariyle ülkeye turist kabulünün başlayacağını buyurmuş. Yahu siz daha salgını kontrol altına almayı başaramadınız, her gün 20 civarında yeni pozitif vaka çıkıyor. Bırakın turisti ülkeye öğrencileri bile getiremiyorsunuz. Vazgeçin bu rüyadan da gerçekleri görmeye bakın. Sizin önceliğiniz ülkeyi bu salgından temizlemek ve denetimleri yapmak olmalı. Bakın görün ülkeye öğrenci de turist de koşa koşa gelecek…

 

ZAMANSIZ VE YERSİZ:

Memur-Sen Başkanı, bunca tantananın içinde, kamuya girişleri tartışmalı bir kesimin maaşlarının yükseltilmesi talebinde bulunuyor. Zaten özel sektör-kamu çalışanı kavgası kan davasına dönüşmüşken, böyle bir talebin ne zamanı ne de yeri. Ben de kendisine görüşümü söyleyeyim; o bahsettiğiniz kesim önce Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yapacağı bir sınava girsinler, liyakatlerini ispatlasınlar, herhangi bir kadronun karşılığı için yeterliliklerini ortaya koysunlar, maaşları ona göre eşitlensin. Toplumun hassasiyetlerini dikkate alan, kamunun çıkarını koruyan bir sendika, temelinde adaletsizlik olanı savunup, popülizm yapacağına, öncelikle bunu talep etmelidir…

 

DEVLET ARAZİLERİNİN KİRALANMASI:

Kudret Özersay, geçtiğimiz gün Meclis’te çoktandır şehir efsanesi gibi konuşulan devlet arazilerinin kiralanması konusunu gündeme getirdi ve seçim döneminde yeni bir kiralama yapılıp yapılmadığını sordu. Seçim döneminde yapılmasının dışında, başka iddialar da duyduk, ancak elimizde kanıt olmadığından yazmadık. Umarım Özersay işin peşini bırakmaz…

 

OTORİTE BOŞLUĞU, SUÇ ÇEŞİTLERİNİ ARTIRIYOR:

Habere bakın, bir tanesi kumarhanede ruletin başında görevli. Bir arkadaşına hile ile para kazandırıyor. Bu iddia değil, polisin tespiti. Bitmedi, o hile ile para kazandırılan da sırra kadem basıyor.  Rezalete bakar mısınız? Ülkedeki suçların nasıl çeşitlendiği dikkatinizi çekiyor mu? Sebebi tek, otorite boşluğu. Herkes her şeyi korkusuzca yapıyor.

 

ŞAKA GİBİ:

Polis yaptığı denetimlerde kumarhaneye girmesi yasak 19 kişi hakkında yasal işlem başlatmış. Şaka gibi. Yahu bu dönemde casinoların kapılarını açan hükümet oralara kimlerin gittiğini zanneder acaba, ülkede turist yoksa eğer kimlerdir bu kumarhanedekiler? KKTC vatandaşlarının girmesi yasak ise kumarhaneler kime açıktır. Hem kumarhaneleri açık bırakacaksınız sonra da baskın yapacaksınız.  Resmen bizimle dalga geçiyorlar…

 

FOTO GÜNDEM: “Plansız programsız Ekonomi yönetimi modelinin benimsenmesinin faturası çok ağır olmuştur. Pandeminin getirdiği bozulma ile Ekonomiyi Programsız yönetme tercihinin birleşmesi ile başıboş ekonomi yönetimi modeli doğmuş, bu da ülkemizi tarihi çöküşe getirmiştir”… Bu sözleri söyleyen muhalefet değil. Bu ülkeyi halen yönettiğini sanan partinin bir milletvekili, Maliye Bütçe ve Plan Komitesi’nin de Başkanı. Şimdi Sunat Atun, bu plansız, öngörüsüz dediği sistemin hazırladığı bütçenin geçmesini sağlayacak. Başka söze gerek yok aslında…

Sunat Atun
Sunat Atun
Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar