Eğitim sistemi/sistemsizliği içerisinde kanayan yaramız olan kolej sınavını, Cumhuriyet Meclisi’nde bu sınavı yaratan UBP milletvekilleri bile eleştiriyorsa bu sınavın artık değişmesi/kalkması gerektiği çok açık bir şekilde görülmektedir. Daha önce iki kez kaldırılan sınav sonrasında ortalığı velveleye verenler bugün artık bu sınavın çocuklara kalıcı zararlar verdiğini kabul etmektedir.
Hal böyle iken akademisyenlerin katkısı ile yapılacak değişikliğin meclisteki tüm partilerin onayı ve meclis kararı ile alınması gerekmektedir. Her gelen hükümetin değiştirmeyeceği, bilimsel ve akademik bir sınav veya yeni bir ilköğretimden ortaöğretime geçiş sistemi hayata geçirilmesi gerekmektedir. Türkiye ile yağlı-ballı olan meclisteki partiler acaba Türkiye’nin 5’inci sınıf sonunda yapılan Seviye Belirleme Sınavı’nı(SBS) neden kaldırdığını biliyor mu? Niye sınavları ortaokulun sonuna aldıklarını kavrayabilmişler mi acaba? Bilmiyorsalar biraz araştırsınlar ve görsünler neden öyle olduğunu…
******
Yapılması gereken değişiklikle ilgili olarak önce 4’üncü ve 5’inci Milli Eğitim Şura kararlarına bakılmalıdır. Onlarca insanın emeği vardır o kararların altında… Akademisyenler, öğretmenler, sivil toplum örgüt temsilcileri ve siyasi parti temsilcilerinin aldığı kararlar dikkate alınmalıdır. Bu kararlar üzerinden inşa edilecek yeni sınav/geçiş sisteminin daha doğru olacağı kanısındayım. Hatta bu sınavın değiştirilmesine/kaldırılmasına karşı çıkanlar, 5’inci Milli Eğitim Şurası’nda bu sınavı yaratan UBP temsilcisinin önerisine de baksalar, görecekler ki, mevcut uygulamaya çok ciddi eleştirisi vardı.
******
Elbette benim de bu konu ile ilgili düşüncelerim vardır. Yıllardır bu satırlarda yazıyorum, TV ekranlarında söylüyorum. Peki nasıl olmalıdır? Kesinlikle daha geniş kitlelere kolej programı fırsatı yaratılmalıdır. Yani talebin büyük çoğunluğunu karşılamalıdır. Biraz rakamlarla bunu açıklamakta yarar vardır. Bu ülkede çağ nüfusu 3 bin 700 civarındadır. Kolej sınavına giren öğrenci sayısı 2 bin 100. Yani çağ nüfusunun %56’sı kolej sınavına giriyor. Sınava giren 2 bin 100 öğrencinin en az %20’si de bu sınava iş ola girmektedir. Geri kalan bin 600 civarında öğrencinin de 300-400 kadarı kolej programını takip edecek yeterlilikte değildir. Bu kadar yıldır bu işin içindeyim ve tecrübem bunun böyle olduğunu söylüyor. Geriye kalan 1200 civarında öğrenciye de bu devlet kolej programını eşit bir şekilde sunabilmesi gerekiyor. Bu ada yarısında bunu yapamayacaksak, neyi yapacağız acaba?
Peki bu kolej programını daha geniş kitlelere nasıl ulaştıracağız? Tüm bölgelere yayarak… Yani Erenköy’de, Lefke’de, Lapta’da, Esentepe’deki okullarda aynen İskele’de olduğu gibi kolej sınıfları açılabilir. Aynı şekilde Lefkoşa, Mağusa ve Girne’de ikinci bir kolej olabilir. Ki geçmişte Lefkoşa’da ikinci bir kolejin olduğu dönemi hatırlıyoruz. Niye kapatıldığını pek de anlamış değilim. Zaten geniş kitlelere yayıldığı zaman belki de sınava gerek kalmayacaktır. Yarışma sınavına gerek kalmadan yıllar içerisinde doğal seleksiyon yöntemi ile özellikle lisede kolej programını takip edecek olanlar kendiliğinden ortaya çıkar. Kolej programını takip edemeyecek çocukların da, iyi bir Anadolu Lisesi modeli ile hem yabancı dil öğrenmeleri hem de gerek Türkiye gerekse buradaki üniversitelere hazırlanmaları sağlanır. Elbette bunun için ciddi bir öğretmen ihtiyacı gerekmektedir. Bunun finansmanı ayrılır ve kolejlerde görev yapacak öğretmen adayları teşvik edilir. Ciddi bir planlama ile bu iş kökten çözülebilir.
Yeter ki eğitimi yönetenler değişime ve dönüşüme kararlı olsunlar. Biraz cesaret biraz da siyasi kararlılık gerekir.
