Kıbrıs’ın tümü için, yani hem kuzey hem de güney için önemli bir konuk 3-4 saatliğine bile olsa adaya geliyor. Türkiye Cumhurbaşkanı, yeni sistemde Başkan Erdoğan bugün KKTC’yi ziyaret edecek. Açıklanan programa göre Erdoğan bu kısa ziyeretinde sadece Cumhurbaşkanı Akıncı ve Başbakan Erhürman’la görüşecek. Bu programın dışında bir ziyareti olup olmayacağını bilemiyoruz. Erdoğan’ın adaya geliş saati, akşam üzeri olacak gibi görünüyor çünkü, KKTC’den önce Azerbaycan’ı ziyaret edecek ve oradan da buraya gelecek…
Herkesin Erdoğan’ın ziyaretinden beklentisi farklı. Bir kesim Hala Sultan cami ve külliyesi içindeki İlahiyat Koleji’ni ziyaret etmesinden kendilerine bir pay çıkarmaya çalışacak. Zaten dün “Çağdaş Eğitm Platformu” nun Başbakanlık önündeki eylemi de tamamen buna yönelik bir eylemdi. Yeni ders yılında din derslerinin seçmeli yapılacağı yönündeki açıklamaları nedeniyle Milli Eğitim ve Kültür Bakanı’nın eleştirerek, din dersleri konusundaki tutumundan vazgeçme çağrısı yaptılar. Bakanlık olarak bu tutumdan vazgeçilmediği takdirde “daha kalabalık bir kitleyle eylem yapacakları” uyarısında da bulundular.
Okullar yeni kapandı ve açılmasına neredeyse daha 3 aylık bir süre var. Kimse de çocuklarınızın din ve ahlak dersi almasını yasaklamıyor. Ayrıca henüz bu konuda alınmış bir karar da yok, sadece bir düşünce. O zaman bu eylemin acelesi neydi? Amaç, Erdoğan’ın ziyareti öncesi bu eylemi yaparak seslerini duyurmaktan başka birşey olamaz…
Neyse biz gelelim esas konumuza. Dün bir gazetenin manşetinde “Erdoğan’ın adaya Kıbrıs odaklı bir ajandayla gelmesini beklemek gerçekçi olmaz” değerlendirmesi vardı… Aslında, Erdoğan’ın Kıbrıs konusunu gündeme getirmeyeceği bir ziyaret gerçekçi olamaz bana göre. Hele de bu yeni sistemde karar verici “tek adam” poziyonunda olduğu düşünüldüğünde illa ki Kıbrıs konusu, hatta yeni önerilerin masaya yatırılacağını söylemek daha doğru olur sanırım. Evet Türkiye’nin ülke olarak, zor ve ekonomik bir darboğazdan geçtiği gerçeğini kimse inkar edemez. Hatta bu sorunlarının Kıbrıs konusunun da önüne geçtiğini söyleyebiliriz. Türkiye, yeni ve alışık olmadığı bir sürece girdi. Komşuları ve Avrupa ile birçok sorunları var. Ama herşeye rağmen Kıbrıs Türkiye için ayrı bir önem taşır. Hangi hükümet, hangi görüş iktidara gelirse gelsin, Kıbrıs öyle veya böyle ajandalarındadır…
Sonuç olarak Erdoğan, yarın kısa süreliğine KKTC’de olacak. Bu ziyarette vereceği mesajlar, söyleyeceği en basit bir söz bile, adanın geleceği açısından çok önemli…
Yarınki görüşmede Kıbrıs sorunu kadar, iç sorunlarımız da masada mutlaka olacaktır. Bakın görün Erdoğan’ın ziyaretinin hemen ardından bizim yetkililerin Türkiye ziyaretlerini okuyacağız. Belki de yıllardır süren bu sorun belirsizlik için yeni bazı adımların atılacağı haberlerini duyacağız.
Onun için kimse Erdoğan’ın bu ziyaretini her dönem mutat olarak yapılan ziyaretlere benzetmesin.
Bu kez Hem Türkiye, hem de Erdoğan, eskisi gibi değil.
Ya ağırlığını daha çok hissedeceğiz, ya da…..
Hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Ama merak etmeyin, öyle pek uzun sürmeyecek.
YERİN KULAĞI VAR
ÖNEMLİ ZİYARET:
Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün KKTC’ye yapacağı 3-4 saatlik kısa ziyareti herkes merakla bekliyor. Ziyaretin detaylarından çok, Erdoğan’ın vereceği mesajlar önemli. Söyleyeceği herşey, Kıbrıs Türkü’nü olduğu kadar, Kıbrıslı Rumları da yakından ilgilendiriyor. Erdoğan’ın açıklamaları ya adada bir çözüm için umutların devam etmesini ya da, yeni bir yol haritasının çizilmesini belirleyecek…
ORTA YOLU BULAMIYORUZ:
Erdoğan’ın yapacağı ziayret toplumu resmen ikiye böldü. Alkışlayanlar kadar da tepki gösteren var. Bir tarafta cehennem sıcakları, diğer tarafta incir çekirdeğini doldurmayan sorunlarla bölünmek. Her konuda olduğu gibi bunda da bir orta yol bulamadık. Bırakın isteyen bağrına bassın, isteyen de tepkisini göstersin. Onca sorun arasında bunu da dert edip birbirimizi yemenin anlamı yok… Önce kendinize güvenmeye bakın. Gerisi kolay.
İSTEYEN ALIR, İSTEYEN ALMAZ:
Yeni eğitim yılında din derslerinin seçmeli olmasını protesto eden Çağdaş Eğitim Platformu, din derslerinin seçmeli değil, ana ders olmasını talep ederek, “Milli Eğitim Manevi Eğitimsiz Olamaz”pankartı açtılar. Yahu bırakın bu konuda herkes kendi kararını versin. İsteyen bu dersi alsın, istemeyen almasın. Sizin çocuklarınızın din dersi almasını engelleyen mi var? Ama siz, “hayır, herkes zorunlu olarak alacak” diye ısrar ediyorsunuz. Biz nasıl ki sizin talebinize hak veriyor ve destekliyoruz, siz de hem bu ülkenin kültürüne, hem de din dersi almak istemeyenlere aynı saygı göstereceksiniz…
BİLDİĞİMDEN DEĞİL:
UBP kurultayında kimlerin aday olacağı konusu resmen bahis işine döndü. Dört diyenler kadar beş sayısını da, hatta fazlasını telaffuz edenler bile var. Bana sorarsanız şu an aday gibi görünen Hasan Taçoy ve Sunat Atun, adaylıktan vazgeçecek. Ve kurultay büyük ihtimalle 3 aday arasında geçecek. Özgürgün, Sucuoğlu ve Tatar. Nerden biliyorsun diye sormayın, bu tamamen kendi düşüncem. Çünkü hedef Özgürgün ise, çok adaylı bir yarış Özgürgün’ün lehine sonuçlanır…
İSTİKRARIN SEBEBİ:
“Kıbrıs’ın yıllardır sakin ve istikrarlı olduğuna” dikkat çeken BM Genel Sekreteri Guterres, “bunun, büyük ölçüde Barış Gücü’nün varlığından kaynaklandığı” değerlendirmesinde bulundu. Bilmeyen da inanacak. Yıllar önce BM askerlerinin gözü önünde kaç köyün talan edildiğini, kaç kişnin vurulup öldürüldüğünü bilmesek biz bile inanacağız. Şuna, “adada yıllardır süren istikrarın tek nedeni Türk askerinin varlığıdır” desene…
ONLARINKİ CAN DA:
Bir gurup CAS çalışanı Başbakanlık önünde eylem yaptı. Hizmet verecekleri hiçbir şirket kalmadığı için zora giren çalışanlar, gelecekleri için oturma eylemi başlattılar. Sen eğer devlet olarak her batan kurumun çalışanlarını gerekli gereksiz devlet çatısı altına alırsan, olacağı buydu. Geliri sıfır olan bir kurum, Başbakan’ın devreye girmesi ve Haziran maaşlarının yatacağı sözü ile eylemi bitirdiler. Peki ama, önümüzdeki ay, daha sonra ne olacak? İşte geçmiş UBP hükümetlerinin dev gibi bir enkazı daha…
ZİRVEDEKİLER
Salih Sarpten (Yenidüzen): “Ve artık eğitim sistemimizi yeni bir boyuta taşıyacak anlayışa ihtiyacımız var. Dersleri durağan bir bilgi yığını, öğrencileri de bu bilgi yığınını aktarılacak bir kitle olarak görmekten vazgeçmeliyiz… Onları bir bilim insanı, edebiyatçı, yazar, şair, ressam, müzisyen, mühendis ya da konusunda uzman bir araştırmacı gibi görüp gereksinim duyduğu bilgiyi ortaya çıkarma ve aktif olarak var olacak bir yaklaşımı kurgulamalıyız”…
DİPTEKİLER
En Büyük Sorunumuz Trafik: Ülkenin en büyük sorunlarından birisi olan trafik konusunda bir şeyleri eksik yaptığımız kesin. Geçtiğimiz hafta da meydan gelen 83 trafik kazasında 18 kişi yaralanmış, Bir haftada 83 kaza, yani gün ortalamasında 10’un üzerinde. Kimse çıkıp da yol bozuktu, ışıklar yetersizdi bahanesine sığınmasın. Tamamen eğitimsizlik ve nemelazımcılık…
