Bakanlar Kurulu’nun en son aldığı mesai saatleri ile ilgili bir yılda 3 ayrı zamanda farklı uygulama kararı, gerek çalışanlara gerekse vatandaşa çıkaracağı zorluklar düşünülmeden alındığı anlaşılmaktadır.
Kış dönemi için saatlerin bir saat geriye alınmaması sonunda, alınan kararla tespit edilen iki ayrı uygulama ile, Kasımdan başlayarak Şubat’a kadar başka mesai, Şubattan sonra başka mesai uygulaması, insanları sürekli mesai saatlerini takip etmek ve bu saatlere adapte olmaya yöneltmek gibi mevcut soruna, alışılmamış tuhaf bir ‘çare’ üretildi.
Geçen yıl kış döneminde gece karanlığındaki çocukların okul mesaisi ile yaşanan acı olaylar ve küçük yaştaki çocukların sabah karanlığında kalkıp yola koyulma gibi çektikleri güçlükleri gidermek için bu yıl da kış saatleri geri alınamıyorsa, -ki bir çok nedenleri ve Türkiye ile en yakın ilişki içinde olunması dolayısıyla ulaşım ve mesai paraleli sağlanması düşünülmektedir,- o zaman tüm mesai saatlerine şimdiden 8.30 uygulamasına okulların açılış döneminde başlansa ve bu mesai saati kış dönemi boyunca uygulansa daha mantıklı olmaz mıydı?
Hiç olmazsa gerek öğrenciler gerek öğretmenler ve diğer tüm çalışanlar ve özel işyerleri ona göre programlarını uzun vadeli daha istikrarlı olarak planlarlar ve halk da ona göre kış dönemi boyunca aynı mesai saatlerine adapte olurlardı. Her şeyde olduğu gibi bu konu da son güne bırakıldı.
Hükümetin son günü beklemeden gerek sendikalarla gerekse iş çevreleri ve Oda’larla temas kurarak 8.30 esasına göre ortak bir noktada buluşma ve her iş kolunun aynı veya birbirini tamamlayacak saatlere getirilebilmesi sağlanabilirdi. Ve bu mesai kış dönemi boyunca uygulanabilirdi.
Bir de Hükümet açıklamasında okullarda öğretim yılı içinde gerekli görülürse mesainin yeniden düzenleneceği açıklandı. Bu ifadede ayaküstü karar yansıması var.
Mesai tespitinde bir de öğle arası mesai saatlerinin yarım saate indirilmesi, mesai çıkışlarının akşamları çeyreklerle bitmesi, mesai saatlerinin fiiliyatta azalması anlamında olmayacak mı? Çünkü yarım saatte yemek arası gerçekte mümkün olamayacağı gibi, 4.15 gibi çıkış saatlerinde çeyreklerin bir kayıp olacağı, fiiliyatta görülecektir.
Yeni mesai saatlerinin düzenlenmesindeki amaç mevcut mesaiyi hem gündüz aydınlığına çekmek ve özellikle çocukların aydınlık saatlerde okul mesailerini ayarlamak ve yanında kamu ve özel mesai saatlerini de buna paralel getirmek bir gereklilik olduğuna göre, aynı zamanda vatandaşlara yönelik hizmetlerin de hem daha verimli ve çalışanlara daha elverişli saatlerin düzenlenmesi de esas olmalıydı. Kanımca bu amaçtan uzaklaşılmıştır. 3 mesai uygulaması halk arasında bu hafta en çok konuşulan ve yadırganan kararlardan biri olmuştur.
KKTC’de genelde tüm çalışma hayatında kamu ve özel her iş kolunda bir mesai kargaşası olduğu açıktır. Örneğin Bankaların mesailerine de baktığımızda her bankanın farklı mesaileri vardır. Özellikle öğle araları ve ö.s mesaileri çok farklıdır. Kimi bankaların öğlen mesaisi 12 ile 1.30, kiminin 12.30 – 1.30, kiminin 12.45 -1.45 kiminin ise öğleden sonra haftada sadece 2 gün çalıştığı sair günler kapalı olduğu, kimi bankaların öğle esnasında dönüşümlü yemek saati uygulayarak sürekli açık olduğu ve daha farklı saatler söz konusudur. Bankacılıkta bankalar arası işlemler de söz konusudur. Gerçi halen bankalar arası işlemler Merkez Bankası aracılığıyla ve saat 3’e kadar yapılmakta ise de bu saatlere göre mesaisi farklı olan, ve ayrıca bunun dışında vatandaşların muhtelif bankalardaki çeşitli şekildeki şahsi işlemlerini gerçekleştirmek için saatlerle yarış halinde olduğu veya işinin o gün yarım kaldığı hususunda çok kişilerden dinlemekteyiz..
Bir düzen getirilmesi bakımından Merkez Bankasının Bankalar Birliği ve Bankalarla bir toplantı yaparak ve çalışanlarıyla da ve sendikalı olanların da sendikalarıyla da işbirliği ve mutabakat veya uyum çerçevesinde planlayarak hem halka daha düzenli bir mesai sunulması hem de banka çalışanlarının mesailerine bir yakınlık ve düzen getirilmesi mümkün olabilir. Ekonomik hayatın işleyişine de daha verim katacağı cihetle ülke geleceğimiz için bunları düşünmeli ve bir çare bulmalıyız. Çünkü hem bir çok şubeleriyle birlikte banka sayıları oldukça artmış, nüfus ise olağanüstü sayıda artmıştır. Sadece bu kış döneminde ilave 100 bin öğrenci ile ailelerini hesaplarsak bankalardaki yoğunluğu kestirebiliriz. Kaldı ki turisti ve yurtdışından gelen izinli ve izinsiz çalışanlar ve aileleri vardır ki yurt dışı ile sürekli temas halindedirler.
Ve ayrıca ülkede her alanda türlü iş yürütebilmek için hizmet bekleyenler açısından farklı kamu saatlerini de yan yana getirirsek mesai karmaşası yaşandığı bir gerçektir.
Zaman içinde ülkede oluşan koşullara göre gerek kamu gerek özel sektörde hizmetlerin daha verimli yürütülebilmesi çalışanların da bu sürece daha istekle katılabilmesi için Hükümetin ilgili sektörlerle işbirliği içinde uyumlu mesai düzenlemeleri yapması ve öncü olması, her ülkede olduğu gibi çalışma hayatında çalışma düzeni için bir zarurettir.
