“Yasa dışı kürtaj” davasında tutuklu yargılanan Doktor Mehmet Ali Tunçbilek, yeminsiz şahadet vererek aleyhindeki ithamları kabul etmedi:
Devrim DEMİR
Kamuoyunda “Kürtaj davası” adıyla bilinen, Ada Hospital’da bazı hamilelikleri yasa dışı sonlandırılmasıyla ilgili 6 sanıklı davaya Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün de devam edildi.
Geçtiğimiz hafta görüşülen duruşmada beraat talepleri ret edilen sanık Mehmet Ali Tunçbilek, yeminsiz şahadet verdi.
Tunçbilek, iddia makamının aleyhinde sunduğu iddiaları kabul etmedi.
Tutuklu yargılanan Doktor Fahri Karagözlü, Doktor Rasiha Serdaroğlu, Doktor Mehmet Ali Tunçbilek, Doktor Verda Özkent Tunçbilek, Ebe Ayşegül İşbilen ve emekli hemşire Taner Okburan dün Girne Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin huzuruna çıkarıldı.
Yargıç Murat Soytaç ve Seran Bensen’in üye olarak yer aldığı heyete yalnızca bu dava için Girne Kaza Mahkemesi Başkanı Fatma Şenol başkanlık ediyor.
Tunçbilek yeminsiz şahadet verdi
Geçtiğimiz hafta beraat talepleri ret edilen sanık Mehmet Ali Tunçbilek, dün yeminsiz şahadet verdi ve kendini savundu.
Tunçbilek, aleyhinde yapılan ithamları dinlediğini ve yapılan suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Ada Hospital Hastanesi’ni eşi ile birlikte ortak kurduklarını ifade eden Mehmet Ali Tunçbilek, hastaneleri hizmete girdikten sonra eşi Verda Özkent Tunçbilek’in tüp bebek eğitimi almak için 6 aylığına Türkiye’ye kursa gittiğini anlattı.
Dönemin Sağlık Bakanı Ahmet Kâşif’in önerisi ile Doktor Fahri Karagözlü ile iletişime geçtiklerini ve hastanelerinde Başhekim olarak göreve başladığını söyleyen Tunçbilek, daha sonrada Tunççevik hastanesinde Anastezi uzmanı Rasiha Serdaroğlu ile de çalışmaya başladıklarını kaydetti.
Tunçbilek: Randevular benden alınmadı
Yeminsiz şahadet veren sanık Mehmet Ali Tunçbilek, Fahri Karagözlü’nün tüp bebek işlerine hiç karışmadığını anlaşmalarının kendi hastalarının ve personel sıkıntıları ile ilgilenmek olduğunu belirtti.
Tunçbilek, “Hastanemizde randevular ne benden ne de Verda hanımdan alınırdı. Fahri bey bize sadece ameliyat parası veriyordu, bir de başhekimlik maaşı almaktaydı. 2016 yılı Şubat ayında, odamda oturduğum esnada, Fahri bey beni aşağıya çağırdı odaya girdiğimde polisler vardı. Fahri bey bana soruşturma açıldığını ve karakola gitmesi gerektiğini söyleyerek onu polis eşliğinde kendi arabamla götürdüm. İçerde Fahri Bey sorgulandığı esnada, bende avukatına ulaştım, benden çantasını istedi. Ayni akşam saat 21.00 sıralarında polis arayarak aleyhimde “Derdest” emri olduğunu ve tutuklanarak hücreye yerleştirildim. Polis çavuşu Namık Kemal Baz’ın iddia ettiği gibi, ben arabaya gidip kimsenin çantasını almadım” dedi.
“Tüm doktorların kürtaj yaptığı bilinmekte”
Mehmet Ali Tunçbilek, yeminsiz şahadetinde savcılığın tanığı olan 35. tanığı Oktay Ayzer’in ifadesine vurgu yaptı. Tunçbilek, “Kasaplık konusuna gelince Oktay Bey 2015 yılında geldi Kadın Doğum Uzmanı olarak çalışmak istediğini belirtti, ancak Fahri bey olduğu için anestezi uzmanı olarak başlamasını istedi. Oktay Bey bana Fahri beyin kasaplık yaptığını söyledi. Bu söylemlerin üzerine Fahri beyle konuştum ve bana ‘Oktay beni kıskanıyor’ dedi. Ben Kulak Burun doktoruyum, ama doktorların kürtaj yaptığı bilinmekte. Ben hastanemizde kimse ile ‘kanunsuz iş yapılır şeklinde polemiğe girmedim’, doğumlarla hiçbir zaman ilgilenmedim takdir yüce mahkemenin” dedi.
Duruşma bugün devam edecek
Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in şahadetinin tamamlanması ile Mahkeme Başkanı Fatma Şenol, duruşmayı yeni tanıkları dinletmek üzere oturumu bugün saat 09.30’a erteledi.
