Kimse ayrıcalık istemesin... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Kimse ayrıcalık istemesin…

Dövizin artışı, paranın değer kaybetmesi toplumun tüm kesimlerini etkilemekte. Bu, dün de böyleydi, bugün de böyle…

Asgari ücretle geçinen de, iş adamı da, esnaf da aynı oranda perişan. Kayıplar, herkesin bütçesine göre aynı oranda artmış durumda.
Böyle bir ortamda, eğer bir önlem alınacaksa, her kesimi aynı ölçüde rahatlatmalı. Toplumun kesimleri arasında “ayrıcalıklılar” yaratılmamalı…
Bunları neden mi söylüyorum; İŞAD’ın dünkü açıklamasından… Diyorlar ki, “Devlet ihalelerinde zarara uğrayan şirketlerimizin zararlarının acilen kompanse edilmesi gerekir.” Ve ekliyorlar, “2006’da Bakanlar Kurulu böyle bir karar almıştı…”
Şimdi eğri oturup, doğru konuşalım; bir kere böyle bir sübvanse, sadece devletten alacaklı olanlara yönelik olacaktır. Yani sadece belli bir kesime. Ya ithalat? Ya üretici kesimler? Ya maaş ve ücretli, dar gelirliler? Bu “kompanse”nin onlara faydası ne..? Dövizi dondurma gibi bir uygulama yapıldı mı? Ya da Türkiye’nin yaptığı gibi dövizle mal alış verişini ortadan kaldıran, faturalandırmanın TL ile yapılması yönünde bir karar alınabildi mi? Asgari ücrete dövizin artışı oranında bir zam yapıldı mı..? Hiçbiri yok.
Konu sadece İŞAD değil. Diğer kesimler için de geçerli.
Refahı eşit paylaştığımız söylenemez, ama hiç olmazsa yükü ortak paylaşalım…


***

Değişim ve reforma karşı direnen Kuzey Kıbrıs...

148’de 118. olmak
Ticaret Odası’nın Rekabet Edebilirlik Raporu’nu dün inceledim…
Aslında 6 yıldır bu rapor yüzümüze bir ayna tutar, biz orada çirkinliklerimizi, bozukluklarımızı görürüz, sonra da “Zaten biliyoruz” der geçeriz…
Oysa bu çalışma o kadar önemli ki. Raporda, geçen 5 yılda olduğu gibi, bu yıl da diplerdeyiz. 148 ülkeyle kıyaslandığımızda, sosyal ve ekonomik yapımızla 118. sıradayız.
Bunu raporu hazırlayan Doç. Dr. Mustafa Besim ile Yrd. Doç. Dr. Kamil Sertoğlu şöyle özetliyorlar; “Kuzey Kıbrıs ekonomisi rekabet edebilirlik sıralamasına son altı yılda kayda değer bir gelişme pek gösterememiştir. Bu durum aslında yapılması gerekenlerin çok, ama yapılanların az olduğunu işaret etmektedir Halbuki gelişim için değişim/reformun elzem olduğu bilinirken, ülkeyi yönetenlerin değişim konusundaki tutumlarının özde değil, sözde oldukları yapılan tespitlerle net bir şekilde ortaya çıkmaktadır”…  Nitekim iş çevrelerinin karşılaştığı en önemli sorun, yüzde 19,87 ile “Verimsiz Devlet Bürokrasisi”… Bunu, siyasi istikrarsızlık takip ediyor. Özellikle devlet yönetim kademelerinin, ekonomi ve planlamayla ilgili olan birimlerin bu rakamları dikkatle inceleyip, tüm yapısal bozuklukları ortaya çıkarması, düzeltilmesi için bir yeniden yapılanma programı hazırlaması o kadar kolay ki. Yasaysa yasa, düzenlemeyse düzenleme…
Tabii sadece yasal düzenlemeyle düzeltilemeyecek olanlar da var. Mesela rüşvette 120. sıradayız, adam kayırmacılıkta ise 146… Tam anlamıyla dip. Bunların ortadan kaldırılması için de siyasi ahlak anlayışımızı sil baştan yapmamız gerekiyor…
İlginç liderliklerimiz de var. Mesela kişi başına cep telefon sayısında dünya ikincisiyiz. İlkokula kayıtta ve AIDS konusunda (negatif) dünya birincisi olmamız da sevindirici…
Rapor Ticaret Odası’nın web sitesinde mevcut. Biraz merakı olanlar şöyle bir göz atarlarsa, sadece olduğumuz yeri değil, neden bir türlü adam olmadığımızı da görecekler…

 

YERİN KULAĞI VAR

EL İNSAF:
BES, mağduru oynayarak, vatandaşın desteğini almaya çalışıyor. Kardeşim, belediye battı… Bırakın aile yardımı veya 13. maaşı, normal maaşınızı aldığınıza dua edeceğinize, sadece Fellahoğlu’nu değil, tüm Lefkoşalıyı cezalandırmaya çalışıyorsunuz. Lütfen artık gerçekleri görün ve geminin batmaması için ne gibi fedakarlık yapılacağının hesaplarını yapın… Gerçi o tuhaf toplu sözleşmeyle ortada fedakarlık da kalmadı ya…

BİRİLERİNE GÜN DOĞDU:
Gazetelere söyle bir bakın. Özellikle de parti gazetelerine. Hepsi de, LTB’de yaşanan krizi kendilerine siyasi malzeme yapmaya hevesli. Hiçbirinin Lefkoşa’yı düşündüğü falan yok. Tek dertleri bu krizden kendi hanelerine kar yazmak. Hem de yarın kendi adayları geldiğinde, aynı sorunlarla karşılaşacağını bile bile. Nitekim CTP’nin zamanında Belediyeler Yasası konusunda hükümete vermediği destek, şimdi kendi belediye başkanının ayağına dolandı bile. İşte bu yüzden adam olmuyoruz…

YİNE KIVIRIYORLAR:
Kıbrıs sorununda ortak metnin imzalanmasıyla başlayan olumlu hava, Rum tarafındaki siyasilerin açıklamalarıyla umutsuzluğa dönüyor. Kuzey’de de bildik çevrelerin açıklamaları var ama özellikle Rum tarafının MEB ve Maraş konusundaki açıklamaları, yeşeren havaya hiç uymuyor…

BATAN GEMİNİN MALLARI:
Ekonomik sıkıntı, zamlar kimin umurunda. Varsa, yoksa yandaşlara iş. İktidara geleli altı ay olmasına rağmen görevden alma ve atamalar sürüyor. Öyle anlaşılıyor ki, vatandaşın derdi koalisyon hükümetinin pek gündeminde yer almıyor. Onlar için önemli olan, Kamu Görevlileri Yasası geçmeden, bir an önce yandaşları yerleştirmek…

ARTIK ALIŞTIK:
Yıllardır Eğitim Bakanlığı ile sendikalar arasındaki anlaşmazlığa alıştık artık. Her eğitim yılında ders saatinden çok, grevlerin yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Ancak anlamadığım, yıllardır aynı sorunlar için eylem yapılmasına rağmen, bu sorunlar niye çözülemiyor. Tabii, olan da çocuklara oluyor. Onların tuzu kuru nasıl olmasa, varsın arada çocuklar ezilsin, kimin umurunda…

KORKUYA BAKIN SİZ:
Rum doğal gazı, daha hayal seviyesindeyken bile ne hesaplara neden oluyor. ABD tarafı muhtemel doğal gazın Türkiye üzerinden dağıtılmasını savunur görünüyor. Ancak AB’nin aynı görüşte olmadığını Anastasiadis’ten öğrendik. Meğer AB ülkeleri, böyle bir durumda Türkiye’nin güç odağı olmasından çekinmekteymişler ve Rumlara başka bazı yollar öneriyorlarmış. Vay anasını…

ZİRVEDEKİLER
DAÜ: Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi engelli sınıfı oluşturarak KKTC’de bir ilke imza attı. Engellilerin yaşamını kolaylaştırma konusunda tonla nutuk dinleriz de, elle tutulur bir gelişme görmeyiz. O nedenle DAÜ’yü kutluyoruz…

DİPTEKİLER
Ahmet Kaşif
: 4 gün sonra bir kez daha dipte. Hani demişti ya, “Türkiye’deki İnternet Yasası bizi etkilemez” diye. Aynı gün ilgili kurulun başkanı kendisini yalanlamıştı. Şimdi de kalkmış, “Türkiye’den server kullananlar etkilenecek” diyor. Sanki bu memlekette internet sağlayıcıların tamamına yakını Türkiye serverlerini kullanmıyormuş gibi. Dünyadan haberi yok. Ama atıp tutmada da üstüne yok…

Seferberliğe gitmeyi reddeden ve “vicdani ret” hakkı talep eden Murat Kanatlı’ya Askeri Mahkemece 10 gün hapis cezası verilmesi kararı nedeniyle dün birçok örgüt Merkezi Cezaevi önünde eylem yaptı

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar