Kıbrıslılar pirilli bile oynayamaz - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Kıbrıslılar pirilli bile oynayamaz

Erdoğan ÖzbalıkçıErdoğan Özbalıkçı

         Kıbrıslı Rumların 1820lerden beri oynamaya çalıştıkları Yunanistan’la birleşme çabaları devamlı tokat yemesine rağmen, Rumların belli bir bölümünde ve özellikle kilisede, TÜM KIBRIS’ı zehirleyen etkisine devam etmektedir.

         Makarios 1968lerden sonra, bu hayalin gerçekleşme şansının olmadığını anladığı için, Üçüncü Dünya ülkeleriyle ilişki kurarak, nispeten bağımsız bir çizgiye yöneldi.


         Bu nispeten bağımsız çizgi nedeniyle Amerika’ya  ve Yunanistan’daki askeri rejime karşı bir politikaya yönelen Makarios, 15 Temmuz 1974’tte,  Yunanistan ve EOKA B işbirliğiyle öldürülmek istendi.

         Makarios’un Garantör ülkelere çağrısını fırsat bilen Türkiye, adada BARIŞ sloganıyla  20 Temmuz 1974 darbesi ile adayı fiilen ikiye böldü.

         20 Temmuz 1974’tten , AK PARTİnin iktidara gelişine kadar, Rum toplumu BM nin tüm planlarına karşı olmasına rağmen, Denktaş ve Türkiye’deki siyasilerin çıkarı nedeniyle, uzlaşmaz çizgisini gizlemeyi başardı.

         Bu zaman dilimi içerisinde uzlaşmazlık gömleği özellikle Denktaş’a giydirildi.

         AK PARTİ’nin iktidara gelişiyle birlikte, AB ye ve DIŞ DÜNYAYA ihtiyacı olan Parti, Kıbrıs Sorununda daha uzlaşmacı bir çizgi izlemeye başladı.

         Ak Parti, öncelikle, adı uzlaşmazlıkla birlikte anılan Denktaş’ı ve Türkiye’deki yandaşlarını etkisiz hale getirdi.

         2004’teki Annan Planıyla da Kıbrıs Türkleri BM planını kabul ederken, Rumlar HAYIR diyerek uluslararası arenada yalnızlaşmaya başladılar.

         2004’tten günümüze, gerek Talat, gerekse Akıncı döneminde, çözüm için çok çaba sarf edilmesine rağmen, Rumlar, sorunu oyalamayı kendi çıkarları için uygun buldular.

         Ne Papadopulos, ne Hristofyas ne de Anastasiadis, bir barut fıçısı üzerinde oturduğumuzu anlayamadılar.

         Bu anlamamanın yanı sıra, dış politikada ve özellikle Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi yalnızlaştırma politikasını ileri götürmeye çalıştılar.

         Kıbrıslı Türklerin, enerji konusunda İŞBİRLİĞİ çağrılarını da, ÇÖZÜMDEN SONRA diyerek, hiç dikkate almadılar.

         Doğu Akdeniz’de çıkacak gaz konusunda, İsrail, Mısır ve Yunanistan’la işbirliğine yönelerek, Kıbrıs Türklerini ve Türkiye’yi oyunun  dışında tutmak istediler.

         Dış politika, güç gerektiren bir alandır.

         Türkiye gibi büyük bir komşusu varken ve adanın % 30dan fazlası Türkiye’nin askeri kontrolünde iken, Rumların tüm girişimleri ve çözüm karşıtı politikaları Montana çıkmazından sonra iyice köşeye sıkıştı.

         Şimdi AK PARTİ,  Rumların bu akılsızca izledikleri UZLAŞMAZ politikanın karşısına yeni politikalarla çıkmaktadır:

         Çözüm masasına oturmak için, gayrı resmi BEŞLİ KONFERANS’ta ısrar etmektedir. Bu beşli konferansta, kendi şartlarını dayatacağı ise kesindir.

         Türkiye dayatacağı bu şartları kabul ettirmek için, Kıbrıs’ın yaptığı yanlışları da kullanarak, ipi daha da germektedir.

         Rumların İsrail ile yaptığı İHA antlaşmasına cevap olarak Geçitkale’de İHA ve SİHA için bir hava üssü kurmuştur. Bu üsse insanlı savaş uçaklarının inebilmesi için de hazırlıklar başlamıştır.

         Fransa ve İtalya deniz kuvvetleri ile Rumların yaptığı işbirliğine cevap olarak İSKELE bölgesinde bir DENİZ ÜSSÜ için de çalışmalara başlanmıştır.

         Libya ile yapılan antlaşma ile de  AKDENİZ’de Yunanistan ve Kıbrıs arasındaki bağlantı kesilmiştir.

         Şimdi Rum tarafının oturup, Türkiye’nin adada kökleştiği gerçeğini doğru bir şekilde ele alması zamanıdır. Bu kökleşmede Rumları izlediği UZLAŞMAZ çizginin katkısı çok YÜKSEKTİR.

         Kıbrıslılar kendi aralarında PİRİLLİ bile oynayamazken, büyük güçlere karşı sözde gösterişlerin acı sonucuna kesinlikle katlanacaklardır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar