Kıbrıs Şarapçılığına Yeni Bir Yol Açıyoruz. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Poli

Kıbrıs Şarapçılığına Yeni Bir Yol Açıyoruz.

Öntaç Düzgün

Kıbrıs’ta şarap üretiminin geçmişinin antik çağlara kadar dayandığı bilinir. Ancak buna karşın Kıbrıs şarabının dünyada tanınırlılığı olup olmadığı çok tartışmalı. Adanın, ismi bir çırpıda söylenebilecek, kalitesi üretim yılı ile birlikte anılıp aranacak henüz bir şarabı yok. En tanınan şarabı, biraz da likör tadında olan ve tür olarak şaraptan tamamen ayrışmış “komandaria” şarabı. Bunun dışında son 15-20 yıldan beridir Güney Kıbrıs’ta Avrupa Birliği desteği ile bir nitelik kazandırılmaya çalışılan bağcılık ve şarap üretimi çabaları var. Bu çalışmalar sonucu çoğunluğu Trodos Dağları eteklerinde kurulmuş onlarca butik şarap imalatanesi var. Kıbrıs şarabının yeniden hayat bulma çabası içinde olduğu söylenebilir.


 

Peki Kuzey Kıbrıs’ta iyi, güzel şarap üretimi olabilir mi? Birkaç küçük çaplı deneme, bu alanda bir ümidin var olduğunun işaretleri veriyor. Üretilen, şişelenen ancak henüz pazarın bütününe ulaşamayan lokal denemeler var. Ortaya çıkan üretim sonuçları, KKTC’de şarap üretiminin kapılarının aralandığını, doğru dürüst bir tanıtımla yerel şarap kültürünün genişleme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.

Geçtiğimiz haftalarda ilk üzüm hasadını gerçekleştirdiklerini ve şarap üretim sürecini başlattıklarını duyuran ETEL WINERY’nin serüvenini dinlemek üzere, şirketin Girne-Ilgaz’daki bağları ve tesislerini ziyaret ediyoruz. Şirket henüz oluşum sürecini yaşıyor ve Natalie Haigh bir yıldan beridir bu kuruluşun halkla ilişkiler ve satış pazarlama sorumluluğunu yürütüyor. Natalie, 12 yıldan beridir Kıbrıs’ta yaşıyor ve iyi sayılabilecek bir Türkçe’ye sahip.

 

 

Bağın büyükçe bir bölümü, Ilgaz köy girişinde yol üzerinde bir vadinin iki yakasına yerleştirilmiş. Natalie, yaptığı işten duyduğu heyecanı bize de yansıtıyor. Heyecanının ilk hasat ve ilk şarap deneyimleri ile sınırlı olmadığını söylüyor. Vadinin sırtaları adeta bir şantiye görünümünde ve merkezinde şarap olan bir turizm kompleksi de inşa ediliyor. Durumu şöyle özetliyor; “ vadinin sırtında bağlara bakan 31 adet bungalowu tamamlamak üzereyiz. Kompleksin içinde şarapçılığa yönelik turist eğitim merkezi, lüks bir restoran ve geniş bir şarap bar olacak.”  Üretilen şarapları test etmek için bir test odası hazırlanmış. Organize gruplar için bağ turları da planlanmış.

Natalie, Kıbrıs’ta bağcılık ve şarapçılığın bilinen tarihinin Bronz Çağı’na yani 6 bin yıl önceye dayandığını söylüyor ve Kıbrıs’ta kaliteli şarapçılığın yeniden doğuşuna katkı yaptıklarını söylüyor.

Beşparmak Dağı eteklerinde Ilgaz köyü girişinde vadi içerisinde yer alan 40 dönümlük bağın en büyük avantajı, dünyada tanınırlığı en yüksek üzüm çeşitlerinin hemen hepsinin bu vadide yetişebilir olması. Yöre toprağı o denli bereketli. Yapılan toprak analizleri sonucu vadide Granache,   Petit Verdot, Cabarnet Sauvignon, Cabarnet Franc, Syrah, Merlot, Sauvignon Blanc ve Chenin Blanc gibi üzüm türleri yetiştirilmiş ve ilk hasat bu yıl başarı ile gerçekleşmiş. Natalie, bağın oluşumu için yurtdışından 10 bin 540 adet dikime hazır asma çubuğu getirildiğini söylüyor.

Sohbetimize uluslararası alanda deneyimli şarap üretisi Lin Gold da dahil oluyor. Lin, Enoloji (şarapçılık) ve Bağcılık üzerine yüksek lisans sahibi ve kendi deneyimleri ile toplam 13 hasatta bulunmuş ve çok çeşitli şarap tatlarının oluşmasına imza atmış. Yeni bir kreasyon arayışı içerisindeyken Kıbrıs’taki bu projeye dahil olmuş ve Etel şaraplarının doğumuna yöneticilik yapmış.

Lin’e bu yıl ne kadar üzüm hasat ettiklerini, her şey planlandığı gibi giderse yaklaşık kaç şişe şarap üretmeyi beklediklerini soruyoruz. Lin bu soruya şöyle cevap veriyor:

Üretimdeki toplam hedefimiz 50 bin şişedir. Bu yıl bu rakamın yüzde 30 kadarını tutturabileceğimizi sanıyorum. Ağaçlarımız çok genç, hatta ilk hasadımızı gerçekleştirdik. Yaklaşık 16-17 bin şişe kadar bir üretimimizin olmasını bekliyoruz. Bu üretimin yüzde 35 kadarı ile beyaz şarap, diğerleri ile  de kırmızı şarap üretmeyi planladık.”

Bağ alanlarını genişletmeyi veya Güney Kıbrıs’ta geleneksel şaraplık üzümlerden olan Lefkada veya Maradeftiko  gibi türleri de yetiştirmeyi düşünüp düşünmediklerini soruyoruz. Şarap üretiminde ilk etapta en çok bilinen geleneksel üzüm türleri ile çalışmayı tercih ettiklerini, bu alana tamamen hakim olduktan sonra geleneksel yerel türlere de dönüş yapabileceklerini söylüyor.

 

Lin, zamana ihtiyaç duyduklarını söylüyor ve hedeflerini şöyle sıralıyor: “Benim yurt dışı deneyimlerim oldukça fazladır. Ben şarapçılığın ticari kısmı ile çok ilgili değilim. Benim görevim mükemmel şaraplar çıkarmak, şarap eğitimi ve kültürü yaratıp yaygınlaştırmaktır.. Kıbrıs’taki bu proje ile bu nedenle ilgilendim ve hedefim, mükemmel Kıbrıs şarapları üretmek ve bu şarapları sevdirtmektir. Bunun için uygun koşullar vardır.

Lin’e ilk hasadı gerçekleştirdikleri yedi çeşit üzümden kaç tür karışımla şarap elde etmeyi planladığını soruyoruz. Lin, bu konunun önceden planlanamayacağını söylüyor. “Her bir üzüm türünden elde edilen şarabın ayrı bir yaşam serüveni vardır. Öncelikle her bir şarabın olgunlaşmasını, tat ve aroma oluşturmasını beklemeliyiz. Sonrasında ise hangisi ile hangisinin ne oranda karışımı ile ne tür bir lezzetin oluştuğunu deneyimlememiz gerekir. Geçmiş deneyimlerimde özellikle kırmızı şarapta üçlü karışım denemelerim çok olmuştur.”

Ürettiği şarapların tadım kalitesi ile ilgili bir soru soruyoruz: “ Şarapların fermantasyon süreci boyunca mesela köyden iyi bir şarap içicisini davet edip ‘ bak bakalım bunlardan hangisi daha iyi olmuş?’ dediğiniz oluyor mu? Lin bu soruya gülümseyerek cevap veriyor. “ Şarap üretiminin en ciddi sorunu buradadır. Tat, kişiden kişiye değişkendir ve en doğru yol bilinen şarap eksperlerinden profesyonel destek almaktır. Ancak buna rağmen bazen tanınmış eksperlerin verdikleri onay bile piyasada beklenen karşılığı vermeyebilir.”

İlk müşteri izlenimleri ile ilgili gözlemlerini soruyoruz. “Biliyorum ki Kıbrıs, şarapçılık konusunda biraz gerilerde kaldı, zaman içerisinde yolunu kaybetti. Bizim misyonumuz, Kıbrıs şarapçılığına yeni bir yol kazandırmaktır. Şarap kültürüne yeniden kavuşmak ve geliştirmektir. Bunu başarmak zor ve zaman alıcıdır ancak burada bulduğumuz üretim koşulları ve ilk deneyimlerimiz bize bunun mümkün olduğunu söylemektedir. Bunun belirtilerini, bölgemize yerleşmiş yabancılardan, turistlerden ve gezginlerden görüyoruz. Ancak şarap tatmak ve denemek üzerine Kıbrıslı Türklerin henüz daha yeterli sayılabilecek bir alışkanlıklarının olmadığını da gözlemliyoruz. Bu nedenle diyoruz ki; mesele dünyanın en güzel şaraplarını üretmek değildir, mesele bununla beraber şarap eğitimi ve kültürünü de geliştirmektir.  Zaman içinde şarap kültürünü geliştireceğimize bu hedefe de ulaşacağımıza inanıyoruz.”

Lin’e, Kuzey Kıbrıs’ta içki rejiminin çok liberal olduğunu, dünyanın her tarafından şarap ithal edilip çok da pahalıya olmayan fiyatlarla satılabildiğini, bu şartlara karşı rekabet edebilmenin ve direnmenin zor olabileceğini anımsatıyoruz.

Kıbrıs’a şarap ihraç eden ülkelerin hemen hepsinde ya çalıştım ya da gezilerim oldu. Size diyebilirim ki her ülkeden ucuz bir şeyler bulabilirsiniz. Ama fiyatla kalite birbirine bağlantılıdır. Bizim üretimimiz, endüstriyel değil de butik olduğu için, üretimin ve muhafaza etmenin her aşamasında kontrol vardır. Bu denetim, asmada yaprak oluşumundan başlar, üzümlerin olgunlaşıp hasat edilmesine, sıkıma, fermantasyon sürecine, şarap oluşumuna, şişeleme ve saklama şekli ve süresine kadar devam eder. İnsanlar bizden, her bir şişedeki ürün için harcanmış bir emeğin karşılığı olarak kaliteyi satın alıyorlar. Ayrıca biz, Kıbrıs Türk insanından ürettiğimiz ürün için gurur duymalarını, ortada bir başarı varsa bunun ayni zamanda bir ülke başarısı olduğunu fark etmelerini bekliyoruz. Böyle düşündüklerine de inanıyoruz. Bu başarı ayni zamanda bir turizm başarısı da olacaktır.”

 

Bir hafta sonu, bu bölgeye bir gezinti planlayan bir aile eğer size de uğramak istese onlara herhangi bir hizmet verebilir misiniz?

Bu soruya Natali cevap veriyor; “Etel Winery olarak gelecek olan misafirlerimizi karşılamak ve ağırlamaktan mutluluk duyarız. Onlara tavsiyemiz, gelip mevcut şarap çeşitlerimizi tanımaları ve tadarak kalitelerine tanık olmalarıdır. Geçici bir süre için, yurtdışındaki ikiz fabrikamızda yaklaşık ayni üzümlerden bayan Lin’in katkıları ile üretilmiş şaraplarımızdan ucuz bir ücret karşılığı, 30 liraya 4 çeşitinden tadabilirler. 50 lira karşılığında ise 6 çeşit şarabımızdan tadabilirler ve ayrıca, üretim ve depolama alanlarımızda bir tur atabilirler. Onlara merkezinde şarap kültürünün yer alacağı ve kısa bir süre sonra hizmete açacağımız konaklama, dinlenme ve eğitim ünitelerimiz hakkında da ön bilgiler verebiliriz. Yaklaşık 6 ay sonra restoranımız, eğitim konferans alanımız, içinde şarap banyosunun da olacağı spa merkezimiz, konaklama tesislerimiz hizmete girmiş olacak.”

Son olarak üretilen şaraplar için seçilen ismin ve logonun hikayesini merak ettiğimizi söylüyoruz. Etel ismi bir kadından geliyormuş. Kıbrıs’ta şarap üretme fikrini ortaya atan, tesislerin kurulumuna büyük katkılar koyan ama maalesef ilk üretimi göremeden geçtiğimiz yıl hastalanarak ölen aileden birisinin ismi. “Şaraplara onun ismini vermekle onu aramızda yaşatıyoruz” diyorlar. Logo’da yer alan kuş resmi ise, milattan önce 594 yılından kalma ve Baf’ta bulunan bir metal parada yer alan bir kuş. Logo olarak o tarihi bozuk paranın resmini kullanıyoruz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar