Hürriyet gazetesinin aktardığına göre Başbakan Tufan Erhürman “Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi üzerinde çalışıyoruz ve bu konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştük” demiş.
Bu durum “kablo lobisi” arasında kısa süreli bir sevinç yarattı.
Çünkü, aynı Başbakan BRT’ye yaptığı açıklamada yaklaşık olarak şunları söyledi: “Henüz bir fizibilite raporu yok. Ortak çalışma grupları kurulmadı. Daha ucuz olup olmayacağını bilmiyoruz. Enterkonnekte sisteme dahil olmayabiliriz. Doğal gaz veya başka ucuz sistemler de kullanılabilir. Temel hedefimiz ucuz elektriktir…”
Bu açıklamadan da anlıyoruz ki kablo ile elektrik gelmesi konusu sadece laftadır.
Fizibilite çalışması dahi yapılmamış ve proje bile denilmeyecek durumdadır.
Dolayısı ile gündemimizde “Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi” gibi bir konu yoktur.
Fakaaatttt…
Başbakan’ın kucağında nurtopu gibi bir kablo krizi vardır.
Başbakan bugüne kadar, bu krizi göz ucuyla izleyip de görmezden-duymazdan gelmeye çalışıyordu.
Artık o şansı kalmadı.
Çünkü partisinin atadığı bakan ile hükümetin atadığı yönetim kurulu arasında kıyasıya bir kavga vardır.
Başbakanın bu kavgaya kayıtsız kalması artık mümkün değildir.
***
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu hükümette olan dört partinin temsiliyeti çerçevesinde atandı.
Çalışanların verdiği bilgiye göre kurum tarihinde ilk kez uyum içinde çalışan bir yönetim kurulu oluşmuş.
Bu uyumun yakalanmasında Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu’nun epeyce çabası varmış.
Örneğin yönetim kurulunun alacağı kararlarda oy birliği şartı getirilmiş.
Mevzuata göre öyle bir zorunluluk yok.
Bu karar yönetim kurulunun uyum içinde çalışmasını sağlamış.
Yönetim Kurulu, Genel Müdür Mehmetsalih Gürkan ile de uyum içinde çalışıyormuş.
Ve enteresandır kurumda örgütlü sendika El-Sen de yönetimin enerji politikalarıyla ilgili projelerine destek veriyormuş.
Bana iletilen bilgiler bunlar.
***
Kıb-Tek yönetimi, Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi konusuna mesafeli yaklaşıyor.
Bunu açıkça da ortaya koyuyorlar.
Başbakan’ın BRT’ye yaptığı açılmadaki noktaları onlar da dile getiriyorlar.
Yani ortada bir fizibilite çalışmasının olmadığı, Türkiye’deki ilgili kurumların konuyla ilgili bir komisyon dahi kurmadıkları falan.
Yönetim Kurulu’nda farklı partilerden temsilci olmasına karşın ortak görüşleri şudur;
Elektrik üretim kapasitesi son raddeye geldi ve yakın bir gelecekte talebi karşılayamayacak.
Acil olarak yatırım yapılması gerekir.
Bizim tek gündemimiz vardır, o da kapasite artırılmasıdır.
İşte bu noktada işler çatallaşıyor.
Elektrik Kurumu’ndan da sorumlu Ekonomi Bakanı Özdil Nami kapasite artırımına sürekli karşı çıkıyor ve “daha ucuz” olacağı gerekçesiyle Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesini savunuyor.
Bununla ilgili de Kıb-Tek yönetimi ile çalışmayıp kendine başka bir ekip oluşturdu.
Bakan Nami birtakım temaslar yapıyor ama yönetimin bundan haberi yok.
Bugüne kadar yaşanan gerginlik kapalı kapılar arkasında seyrediyordu.
Fakat artık açığa çıkacağa benziyor.
Çünkü, Genel Müdür adeta istifa edercesine geçtiğimiz Cuma günü emekliliğini verdi.
Yönetim Kurulu’ndan protesto amaçlı istifaların olacağı söyleniyor.
Sendika, yatırım kararı alınmaması halinde daha sert eylemlere başvurmaya hazırlanıyor.
Yani anlayacağınız konu romantik bir kablo tartışması olmaktan çıktı CTP ve hükümete zarar verecek boyuta ulaştı.
Tüm bunların üzerine CTP ile ilintili bazı işadamlarının Elektrik Kurumu’nda iş-proje takipçiliği yaptıkları lafları zaten gergin olan ortamı patlamaya hazır bombaya çeviriyor.
Elektriğin bu kadar pahalı olduğu günümüzde Başbakan eğer bu krizin önünü almazsa çok başının ağrıyacağı kesindir…
