Bir ülke düşünün seçime gidecek ama sandık güvenliğinden endişeli.
Bütün partiler, sivil örgütlenmeler bu endişe içinde.
Yine kediler trafolara mı dadanacak,
Maç sürerken kurallar mı değişecek,
Bombalar mı patlayacak,
Sandıklar mı çalınacak,
Yollar mı kesilecek,
Çeşitli kesimlerin sandığa gitmesi mi engellenecek!
…
Yığınla endişe ve üstelik hepsi mümkün…
…
Bilmem kaç milyonluk devlet olmakla övünen devlet, milyonlara seçim güvencesi veremiyor!
Tam aksine erki elinde bulunduranlardan bu konuda herhangi doyurucu açıklama yapılmıyor, bu işlerin raconu böyleymiş gibi davranılıyor!
…
Kimse seçim günü ne olacağını bilmiyor!
…
En garibi,
Cumhurbaşkanları adayları seçim günü sandalyelerini alıp YSK önünde oturacaklarını,
50 bin avukatı da oraya getireceklerini söylüyorlar, gene tıs yok!
…
İnsanlar alıştırılmış, bir balkon konuşması ile iş bitebilir; reis çıkar “atı alan Üsküdar’ı geçti” diyebilir!
Televizyonlar tek kale, gazeteler tek kale, haber ajansları tek kale oynuyorlar nasıl olsa!
…
Kendisine, kendi vatandaşına, kendi şehirlerine, kendi insanlarına, kendi seçim sandıklarına, kendi geleceklerine güvence olamayanlar başkalarına nasıl olabilir mi?
…
Bir ülkede bu kadar korku, bu kadar endişe, bu kadar belirsizlik nasıl üretilebilir?
…
Bir cumhurbaşkanı adayının cezaevinde tutuklu olarak propaganda yaptığı tek ülke orası.
Milletvekillerinin tutuklu olduğu tek ülke orası.
Yargıçların, Diyanet İşleri başkanlarının, Kızılay yetkililerinin vali ve kaymakamların iktidara alkış tuttuğu tek ülke orası.
Yargıçların siyasi otorite karşısında hazır ola geçtiği; ayağa kalkıp düğme iliklediği tek ülke orası.
Generallerin iftar sofralarında apoletleri ile erki elinde bulunduranlara alkış tuttuğu tek ülke orası.
Koskoca generallerin helikoptere binip eski bir cumhurbaşkanının adaylığını geri çekmesi için işin içine balıklama daldığı tek ülke orası.
Yasalara göre kurulmuş, mecliste yerini almış, bir zamanlar birlikte “açılım” yaptıkları bir partinin baraj altında kalması için alenen terörist ilan edildiği tek ülke orası.
MİT’in meydanlara toplanan insanları fişleyerek hangi kökene bağlı olduklarını tespit etmeye çalışan tek ülke orası.
Bütün bunlar yetmiyor!
Seçime beş kala,
İmamın ordusu haline gelen ordu seçim için sınır ötesi topraklara sürülüyor; boş dağlara bombalar yağdırıyor; bombalar siyaset meydanına meze yapılıyor…
…
Bunlar da yetmiyor!
Gizli toplantılar düzenleyip çoğunlukla Kürtlerin oluşturduğu bir partiyi barajın altında bırakmanın hesapları yapılıyor; talimatlar veriliyor…
…
Bırakın ahalinin endişe duyuyor olmasını!
O topraklarda her canlı endişe duyar!
Sadece insan olmak zor değil oralarda,
Kedi olmak, o ayakları ve kuyruğu kesilen canlı gibi köpek olmak da zor!
