Tarih 20 Nisan 2012.
İsmi Adil Dedeoğlu…
Tanır mısınız? Ben tanımam. Tanışmadım…
Ama bir şekilde hayatımıza girdi…
Nasıl mı?
Ömer Adal’a borç vererek…
Ömer Adal KTFF eski Başkanı.
Hatırlayalım mı, hayatımıza nasıl girdi Adil Dedeoğlu:
“Benim rahmetli babam ticaret adamıydı. Kıbrıs’ta birinden alacaklı olduk. Bunun parasını Kıbrıs’ta tahsil etme imkanımız yoktu, onun için bir avukata ihtiyacımız oldu. Necati Duranoğlu dostumuza sorduk, o da bize Ömer Adal’ı tesviye etti. Görüştük ve Ömer Adal’a durumu anlattık. O da ‘Araştıracağım’ dedi ve bir hafta sonra bizi aradı. ‘Parayı kesin tahsil ederiz ancak 7-8 ay sürer’ dedi. Sonunda Ömer Adal bana hayali, sahte bir mahkeme kararı gönderdi. Bunun hayali olduğunu anladım ve geldim, Adal’dan evrakı istedim. Nihayet 10 gün sonra evrakı aldım. Bu kez Gazimağusa Adliyesi’ne gittim ve dava dosyasını istedim. Bana böyle bir dosyanın olmadığını söylediler. Ömer Adal’ı defalarca aradım telefonuma çıkmadı. Sonunda ofisine gittim ve görüştüm. Bana dosya masrafı için parayı katibe verdiğini ancak katibin parayı yediğini söyledi. Dosyayı tekrardan açtım dedi. Ben de Elçiliğe gittim. Orada bir arkadaşıma gittim. Durumu anlattım bana Ömer Adal’ın Elçiliğin de avukatı olduğunu söyledi. Adal, arkadaşa, dosyayı sahtelediğini söyledi. Avni Bey vardı Elçilik’te… Kalktım ona gittim. Adal’ı aradı. Konuştu. ‘Bu rezillik’ dedi ve beni Baro Başkanı Süleyman Dolmacı’ya gönderdi. Anlattım Sayın Dolmacı’ya. ‘Bu ayıp’ dedi…
Başsavcı Akın Bey’e gittim, oradan da netice alamadık, beni polise gönderdi. Polise de şikayet ettik. Sonunda Sayın Aslanbaba beni TV programına çıkardı. Olay hareketlendi. Sonunda DP’de bulunan Kaan Aytaçoğlu ve Cemal Uluçay devreye girdi. Uzlaşmamızı istediler. Adal ile buluştum…
Torunu üzerine yemin etti ‘Menfaatim yok’ dedi. Ben de bana 100 bin dolar vermesini istedim. ‘Yok’ dedi… ‘Ne ödeyeceksin?’ diye sordum, ‘70 bin TL ödeyebilirim’ dedi. Cemal Uluçay tekrar devreye girdi. Ben davadan vazgeçtim. Başsavcılık’tan bana, ‘Neden vazgeçtin?’ dediler. Alacağım para faizi ile 800 bin TL olmuştu. Adal ile anlaştım. Davamdan vazgeçtiğimi kendisine bildirdim.’
O dönem Futbol Federasyonu Başkanı idi, federasyona gittim. 20 bin TL bana KTFF çeki kesti. Federasyon görevlisi gidip bozup getirdi. Daha sonra bana 25 bir TL daha çek kesildi. O da KTFF çekiydi. Daha sonra da 50 bin TL başka çek kesildi bana… Sayın Adal daha sonra bu çeki ödemedi… ‘Ayıp ediyorsun’ dedim. Bana, ‘KTFF’den çek keseyim’ dedi. Bu 50 bin TL’yi ben iptal ederek kendisine verdim. KTFF’den verilen çek burada… Arada da bana 10 bin TL çek gönderdi… Beni ardından da komisyoncu diye suçladı.
Adal bana kendi ödemelerini geciktirdi. Beni kandırdı. Bana federasyonunun inşaatını vereceğini söyledi. Hepsi yalan. Türkiye Futbol Federasyonu bana Ömer Bey’in güvenilmez biri olduğunu bildirdi. Ömer Adal bana sahte çek verdi. KKTC’de nasıl bir hukuk var, ben onu da anlamadım? Yakasından tutup içeri atacaklarına, adam bana KTFF çeki ile ödeme yapıyor. DP adına ödemeler de yaptı, biliyoruz. Benim önümde KTFF’yi arıyor, çek kestiriyor. Bu nasıl iş? Adal neden yargılanmıyor?”
Aman Allahım
İtiraflarla ilgili hem ses kaydı var, hem de TV programı. Gazeteler çarşaf çarşaf yayımladı. Bu para Kıbrıs Türk gençliğinin parasıydı. Ne oldu? Kimse hesabını sormadı.
Ne Adil Dedeoğlu kaldı hayatımızda…
Ne Ömer Adal.
Adal KTFF Başkanı oldu, “DP adına da borç ödedi KTFF parası ile…” Hatta Ejder Aslanbaba’ya dahi, DP’den istifa etmemesi için KTFF çeki kesildiği bile itiraf edildi.
Sonuç? Ne yargı var ortada ne yargılanma. KTFF’nin yeni başkanı, aynı para kaynağı ile ülke futbolunu bir değil, beş adım ileriye taşıdı. Daha çağdaş bina, daha kurumsal federasyon… Düşünsenize gidenleri…
Ama bu gün oldu ses yok. Ülke gençliğinin parası, “kişisel borç”, “partisel borç” olarak kullanıldı. İtiraflar, şikayetler…
Dosya en polisteydi… Hangi aşamada bilen yok.
Bu ayıp da tarihin tozlu raflarında yerini aldı… Olan da ülke gencinin parasına oldu.
Yeyen yedi… Yutan yuttu…
Adalet de yerini bulmadı…
Kavgası kaldı yadigar…
Twitledim @husekmekci
Günlük vakalarda adalet yerini bulsa da… Statükoyu sarsacak, yolsuzun üstüne gidecek, kamu kaynağını koruyacak tek bir karar yok. Ülkemizde adalet maalesef yerinde ve zamanında tecelli etmiyor. Birçok olay gibi, adalette de “mış” gibi yapıyoruz.
///////////////////////
Twitledi
Mehmet Harmanci @mharmanci
Tüm atamalarınızı mevcut yasaya göre yapıp, müşavirlik nasıl ortadan kalkar? Siz biz atadıktan sonra kalksın diyorsunuz, ne kadar da samimi!
////////////
EN İYİ 11 KIBRISLI TÜRK FUTBOLCU
Son dönemin önemli şahidi
“Bir avuç çocuktu” tabiri yerindeyse, elinde fotoğraf makinesi, sahalardaydı. Genç yaşında, “duayenler” arasında. Yeteri kadar vakit ayırmasa da, yaptığı her haberle, çektiği her fotoğrafla farkını ortaya koyuyor.
Ahmet Özsoy’dan bahsediyorum. Bakmayın şimdinin dijital fotoğraf makinelerine. Eskiden, küçük bir mercekle, hem netleştirecek, hem pozisyonu yakalayacak, hem kareye alacak sonra fotoğraf çekecektiniz. Hem pozisyonda top yanında, hakem de olacaktı. Böyle öğretiyordu babası İbrahim Özsoy. Ülke futbolunu son 20 yıldır yakından takip ediyor Ahmet Özsoy. Bu hafta köşemiz onun.
İşte Ahmet Özsoy’un izlediği, en iyi İlk 11:
1.Mesut Girgen (GHE)
2.Caner Oshan (Doğan T.B.)
3.İbrahim Birinci (Gönyeli)
4.Afün Girgen (Doğan T.B.)
5.Hüseyin Amcaoğlu (Gönyeli)
6.Muharrem Mertdin (K.Kaymaklı)
7.Orhan Kaptan (T.Ocağı)
8.Ahmet Miyo (Binatlı)
9.Necati Tilki (Gönyeli)
10.Özer Kaya (Doğan T.B.)
11.Mete Asilsoy-Tigana (Yenicami)
…
////////////////////
Önermezsam Çatlarım
Yargı, siyaset kurumundan da daha önemlidir demem… Ama siyaset kurumunu denetleyecek mekanizma yargıdır. Yargının kurullarıdır. Türkiye’de yargı siyasete anlamsızca müdahil olurken, bizim ülkemizde ise yargı siyasetin hatalarından hesap sormamaktadır, hatta uzak durmaktadır. KKTC’de yargı, statükonun devamı için daha fazla koltuk değneği olmamalıdır…
////////////////////////
