Kamu Hizmeti Komisyonu öğretmenlik mesleğini yaralıyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Kamu Hizmeti Komisyonu öğretmenlik mesleğini yaralıyor

Gelişmiş ve gelişmekte olan ya da geri kalmış ülkelerin en önemli farklarında biri mesleklerin özelikleridir. Gelişmiş ülkelerde meslekler bazı koşullar belirlenerek korunmaktadır. Koşullardan bazıları şunlardır: tanımlanmış bir alanda hizmet verme, uzmanlık bilgisi – örgün eğitimden geçme, mesleğin bir kültüre sahip olması, mesleğe giriş denetimi, meslek ahlakı, mesleki kuruluşlara sahip olma, toplumca meslek olarak tanınma*.
Koşullar daha derinlemesine incelendiğinde, bir toplumda her isteyenin her mesleği yapamayacağı anlaşılır. Tabi ki bu durum gelişmiş ülkeler içindir. Buraların tam tersi.
Gelişmiş ülkelerde öğretmenlik mesleği bu koşulları tamamen karşıladığı için “profesyonel meslek” olarak kabul edilen bir meslektir. Bu tür ülkelerde gerçekten tanımlanmış bir meslektir. Yani hangi alanda hizmet verildiği bilinmektedir. Planlı etkinlikler düzenleyip, okullarda davranış değişikliği meydana getirilmektedir. Bu açıdan topluma karşı da sorumluluğu vardır.
Öğretmenlik profesyonel bir meslek olduğu için konu alanında uzman olmak için uzun bir örgün eğitimden geçilir. Çağdaş ve profesyonel öğretmenlik mesleğinde, konusunda uzman olmak da yeterli görülmediği için öğretmenlik formasyonu yani öğretmenlik meslek bilgisi formasyonuna da sahip olunması için önlemler alınmıştır.
Bunların yanında meslek ahlakı da bir mesleğin profesyonel olup olmadığı için gerekli bir koşul. Yani öğretmenlik mesleğinin de kendine özgü etik değerleri mevcut. Kendi öğrencisine özel ders vermeme, öğretim dönemi içerisinde izin almama gibi.
Her profesyonel meslek gibi çağdaş öğretmenlik mesleğinin de kuruluşları mevcut. Odaları, birlikleri veya sendikaları gibi.
Tüm bunlar yanında geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerde sıkça görünen ve öğretmenlik mesleğini geriye götüren koşullarından bir tanesi ise “giriş denetimi”dir. Gelişmiş ülkelerde bir mesleğe girişi odalar, birlikler vb. belirlemektedir. Diğer ülkelerde ise bu görev merkeziyetçi yönetim anlayışı nedeniyle “devlet” tarafından yapılmakta, güven olgusu nedeniyle.
Buralarda da öğretmenlik mesleğine girişi devlet adına hükümetler yapmakta. Öğretmen adayları mezun oldukları alanın lisans diploması ile öğretmenlik meslek bilgisi olarak kabul edilen pedagoji sertifikasına sahip olmaları yanında Kamu Hizmeti Komisyonu’nun sınavlarında başarılı olmaları durumunda öğretmenlik mesleğine girebilmekteler. Kendi alanıyla ilgili bilgiler ile yasaları içeren bilgilerden oluşan sınavlarda başarılı olmak koşulu aranmakta.
Kamu Hizmeti Komisyonu sınavlarla ilgili özel üniversitelerle yaptığı anlaşmalar ile öğretmenlik mesleğinin niteliklerini geriye götürecek adım atmıştır. Üniversitelerde nitelik sorunu zaten bir problem. Naylon notlar, akademik personel yetersizliği bunun göstergesi.
Kamu Hizmeti Komisyonu’nun soru bankası oluşturmak için özel üniversitelerle anlaşması, öğretmenlik mesleğinin niteliğini daha da aşağılara çekecektir. Öncelikle bu durum etik anlamda doğru bir uygulama değil. Üniversitede verilen öğretim içeriğine göre sorular hazırlanıp soru bankasına verildiğinde, ilgili üniversitesinden mezun olan öğrencilerin başarılı olacağı, diğer üniversitelerden mezun olanların ise başarısız olacağı bir durum ortaya çıkaracaktır. Akademik personel niteliğinden kaynaklanan ve öğretim açısından nitelik sorunu yaşayan üniversitelerden soru bankasına gelecek olan soruların niteliği de ortada.
Hem soru nitelikleri hem de kendi üniversitesinin programlarından mezun olacak olan öğretmen adaylarına ayrıcalık yaratacak olması, öğretmenlik mesleğinin buralarda çağdaş ülkelerdeki profesyonel öğretmenlik mesleğinin niteliğinden uzaklaşmayı getirecek.
Buralarda öğretmenlik mesleği en önemli meslek koşulu olan “toplumca meslek olarak kabul edilme”yi zaten yok sayan uygulamalar mevcut. Toplumca meslek olarak kabul edilme, meslekten olmayan kişilerin o mesleğe girmeyi zorlamaması anlamına gelir. Ancak buralarda tam tersi bir olgu mevcut. Alakasız pek çok melekten bireylerin öğretmen olması için uygulamalar var. Örneğin hangi alandan olursa olsun ilkokullarda toplam 36 ay geçici öğretmenlik yapan bireyler, iki ya da üç ay Öğretmen Akademisi’nde bir kurstan sonra öğretmen olmak için Kamu Hizmeti Komisyonu’nda sınavlara katılma hakkı elde etmekte.
Zaten KKTC’de bu gibi uygulamalar sayesinde öğretmenlik mesleği toplumca meslek olarak tanınmadığı gibi KHK’nın soru bankası için attığı yanlış adım, durumu daha da kötüleştirecektir. Ne diyelim geri kalmış ülkeler liginde oynamaya devam!
*Prof. Dr. Münüre Erden. Eğitim Biliine Giriş. (2007). Ankara; Arkadaş Yayınevi.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar