Osmanlı, adayı almak için bir yıl kadar kan dökmek durumunda kalmıştı.
Lefkoşa çok kısa bir süre içinde alınırken,
Mağusa kalesini almak bir yıla yakın bir zaman sürmüş, Osmanlı askerleri bazı kaynaklara göre 70, bazı kaynaklara göre 80 bin kadar askerini kayıp vermişti.
Bu yüzden Lala Mustafa Paşa’ya görkemli bir dönüş töreninin hazırlanmadığı ileri sürülür bazı tarihçiler tarafından…
…
Nihayetinde ada alınmıştı.
Daha sonraki yıllarda adaya nüfus aktarmaları başlayacak ve fasılalarla aktarılan insanlar adanın “Osmanlı” nüfusunu oluşturacaktı…
…
Osmanlı Anadolu topraklarının dışında tuttuğu yabancı coğrafyaları kendine bağlıyor ve vilayeti haline getiriyordu.
Dönemin koşullarına göre bir çeşit sömürgecilik hüküm sürüyordu.
Vilayetlerden vergiler alınıyor; vilayetlerin kaynakları kullanılıyordu…
…
Bunların yanında bu vilayetler sürgün yerleri olarak da kullanılıyordu.
Kıbrıs adası belirli dönemler “sürgün adası” gibi algılanıyordu.
Bilindiği gibi 19’uncu asrın içinde ünlü şair Namık Kemal adaya sürgün olarak yollanmış ve Mağusa’da ikamet ettirilmişti.
Namık Kemal, burada kaleme aldığı mektuplarda kentin adını “Magosa” olarak belirtiyordu.
Kimi yazarlara göre Mağusa’nın Türkiyeliler tarafından “Magosa” olarak söylenişi Namık Kemal’in bu yazışmalarından kaynaklanır.
Osmanlıya bağlı birçok vilayetten katil-karana suçlular Kıbrıs adasına yollanırken, birçok ünlü aydın ve şeyh de sürgün olarak adaya gönderiliyorlardı.
Bunlar arasında Subh-i Ezel ve müritleri olduğu gibi, Şeyh Ahmet Efendi de bulunuyordu.
Şair Eşref’in de başı belaya girmesin diye Mısır’a oradan Kıbrıs’a kaçtığı bilinir.
O dönemler İzmir bölgesinin ünlü eşkıyası Katırcı Yanni de Namık Kemal’in adaya geldiği yıllarda burada sürgündeydi.
İngiliz döneminde de hem sürgün, hem kaçıp sığınılacak bir yer olarak algılanıyordu ada.
İttihatçıların elinden kurtulan Kıbrıslı Kamil Paşa’nın memleketine döndüğü gibi.
Ya da Kurtuluş Savaşı’nda İngilizlerin yanında saf tutan Said Molla’nın adaya sığındığı gibi…
…
T24’ten Tolga Şardan dünkü yazısında ünlü “suç örgütü lideri” Alaattin Çakıcı’nın Kıbrıs’a yerleşeceğini belirtti.
İddialara göre, ona “sus ve piyasadan çekil” denmiş.
Bir müddet gözlerden uzak kalması istenmiş.
Bu çerçevede yaşayacağı, sığınacağı, ikamet edeceği yer Kıbrıs olarak belirlenmiş!
…
Kafa Osmanlı kafası olursa, burası da vilayet ve sürgün adası olur!
