Kadın Hakları uygulama alanı buluyor mu? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Kadın Hakları uygulama alanı buluyor mu?

Onur Borman

Bu gün 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla kadın haklarıyla ilgili birkaç söz söylemek istedim.

Kadına karşı ayrımcılıklar ve şiddet genel dünya sorunu olarak önümüzde durmaktadır. Kadının her yönden istismarı halâ her alanda ve aile içinde maalesef halâ bu devirde sürmektedir. İnsan kaçakçılığında BM istatistiklerine göre %80’inin kadın ve kız çocukları olması, ve yine dünya kadınlarının %70’inin çeşitli, ekonomik, psikolojik şiddet ve baskı ve fiziki şiddet görmesi daha alınacak çok mesafelerin olduğunu göstermektedir. Bu günlerin anılması bilinen önemli bir mücadele ve kanlı bir tarihçeye dayanmaktadır. Bu günün tespiti ezilen kadınlar için farkındalık yaratmaktır.


Kadına karşı şiddetin önünün alınması ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması için tüm ülkelerde BM öncülüğünde, 2.ci Dünya savaşından sonra her türlü ayrımcılığın kaldırılması yönünde üye ülkelerce bir çok yasalar geçirilmelerine rağmen, uygulamada ülkesine göre, kişilere ve ailelere göre, değişen terbiye, ahlâk, görgü ve karakter değişkenliğine göre, halâ erkek egemen bir dünyada ve maalesef bu kadar tahsil seviyesi yüksek ülkemizde de uygulamada kadınlara karşı her türlü şiddet olayları ve kadın istismarı, taciz, azalacağına maalesef çoğalmaktadır.

Bu konuda Atatürk devrimleri ile ve bu devrimleri hemen özümseyerek uygulamaya başlayan Kıbrıs Türk halkında da seçme seçilme hakları, miras ve medeni kanunla getirilen bir çok cinsiyet eşitlikleri ise, 1923’de Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonraki ve1930ların başlarında, BM kuruluşundan ve bir çok Avrupa ülkesinden çok önce getirilmişti. Ancak fiiliyatta o günlerden bu günlere 100 yıla yakın bir dönem içinde, cinsiyet eşitliği ve kadına karşı hak kullanımı ve temsiliyet ve karar mekanizmalarında eşitlik maalesef aynı hızla ilerlememiştir.

Her ülkede örf ve gelenekler ve zihniyetin de daima yasalarla uyumlu ve aynı zamanda adalet mekanizmasında yasaların süratle ve zamanında uygulanmasıyla paralel olarak gelişebileceği malûmdur.   Ve adalet ancak bu şekilde sağlanabilir. Geciken adalet mağdur tarafı, şiddet gören tarafı -aile içi veya aile dışı-,  her açıdan psikolojik, ekonomik ve yüklendiği yükümlülükler dolayısıyla daha da mağdur ettiği için adalet gerçekleşemiyor ve çeşitli nedenlerle geciken adalet mekanizması karşısında her türlü şiddete karşı kadın  yasal haklarından  çoğu zaman vazgeçmek ve karşı tarafın insafına terkedilmek durumunda kalıyor.

O zaman yapılan yasaların fiiliyatta uygulanamaması karşı suçlu tarafı cesaretlendirmektedir. Veya yasal haklarını temin için kadın/ eş uzun bir maratonu göze alması gerekmektedir ki her insan hayatının bu eziyete katlanmasına değmediği düşüncesiyle çoğunlukla davasından vazgeçmekte ve karşı tarafın gönlüne göre anlaşmaya zorlanmış olmaktadır. Bu da yasal haklarından vazgeçmesi haksızlığa uğrayanın  hak ihlalidir.

Bu gün bir çok ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de bir çok kadınların hayatları, kazançları ve emekleri de, sevgisiz aile ortamlarında büyüyen veya aile terbiyesi ve görgü kuralları ve karakter yapısı doğru şekillenememiş erkek egemen anlayışı içinde sömürülmektedir. Cinsiyet eşitliği ile ilgili  gerek iş hayatında gerekse aile hayatını düzenleyen, evlilik boyunca edinilen her şeyin paylaşımını ve ortak yükümlülüğünü öngören aile yasası, seçme seçilme, eşit işe eşit ücret, istihdam   ve bir çok  yasalar yürürlüğe girdi. Ancak önemli olan uygulamadır. Yasalar var ama çeşitli nedenlerle maalesef uygulanamıyor.

Bu gün her gün gazetelerin ön sayfaları şiddet, uyuşturucu, kaçakçılık ve para düşkünlüğünün yarattığı her türlü kara paranın kol gezdiği bir ortamda aile içi ve aile dışı her türlü şiddet ve kadın istismarı, fuhuş, dolandırıcılık, kötü karakter yapısının artmasından kaynaklanmaktadır. Aile içi terbiyeden başlayarak, eğitim kurumlarına ve devletin her kademesindeki yetkililere büyük görevler düşer. Şiddet; karakter ve kişilik bozukluğu ve aile terbiyesi almamış, kendine güvenmeyen, ve kompleksini, özellikle de en yakınlarından çeşitli baskı ve şiddet yöntemleriyle  yenmeye çalışarak çevresine ve ailesine  zarar vererek tatmin olan erkek egemen anlayışından doğar.  Dolayısıyla kadına şiddetin önlenmesi hem bu farkındalık günlerinin kadın erkek birlikte bilinçlenerek yapılması için devletin ve sivil toplum örgütlerinin öncülük etmesi ve toplum baskısının ve devlet mekanizmasının her organında şiddetin kınanması, yapanların utandırılması ve cezalandırılması ile frenlenebilir.

Aynı şekilde kadınların da bilinçlenerek yasal haklarını kullanmalarında daha cesaretli olmaları, üreterek, kazanarak ve kazancına sahip çıkarak, ekonomik, sosyal ve her yönden güçlenerek şiddete ve sömürülmeye karşı gelmeleri ve haklarına sahip çıkmaları ile bu sorunlar çözülebilir. ‘Hak verilmez alınır’ diye bir ata sözü olmuş  deyim vardır, bunu unutmayalım.

Birkaç yıl önce Avrupa Konseyi kadınların niçin %50 nüfusa karşı temsiliyetlerinin önemli olduğunu altı gerekçeye dayandırmıştır. Birisi adaletin sağlanması bakımından eşit temsiliyeti almaları gerekir. İkincisi farklı tecrübelerin, biyolojik ve sosyal farklılıkların  çeşitlendirilmesine ve zenginleşmesini sağlar. Üçüncüsü, her kadın ve her erkeğin ilgi alanları farklılaşır, bu farklılıklar sadece erkeklere ait olanı olmamalı, sadece erkeklerin farklılıklarını temsil etmemeli. Dördüncüsü her kadın politikacı, toplumları için ve dünya çapında bir rol modeldir ve diğer kadınları da politik alana çekmeye cazibe yaratır. Beşincisi kadınların belli temsiliyet hedefini başarması ve kadınların isteklerinin karşılanması kadın dayanışmasını başarılı kılar.

Altıncısı demokrasi argümanıdır. Eşit temsiliyet Yönetimin demokratikleşmesini güçlendirir ve sağlamlaştırır.

Kadının işteki sorumlulukları yanında evdeki sorumlulukları da genellikle yüklenmesi dolayısıyla söz sahipliliğinin de ülkede daha artması gerekir.

Siyasi partilerde kadın kotasının arttırılması gereklidir. Şimdiki temsiliyet geçen seçime göre artmışsa da %20’nin altında ve yine de çok düşüktür. Temsiliyette ve karar mekanizmalarında Kadın sayısının artması, barışa, düzene, konuşma tarzına ve davranış biçimlerine zamanla daha olumlu katkı koyar. Güzel günler dileğiyle.

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar