Hadjigeorgakis Kornesios, Kıbrıs Osmanlı topraklarına ait olduğu dönemlerde saray tercümanıydı.
Dragoman (Tercüman) olarak da bilinir.
1779-1809 yılları arasında görev yapmıştı.
Görevi sırasında başından çok olaylar geçmiş, kendisine karşı isyanlar olmuş, İstanbul’a kaçıp padişahlardan, sadrazamlardan medet ummuş, ama neticede başını koruyamamış, idam edilmişti.
Kıbrıs’ın geçmiş tarihine damga vuran bu kişiliğin ikametgahı Lefkoşa’nın güneyinde Patriarchou Grigoriou Sokağında bulunuyor ve bir müze haline getirilmiş.
Bina, Dragoman’ın görev yaptığı yıllarda kendisine karşı çıkan bir isyanda ateşe verilerek harap olmuş, yağmalanmıştı.
Daha sonraları bugünkü haline getirildiği anlaşılıyor…
…
Bir zamanlar Lefkoşa’da Sarayönü’nde bulunan Lüzinyan Sarayı ile Dragoman’ın Evi (veya sarayı) iki gözde yapıydı ve adaya gelen gezginlerin kitaplarına konu ettikleri eserler arasında yer alırdı.
Bilindiği gibi İngilizler adaya geldiğinde Lüzinyan Sarayından o döneme kadar kalan kısımları yerle bir etmişler, adeta eski veya kültürel eserlere karşı bir katliama girişip, o yapıdan arda kalanları yok etmişlerdi.
Dragoman’ın cumbalı sarayı neredeyse el değmemiş gibi duran hamamı ile birlikte, ayakta, elden geçirilmiş şekliyle de olsa.
Keşke İngilizler Lüzinyan Sarayı’na da bu şekilde ilgi göstermiş olsalardı.
Göstermiş olsalardı, bugün Dragoman’ın Evi gibi müze haline getirilecek, Lefkoşa’nın en önemli meydanını süslemeye devam edecekti…
…
Patriarchou Grigoriou Sokağından ilerisi Ömerge Camii’ne uzanır ki bu cami ile aynı adlı hamam restore edilip günümüzde değerlerini korumaktadırlar…
…
Lefkoşa sokakları birbirine benzer, yapıları ile yolları, sekileri, ağaçları ve çiçekleri ile birlikte.
Hangi sokağa baksanız kendinizi görür gibisiniz; nereden geçiyor olsanız bir tanıdığa rastlayacak gibisiniz.
Başka bir zamanda olmanıza rağmen, tanıdık sesler duyar gibisiniz, sanki çocuklar hep birlikte sokaklara çıkıp bir ayak oynayacaklarmış gibi bir hisse kapılmak mümkün, o dönemleri yaşayanlar için…
…
Dragoman’ın Evi’nin bulunduğu sokak bir tarafıyla Atinion Sokakla kesişir.
Bu sokakta yürümek Arabahmet bölgesindeki sokaklarda yürümekten farksızdır.
Orada gördüğünüz evler, Arabahmet’te gördüğünüz evlerin aynısıdır ki bunu demek istiyoruz, her sokağı birbirine benzer bu şehrin.
Atinion Sokağı ile Kamil Paşa Sokağı arasında fark yoktur.
Cumbalı, geniş avlulu, merdivenleri mermerden ve pencereleri kafesli evler birbirlerinin aynısıdır, tek usta elinden çıkmış gibidirler.
Ve dediğimiz gibi bütün sokakları birbirine benzer, bir sokaktayken diğer sokaktaymış gibisiniz, bir evi görürken aynı evleri görür gibisiniz, bir evde otururken diğer evlerde oturur gibisiniz.
Hangi sokakta olursanız olunuz, ister güneyde ister kuzeyde, ama Lefkoşa sokaklarında, ya evler size benzemekte, ya siz o evlere…
