İstenen nedir..? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

İstenen nedir..?

Köş, MoreketMehmet Moreket

Evet, olayın her yönüne bakarak sordum bu soruyu…

Sebep olanların hepsi için tek tek…


Neydi istedikleri..?

Gerginlik..?

Kaos..?

Tam da Meclis’in yemin töreni sırasında…

Tam da ülke hükümetsizken…

Çok kötü bir gündü dün. Çok çirkindi herşey…

Kabul edilemezdi…

Dahası korku vericiydi…

Çok taraflı provokasyonlar ve sonuç, hiç de alışkın olmadığımız  bir saldırganlık…

Burası KKTC olamaz…

O KKTC ki, tanıyanı tanımayanı, demokrasisinden söz ederken, şöyle bir durur.

Ama o KKTC’yi, kendinden başka bir şeye benzeten, demokrasi dışı, yasa dışı hareketler…

Afrika’nın söz söyleme hakkı var, sonuna kadar…

Ama bizim de ona söyleyeceğimiz var…

Bugünün ortamında, bir uzlaşı hükümeti kurulmaya çalışılırken, attığı başlığın işi nerelere götüreceğini benden iyi bilirdi Şener Levent…

Yine teoriyi de benden iyi bilir… Bu tür kışkırtmalarla, radikal tutumlarla, ülkeyi gererek hangi hedefe varılmıştır dünyada..? Hangi olumlu sonuç alınmıştır ki, burada da alınsın.

Kimse kazanmaz… Ancak da kaos yaratılır. Hepimiz kaybederiz…

İşte sonuç ortada…

Durumdan vazife çıkaran kontrolsuz bir kitle, demokrasinin yasama gücünü neredeyse esir aldı.

Meclis binasının damına çıkabildi göstericiler…

Afrika gazetesinin ta içine girdiler, talan ettiler…

Ya o sırada hedeflerindeki birini ele geçirselerdi, linç etselerdi?

Göstere göstere suç işlendi…

Bu muydu istenen..?

Meclis’in içindeki provokasyonlar ha keza…

Milletvekili seçilen insanların aklı başında sağduyulu hareket etmesi beklenir.

Yoksa kürsüden slogan atmayı da, birinin üstüne saldırmayı da, bir diğerine “ağzını burnunu kırarım” diye bağırmayı da onaylamaz bu toplum. Hoş görülecek şeyler de değildir…

Aksine kışkırtıcı…

Ayrıştırıcı, kamplara bölücüdür…

Ben resmen tedirgin oldum…

Sinelim, teslim olalım demiyorum.

Hiç birine…

Ama bu ülkede herkes sorumluluğunun bilincinde olsun. Demokratik tartışma ortamının yaşamasını sağlayalım. Sükunet ve sağduyla…

Kişisel ya da partisel menfaatler için yan tutup, olayın derinleşmesini isteyenlere izin vermeyelim.

Herkesi kendine getirecek olan, çoğunluğu oluşturan sessiz kitlelerdir.

Ama en az bunun kadar önemlisi, demokrasinin de yasaların da güvende olduğunu görelim. Emin olalım.

Dün polisin saldırganlar karşısındaki tavrı kabul edilemez. O insanlar ellerinde bayraklarla Meclis’in damına nasıl çıkabildiler? O insanlar polisin gözünün önünde bir binanın içine nasıl girdiler, yağmaladılar? Adam balkona çıkmış vura vura tabelayı kırıyordu aşağıda polis beklerken…

Sonra Cumhurbaşkanına yapılan hakaretler…

Bu ülkenin şiddete kurban olmasını istemiyorum…

Bu ülkenin kendi kimliğinden çıkarak, başka bir şeye dönüşmesini de istemiyorum…

Ama bunun mücadelesi, çılgınca, radikal yöntemlerle yürütülemez…

Dün sokağa dökülen kitleye ne kadar karşıysak, onların kışkırtılmasına da o kadar karşı durmalıyız…

 


 

YERİN KULAĞI VAR

 

İŞTE BUNUN İÇİN KURMALISINIZ:

Koalisyon görüşmelerinde, yetkililerin programı iptal edildi, yerine başkanlar bir araya geldi. Kendilerine söylemek istediğim tek şey, dünü de yaşadıktan sonra, kaçarınız yoktur. Sırf bunun için, her şeye rağmen hükümeti kurmak zorundasınız. Bu toplumun daha çok ayrışmaya değil, birlikteliğe ihtiyacı var. Bunun en güzel öreneğini de sizler vereceksiniz…

 

SON ÇİVİ:

Afrika gazetesinin attığı manşeti kabullenmek, tepki vermemek ne kadar yanlış ise, ardından yaşananları onaylamak da o kadar yanlıştır. Seçimler süresince kaşınmak istenen “Türkiyeli-Kıbrıslı kavgası”, Afrika gazetesinin kabul edilemez manşeti ile doruğa çıktı. Hele de bu ayırıma bizdeki bazı siyasilerin ve “bazı sözde gazetecilerin” çanak tutması, yangına körükle gidilmesini teşvik etmesi, gelecekteki tehlikelinin ilk işaretidir. Yaşananlar Kıbrıs Türkünün tabutuna çakılan son çivi olmasın…

 

MUTLU MUSUNUZ:

Gazetesine o manşeti atanlar, bunu bahane edip linç girişiminde bulunanlar ve tüm bunlara çanak tutanlar mutlu oldunuz mu..? Ortaya çıkan tablodan utandınız mı diye sormak istiyorum ama, hepinizde aslında bu senaryonun br parçası oldunuz. Rollerinizi çok güzel oynadınız. İnsanları kışkırtıp sokaklara dökerek kendinizi ispatladınız ya, bravo hepinize…

 

FIRSATÇILAR:

Günlerdir gerek bazı gazetelerde, gerekse sosyal medyada dörtlü koalisyonun olmaması için yapılan yayınları okuyor ve görüyoruz. Afrika gazetesinin Pazar günü attığı manşet, bunların arayıp da bulamadığı fırsatı yarattı. Ve ne yazık ki yaşanan tüm vandallığı ellerini ovuşturarak izlediler. Sanırım Afrika gazetesine bir teşekkür borçları vardır, senaryolarını hayata geçirmek için  attığı o başlıktan dolayı…

 

BUNU DA YAPTILAR:

Dün Meclis içinde, meclis dışında yaşananlardan herkesin utanması, şapkasını önüne koyarak bir değil, iki kez düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Tamam sinirler gerilmiş olabilir ancak, bu ülkenin Cumhurbaşkanı Akıncı’ya küfretmek, yuhalamak neyin nesi. Bunun, atılan başlıkla ne ilgisi olabilir. Ama belli ki, birileri bu kaotik ortamdan çıkar sağlama peşinde.  Akıncı’yı sever veya sevmezsiniz ancak unutmamamız gereken şey, Akıncı bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanıdır ve ona yönelik bu saldırıların tutar tarafı yoktur. Yazıklar olsun…

 

 

SAĞDUYU, HERKES İÇİN:

Tek taraflı suçlama yapanlar da can sıkıyor. Birinin yaptığı neyse, diğeri de o. Her ikisi de toplumu germekten başka bir işe yaramıyor. Böyle bir durumda sadece birini ya da diğerini savunmak da, yine bölücülüğe hizmettir, başka bir şeye değil. Demokrat, objektif, şu bu geçinen bazı yazarların da aynı tavrı izlemeleri, bilerek ya da bilmeyerek yangına odun taşımak. Başka bir şey değil…

 


 

ZİRVEDEKİLER

Mustafa Akıncı: “Afrika gazetesinin dünkü manşet haberini de benimsemedim, onaylamadım ama yanlışın karşısına ancak doğru olanla çıkılabilir. Yayın ne kadar rahatsız edici olursa olsun çözüm alanı fikirsel platformdur. Provokasyona, kışkırtmalara açık eylemlere kesinlikle kalkışılmamalıdır. Ortak akla ve birlikteliğe ihtiyacımız olan bir zamanda, maalesef çok tehlikeli bir gidişe doğru sürükleniyoruz. Bu oyuna gelmemeliyiz”…

 

 


DİPTEKİLER

Bertan Zaroğlu: Daha ilk günden Meclis’te nasıl bir performans sergileyeceğinin ipuçlarını verdi. O çatı altında milletin vekili değil de, anarşiye davetiye çıkaran birisi olarak göründü. Bu tavrıyla kime neyi ispatlamaya çalıştı bilmiyorum ama, tribünlere oynadığı kesin. Sevmediğine kağıt fırlatıp, canı çektiğine küfür edecekse yandık ki ne yandık. Vekil oldu belki değişir dedik ama, bizi yanılttı…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar