İşte büyükelçi söylüyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

İşte büyükelçi söylüyor

Köş, MoreketMehmet Moreket

Türkiye’nin KKTC büyükelçisi Derya Kanbay’ın Anadolu Ajansı’na verdiği mülakat önemli.

Büyükelçi, “Bu hain teşebbüsü gerçekleştiren yapının KKTC’de de uzantılarının bulunduğunu biliyoruz”.


Daha önce de FETÖ’nün KKTC bağlantısı konusunda bir takım iddialar dinledik ama, bunların hepsi zırvaydı, bu değil.

Bence en ciddi ve dikkate alınacak açıklama Büyükelçininkidir…

Bakın cümlesi nasıl devam ediyor;

Bunların bertaraf edilmesi, faaliyetlerinin yasaklanması için öteden beri KKTC hükümetiyle işbirliğimiz, çalışmalarımız var”…

Haydaaaa….

E hani yoktu…

Başbakan Özgürgün daha geçen gün, “Bu anlamda herhangi bir bulguya şu ana kadar rastlamış değiliz… Somut olarak herhangi bir örgütsel faaliyete ilişkin tespitimiz şu ana kadar bize ulaşmış değil” dememiş miydi?

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ise, “KKTC’de darbeyle ilgili bağlantı olduğuna kimse beni inandıramaz” gibi bir iddialı söz söylememiş miydi…

Devlet mekanizması içinde böyle bir yapılanma, gerçekten inandırıcı gelmiyor bize de. Ama bu topraklarda bir çeşit örgütlenme olduğunu bizzat Büyükelçi söylüyor.

İşte onun için şu işi ciddiye alın diyoruz. Çünkü, gayri ciddi, yüzeysel ve de hamasi demeçlerle geçiştirilemeyecek bir konu.

En azından halka güven vermek gibi bir önceliği var.

Küçük, büyük, her ne ise, olayın vahametine uygun tedbirler alınmalı. Halk da, dıştan buraya bakanlar açısından hiç bir kuşkulu durum kalmamalı…

Son olarak, eğer gelişmelerin KKTC’yi etkileyen ekonomik ve sosyal boyutu da bu gayri ciddilikle ele alınacaksa, vay halimize…


EĞİTİM ÖZELLEŞMİŞ, NASIL MI…

KTÖS, devletin bütçede eğitim için ayırdığı payın, yüzde 75’ini özel üniversitelere yatırım ve hibe amaçlı verdiğini açıkladı.

İnanılacak gibi değil.

Üniversite dediğin, ne isterse olsun bir döner sermaye.

Ticari bir işletme.

Tamam, öncü sektör, desteklenecek.

Ama bu zaten teşviklerle, muafiyetlerle yapılıyor. Bir de bütçeden hem de yüzde 75 pay vermek ne demek.

Ondan sonra devlet okulları niye dökülüyor, eğitimin kalitesi niye düşüyor…

E, yatırım olmayınca düşer tabii…

Düşünce ne olur?

Haydi bakalım, borç harç millet çocuğu özel okula gönderir.

Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan diye bir kısır döngü.

Devlet kendi eğitim sistemini gözden çıkartmış. Sayıları 60’a yaklaşan okullarına bütçenin sadece yüzde 25’ini lütfen ayırıyor. Kendi okullarını güçlendirmesi gerekirken, özele ihale ediyor.

Yani bir anlamda eğitim de özelleşmiş oluyor.

Benim bu rakamdan anladığım, budur…

YERİN KULAĞI VAR

ONLAR “YOK” DİYOR AMA: KKTC’de FETÖ örgütlenmesiyle ilgili olarak hem Başbakan, hem de Başbakan Yardımcısı “örgütlenme yok” derken, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kanbay, “Fetullahçı Terör Örgütü’nün hain darbe girişimini gerçekleştiren yapının, KKTC’de de uzantılarının bulunduğunu biliyoruz” diyor. Varsın bizim siyasiler, burada öyle bir örgüte rastlamadık deyip dursunlar…

BİZ NERESİNDEYİZ: Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu “İç hatlar” konusunda Yenidüzen’e yaptığı açıklamada, “Heyecanla olayın sonucunu bekliyorum. Çünkü iç hatlar gerçekleştiği zaman içeriğinin de ne olacağı, nasıl olacağı belli olacak” değerlendirmesinde bulundu. Anladığım kadarıyla bu kararla ilgili bizim ne bilgimiz, ne de yetkimiz var. Neyin nasıl olacağını bile bilmiyoruz. “Bakalım ne olacak”, böyle bir öngörüyle uygulama mı yapılır.

YEŞİL HAT TİCARETİ BİRE DÖRT: Kıbrıs Rum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Leonidas Pashalidis, 2004’de başlayan Yeşil Hat Ticareti ile ilgili rakamları açıkladı. Buna göre, Kuzey’den Güney’e ihracat toplamı, elektrik hariç  12 yılda 50 milyon Euro… Güney’den Kuzey’e ihracat rakamı ise sadece 12 milyon Euro olmuş… Yani bire dört… Rakamlar küçük olsa da, iyi bir oran… Geçen ay açıklanan rakamlarda da, KKTC’nin Güney’e ihracatının geçen yıla göre yüzde 50 arttığı açıklanmıştı. İyiye mi yorsak acaba..?

ÇARE TURİZM: Üniversitelerin durumu ortada. Bir zamanlar “sarı altın” dediğimiz narenciyeyi de yıllar içinde tükettik.  Elimizde kalan tek sektör turizm. Aslında yıllardır plansızlık ve yanlış projeler çökme noktasına getirmişti. Şimdi Türkiye ile imzalanan protokolde turizm için yeni hedefler ortaya kondu. Kendimiz hükümet kurup bozmak, atam atamak, görevden almak dışında doğru dürüst bir plan, proje üretemiyoruz, bari anlaşmaya konan önlemleri hayata geçirelim. Belki böylece adanın tek kurtuluşu olan turizm için akılcı ve kalıcı bir şeyler yapılır…

TOPLUMUN GENELİ ÖYLE DÜŞÜNÜYOR: BM’nin kendine göre bir uzlaşı formülü ile belge sunabileceğine inandığını belirten Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, “Ben açık söyleyeyim ki görüşmelerin bir yere varacağını düşünmüyorum” dedi. Denktaş, Kıbrıs’ın Güneyi tavrını gayet rahat ve net ortaya koyarken, Türk tarafı görüşmeci heyetinin yaklaşımını ise; “çözüme ihtiyacı olan Türk tarafıdır aksi takdirde battık, bittik, yandık” şeklinde olduğunu söyledi. Aslında Denktaşın bu tespitleri, sadece kendisinin değil, toplumun büyük bir kesiminin de görüşü…    

GİRDİLER DE NE OLDU: Her yıl aynı eylemi yapıyorlar. “Beleşe deniz” aktivistleri bu yıl da plaja “beleş” girmeyi başardılar. İyi de 5-10 kişinin bir günlüğüne denize girmesi mi bütün derdimiz. Kusura bakmasınlar ama, daha örgütlü ve süreli bir eylem yapılsa anlarım da, 8 yıldır yapılan bu eylemler sonucu ne elde edildi doğrusu çok merak ediyorum…

AĞIZLARINA ALMIYORLAR: Vatandaşla buluşma ziyaretlerine kesintisiz devam eden Halkın Partisi, mevcut sistemin artık çöktüğüne ve “halka sorma zamanının” geldiğine inanıyor. Ama onlar da biliyor ki, Meclis’teki partiler “seçim” sözünü ağızlarına almaktan korkuyorlar. Olası bir seçimde bırakın iktidar olmayı, mevcut sayılarını bile koruyamayacaklarını çok iyi biliyorlar… 

ZİRVEDEKİLER: Hüseyin Ekmekçi: “Turizm planlamak yerine, ‘partilileri planlıyoruz’ mesela…Hep yandaşlar atanır makamlara da ‘teknik isimler’ önemsenmez… Yetki siyasette kalır da ehil ellerin uzak tutulması istenir. Dağ taş deniz kenarları yakına yandaşa peşkeş çekilir de yatırım niyeti olanlar önemsenmez. Budur makus talihimiz…”.

DİPTEKİLER: Sorumlusu YÖDAK’tır: KKTC’den geçen yıl öğrenci alanlar da dahil 3 üniversite, bu yıl YÖK’ün kitapçığına girememiş. Sebep, “gerekli süreci tamamlayamamak”… Peki YÖDAK niye var? Bu üniversitelerin YÖK tarafından belirlenen kurallara uyum sağlamasını denetlemek YÖDAK’ın görevi değil mi? Bu iş artık “YÖDAK’ın başındaki kişi”  meselesi olmayı çoktan geçti, üniversite sektörüne zarar verir hale geldi…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar