İngiltere’nin katı ve insan odaklı olmayan bürokratik kurallarını sonunda aştık. İngiltere’ye geldikten 6-7 hafta sonra küçük oğlanı okula başlatabildik.
Londra’nın iyi sayılan bir bölgesinde ilkokula başlayan oğlumun okulunu 10 gündür yakından takip ediyorum. Dikkatimi çekenleri sizlerle paylaşmakta yarar var. Okulun dış kapısı daha erken açılmasına rağmen çocukların bulunduğu bölümün kapısı 8:45’de açılıyor. Genelde çocukları aileler okulun iç kapısından içeriye teslim ediyor. Öğrenciler girdikten sonra okul çıkışına kadar dışardan herhangi birinin çocuklarla temas etmesi mümkün değil. Kapıların tamamı elektronik ve içerden size açılmadığı sürece içeriye giremiyorsunuz. Okul bitiş saatinde öğrenciler öğretmenleri eşliğinde bahçeye çıkıyor ve çocuk aileye öğretmen gözetiminde teslim ediliyor. Çocuğu alacak kişilerin listesi de önceden okul yönetimine bildiriliyor. Çocuklar güvenli bir şeklide ailelerine teslim ediliyor.
Sınıflar KKTC ilkokullarındaki sınıf ölçülerine göre daha küçük ancak yerleşim düzeneği bakımında daha rahat görünüyor. Oğlum 6’ncı sınıf olmasına rağmen sınıfında, bizim daha çok okul öncesinde alıştığımız yuvarlak masalar kullanılıyor. 5-6 çocuk o yuvarlak masa etrafında oturuyor.
Benim için en dikkat çekici olan da sınıftaki öğrenci sayısı oldu. Sınıfta tam 32 kişi vardı. Bu rakam benim için sürpriz oldu. Genelde KKTC’de şikayet konusu olan kalabalık sınıf konusu en azında bu okulda pek sorun olarak görülmüyor. Zaten sınıflarda yer olmadığı zaman belediye sizi bu okula değil başka bir okula yönlendiriyor.
Sınıfın 32 kişilik olduğunu öğrendikten sonra OECD’nin istatistiklerine bir göz attım. Bir bakıyorum ki OECD raporlarına göre İngiltere’de sınıf başına düşen öğrenci sayısı 26.7’ymiş. Neredeyse OECD ülkeleri arasında en yükseklerden biri… Türkiye’de 21.4, ABD’de 22.8, Finlandiya’da 19.6 ve bu tablo uzayıp gidiyor.
KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı 2018-19 İstatistik Yıllığı’na göre ilkokullarımızda 15 bin 965 öğrenci ve 727’de sınıf var. Bu rakamlara göre sınıflardaki ortalama öğrenci sayısı da 22 oluyor. Peki o zaman KKTC’de bazı şehir okullarında nasıl oluyor da öğrenci sayısı 36-37, hatta bazen daha fazla bile olabiliyor.
Demek ki KKTC’de bu konuda ciddi bir plansızlık var. Mesela Lefkoşa’da Şht. Ertuğrul İlkokulu’nda 700 öğrenci varken, bir kilometre ötedeki Gelibolu İlkokulu’nda 164 öğrenci öğrenim görüyor. Şht Ertuğrul İlkokulu’nda sınıflardaki öğrenci sayıları 30’un üzerinde Gelibolu İlkokulu’nda ise sınıflardaki öğrenci sayısı 20’nin altında… Şimdi Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bunu ortadan kaldıracak düzenlemeyi yapacak beceriye sahip değil mi? Bence sahip. Peki o zaman neden yapılmıyor? Yoksa ortada dillendirmek istemediğimiz başka sebepler mi var?
Bu durum sadece bu iki okul için geçerli değil. KKTC genelinde 6 ilçede de benzer sorunlar vardır. Bu duruma el atılmazsa yakın zamanda bazı okulların kapatılma tehlikesi yaşayabileceğini görmek mümkün. Lefke İlçesi’nde öğretim yılı başında bunu yaşayıp gördük. Belli okullara yığılmaları önlemenin görevi elbette ki Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nındır. Yapacağı düzenlemeler ile okul yöneticileri ile aileleri birbirleri ile çatışmadan kurtarmalıdır.
Aslında en önemlisi kaliteli eğitimin her öğrenciye eşit düzeyde ulaşmasıdır. Şimdi ben ailelere de sormaktan edemeyeceğim. 36 kişilik bir sınıfta mı, yoksa 16 kişilik bir sınıfta mı bir çocuk daha iyi eğitim alır? Eğitim bilimi bunu söylüyor zaten… Okullarda görev yapan öğretmenlerin bazıları Oxford ve Cambridge’den, bazıları da Atatürk Öğretmen Akademisi’nden mezun olmadığına göre bazı okullara yığılmaların nedeni nedir?
Galiba Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın müdahale etme ve bizlerin de, başka şeyleri konuşmamız gerektiğinin zamanı geldi de geçti bile…
