İman ve şarap - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

İman ve şarap

Türkler dünyayı dolaşırken birçok yer görüp keşfetmişler.

Ucu bucağı belli olmayan bir ormanlıkla karşılaşan Türkler, geniş ormanlık alanları karşısında “amma uzun amma uzun” şeklinde şaşkınlıklarını dile getirmişler.
O gün bugündür  “Amma uzun” dedikleri orman Amazon olmuş… (*)

At sırtında dünyaya yayılan Türkler bir vakit Niagara Şelalesi’ni görünce aynı şekilde şaşırıp kalmışlar.
Şelale öyle gürlüyormuş ki “Ama ne yaygara ne yaygara” demekten kendilerini alamamışlar.
O gün bugündür “ama ne yaygara” şeklindeki şaşkınlık ifadesi Niagara adına dönüşmüş… (**)

Kara Kadı 1800 yılların son çeyreğinde yaşıyormuş.
Asıl Adı Mustafa. Laptalıymış, eşi de Girneli.
Kara Kadı Girne Kadısı.
Büyü marifetleri varmış Kara Kadı’nın.
Birçok kişiyi büyü marifeti ile iyileştirmiş…

Bir gün Alanya’dan Girne Limanı’na bir gemi çengel atar.
Geminin direğinde biri bağlı.
O kişi akıl hastasıymış.
Geminin kaptanı kahvede oturan Kara Kadı’ya gelir ve gemide akıl hastası olduğunu, ona bakmasını ister.
“Getirin” der Kara Kadı.
Bir müddet sonra akıl hastası kişi Kara Kadı’nın yanına getirilir.
Kadı Efendi gözlerini hastanın gözlerine diker.
Okur, üfler…
O okuma, o üfleme!
Hasta birden iyileşir… (***)

Kara Kadı’nın yaptıklarına büyü diyen ahali, peygamberlerin yaptıklarına mucize diyor.
Musa, değneğini vurunca yerden pınarlar fışkırır, denizler ikiye bölünürmüş.
İsa, cüzzamlıları iyileştirir, ölüleri canlandırırmış…
Muhammed, ay’ı ikiye ayırır, bulutları toplar, yağmurlar yağdırır, o da İsa gibi ölüleri canlandırırmış.
Anlaşılan Kara Kadı yanlış zamanda doğmuş!..

Yolu camiye düşen Bektaşi namazdan sonra:
-Ey ulu Tanrım, bana bol bol şarap ver diye dua etmiş.
Yanında namazı bitiren kişi de ellerini kaldırmış:
-Rabbim bana iman ver diye dua etmiş.
İki duayı da işiten Hoca Bektaşi’ye dönmüş:
-Bak herkes Tanrı’dan iman isterken sen şarap istiyorsun. Utanmıyor musun demiş.
Bunun üzerine Bektaşi Hoca’ya dönüp:
-Ne yapalım Hoca Efendi. Herkes kendisinde olmayanı ister demiş.

Bence, yeni hükümetimiz yeni protokol çalışmalarında kendisinde olmayanı istesin.
Cami istesek var.
Otel istesek var.
Kumarhane istesek bol.
Yol, liman istesek eldekiler yeter.

Bektaşi’de iman var şarap yoktu.
Bizde şarap var iman yok!

İstesek mi acaba?
Bir de Rabia selamı çaktık mı, bak gör!..

(*) (**) Dostum Esman Bey’in bana aktardığı esprilerdir.
(***)Haşmet Gürkan’ın “Bir Zamanlar Kıbrıs’ta” adlı kitabından.


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar