İlk gün neyi anlatır?
…
Nasıl olsa akşamdan kalmasınız.
Yatakta biraz oyalandınız.
Mahmur gözlerle kalktınız.
Pencereden dışarıya baktınız.
“Hava kurşun gibi ağır”
Ya da beklenmedik bir kış güneşi…
…
Yılın ilk günü.
Yollar ıslak ve tenha.
Tek tük araba geçmekte.
“Keşke hep böyle olsa” dersiniz.
Akşamın neşesi üstünüzde var mı yok mu?
Ama yılın ilk gününün şaşkınlığı içindesiniz.
Aynaya bakarsınız.
O güne kadar pek belirgin olmayan bir çizgiyi daha fark edersiniz yüzünüzde.
O, geçen bir yılı anlatır…
…
Markete gider bir gazete alırsınız.
Büyük ikramiye çıkmadı ama belki bir amorti diyerekten.
Gözlerinizde okuma gözlüğü.
Biletinizi cetvel misali tutup numaraları kontrol edersiniz.
Yukarıdan aşağıya teker teker.
Bu yıl da şans yüzünüze gülmemiş.
Yüzünüz asık.
O, yalan umutları anlatır…
…
Kahveniz masanızda.
Tür tür tütmekte.
Bir yudum, iki yudum.
Gazetede, devirdiğiniz yılın olaylarını okursunuz.
Amerika’dan, Rusya’dan, Türkiye’den, Suriye’den, Mısır’dan…
Ölü sayıları, bombamla istatistikleri, mitingler, Gezi olayları, ayakkabı kutusu, rüşvet filan…
Derken,
Memleket haberleri.
Erken seçim, kurultaylar, istihdamlar, hırsızlık, tecavüz, taciz…
Bunlar, karamsarlığı anlatır…
…
Daha yılın ilk günü.
Güzel sözler geride kalır.
“Boş ver” dersiniz.
“Hayat kısa…”
Her yılı birbirine benzetirsiniz.
Demeçler aynı, konuşmalar aynı, televizyondaki yüzler aynı, siyaset aynı, politikacılar aynı, haberler aynı…
Halbuki ne kadar değişmiş her şey.
Sokağınız, mahalleniz, komşularınız, dostlarınız, arkadaşlarınız.
Bu, yalnızlığı anlatır…
…
Daha ilk gününde yeni yılın.
Bir an gelir yalnızlığınıza gömülürsünüz.
Nasıl geçti yıllar habersiz…
O çocukluk günleri.
Sokağınız.
Sınıf arkadaşlarınız.
Öğretmenleriniz.
Surlarda lingiri oynardınız, daha dün gibi.
Hisar üstlerinde uçurtma uçururdunuz, daha dün gibi.
Nasıl da paramparça olmuştu kalbiniz ilk aşık olduğunuzda, daha dün gibi.
Dalıp gidersiniz.
O, hasreti anlatır…
…
Cep telefonunuzu açarsınız.
Belki yeni yılın ilk gününde iyi mesajlar gelir diye.
Bir mesaj, iki mesaj…
İletişim şirketleri yeni yılınızı kutlamakta!..
Hepsini okumazsınız.
Birkaç dosttan gelen mesaj var mı, onlara bakarsınız.
Sonra haber spotları.
Bir kişi daha ölmüş falan.
O size, didişmelerin, kavgaların, kıyametlerin ne kadar önemsiz olduğunu anlatır…
…
Ortalık sessiz.
Hava parçalı bulutlu.
Bahçenizde serçeler.
Serçelere bakarsınız.
Ne güzel oynaşıyorlar her şeyden habersiz.
Nasıl dalıp çıkıyorlar su birikintilerine.
Gagalarında su damlacıkları.
O küçücük kuşlara özenirsiniz bir an.
“Keşke” dersiniz.
“Kuş olsam…”
O, özgürlüğü anlatır…
