Her yılın temmuzunda… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Her yılın temmuzunda…

Ahmet OkanAhmet Okan

Kıbrıs’ın yaz sıcağı bunaltıcı olmasına rağmen, bu coğrafyada gelmiş geçmiş tüm askeri çıkarmalar ve kargaşalar neredeyse hep Temmuz sıcaklarında yapıldı.

Osmanlılar Lefkoşa’yı kuşattıklarında aylardan temmuzdu.


İngilizler Lefkoşa’ya vardıklarında aylardan temmuzdu.

1974 harekatında tercih edilen ay temmuzdu.

EOKA-B de temmuzda darbe yapmıştı.

Belki daha var bilmiyoruz ama Kıbrıs’a Arap akınları olduğunda mevsim aynıydı, yaz adamakıllı yakmaktaydı ve aylardan temmuzdu…

Araplar 1426 yılında Kıbrıs’a çıkmışlardı.

İlk önce aldıkları yer Limasol’du.

Bu bölgede karargah kuran Arap ordusunun önde gelenleri, Lefkoşa’ya elçiler gönderip Luzinyanların teslim olmasını istiyorlardı.

Bir keresinde bir köylüyü elçi olarak belirleyen Araplar, köylünün eline mektup vererek onu Kral Janus’a gönderirler.

Denildiğine göre o dönemler Kıbrıs en zengin dönemlerini yaşıyordu.

Krallar, prensler, prensesler ve şövalyeler Lefkoşa’da şatolarda oturmaktaydılar.

Manastırlar bahçelerle süslenmiş, çeşit türlü meyve ağaçları ile doluymuş.

Kral ailesi ve şövalyeler av partileri düzenleyip keyif çatarlardı.

Bunlarla birlikte kralın zenginliği de dillere destanmış…

Araplar Limasol’dan sonra gözlerini Lefkoşa’ya dikince, Kral da taşınır durumundaki zenginliğini Girne’ye taşıtmıştı.

Neticede,

Elçilik yapacak olan köylü Lefkoşa’ya varır ancak şövalyeler onun kralla görüşmesini engeller.

Böyle olmakla birlikte mektup okunur ve Arapların ne istediği anlaşılır.

Mektubun giriş kısmında şunlar yazılıdır:

“Yiğit Efendi (Krala hitaben, A.O), ülkenize geldik ama siz sultanımızın oğluna layık bir muamele olarak hiçbir adamınızı gönderip bizi kabul etmediniz, istek ve ısrarımız nedir sormadınız. Şimdi biz de size bu mesajı gönderiyoruz; gelip bizimle yeni bir barış anlaşması yapılmasını görüşmenizi istiyoruz…” (Haşmet Muzaffer Gürkan, Tarih İçinde Kıbrıs, s. 42.).

Mektupta daha sonra “koşullar” belirtilir ancak mektup okunurken orada bulunan şövalyeler gülmektedir.

Sonuçta, koşullar kabul edilmez.

Kral, Arap saldırılarının üstesinden geleceğini düşünmektedir.

Bu arada elçilik görevini yerine getiren zavallı köylüye işkence yapılır ve oracıkta ölür.

Tarihçi Mahera “…Ona öylesine zalimce davrandılar ki ölümüne neden oldular. Bir elçiye reva görülmemesi gereken adi ve haince bir muameleydi bu” demekten kendini alamaz…

Arap akınlarının sonu bilinir.

Birçok şehir yağma edilir, kral da esir alınıp Mısır’a götürülür.

Sonradan para karşılığında serbest bırakılacaktı…

Henüz mayıs ayındayız temmuza vakit erken sayılır.

Lakin, her yılın temmuzunda adanın tedirgin olmaması hiçtendir!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar