ELAM, Rum parlamentosunda temsil edilecek.
2 milletvekili ile…
13 bin oy aldılar…
Kıbrıs adasının “barış adası olabilmesi yolunda” en büyük tehdit ELAM değil.
Tehdit “O” düşünce…
“O kafa”…
Yani bilinçli bir şekilde “faşizmi” yaşayanlar…
Bunu hayat felsefesi haline getirenler…
ELAM adına parlamentoya giren iki genç…
Eğitimli…
Yaşam felsefeleri “faşizm…”
13 bin oy aldılar…
“Faşist” olduklarını bilen 13 bin Rum da oy verdi…
Hristos Hristou… X-RAY uzmanı, sağlık alanında eğitim aldı ve bu alanda hizmet veriyor…
Ya da Linos Panaiannis…
Ekonomi ve Muhasebe yönetimi okudu. Manchaster Üniversitesi mezunu…
Eğitimli çocuklar aslında.
Faşizmin “ideolojik tarihini” anlatmaya gerek yok.
Ama, hem toplumlarına, hem de dünyaya büyük acılar yaşatan İtalyan Mussollini ve Alman Hitler’i saysak yeter…
Milliyetçiliğe karşı değilim.
Ama “radikal” olan her şey, toplumlara zarar verir.
Radikal milliyetçilik ise, dünyaya en büyük zararı veren akımdır.
Arı bir Türk Kıbrıs yaratılamayacağı gibi…
Arı bir Rum Kıbrıs da yaratılamaz.
Bu ada hepimize yetecek kadar büyük değil mi?
Büyük.
Bunlar eğitimli çocuklar…
Hristos Hristou da…
Linos Panaiannis de…
“Sokak serserisi, eli silahlı, hırpani” ipler değil.
Eğitimlidirler ve faşisttirler…
Kendilerinden olmayan, kendi dünyalarında olmayan herkesle “çatışmaya” hazırdırlar…
Bizim için esas tehlike budur.
ELAM’ın “sahada” karşılığı belki kuzeyde yoktur…
“O kafa” kuzeyde de vardır ama…
Bu “eğitimli” çocuklar…
Radikal milliyetçiliğe inanıyor ve bunu savunuyorlar…
Birileri adayı Yunanistan’a bağlamak isterken…
“Türkler dışarı” derken…
“Kıbrıs Türktür Türk kalacak” diyenler yok mu…
Bolca…
Bu nedenle…
Rum parlamentosundaki…
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 2 milletvekili ile temsil edilen bu “kafa” 13 bin kişide vücut bulmaktadır.
Tekrar ediyorum…
Kuzey’de de “radikal milliyetçiler” vardır.
Söylemlerinde bu radikallik vardır…
Ama sokakta hiçbir Rum’a saldırdıkları görülmedi, umarım da görülmez…
Endişeliyim.
Rum meclisinde “iki faşist” şimdilik vardır.
13 bin oy, çok iyi bir rakamdır ve artması da muhtemeldir.
“Çözüm yanlıları halen yüzde 60 ile Rum meclisinde temsil ediliyor” deniliyor.
DİSİ ve AKEL…
DİSİ içerisinde de çok sayıda “ELAM kafası” olduğu da bir gerçektir.
Sağlam temeller üzerine oturan bir çözüm modeli geciktiği sürece…
Zarar görecek olan da adayı vatan bilenler, geleceğini burada görenlerdir.
Bu nedenledir ki…
Güneydeki “eğitimli radikal faşistler”, elde ettiği bu güçle küçümsenmemeli…
“E kuzeyde da var” gibi basit gerekçeyle geçiştirilmemelidir.
Bu ülkenin ilerici insanlarının, çağda bir ada ısrarı, radikal milliyetçilik ile mücadeleden geçer.
Bu nedenle…
Korkun.
Siz de endişelenin…
Veda ediyoruz…
BRTK ekranlarında, yayın dönemi boyunca sizlerle birlikte olduğumuz BASIN ODASI, bu akşam son kez akrana gelecek.
Yayın dönemi boyunca bir arada, güzel tartışmalara, farklı konulara değindik.
Önce Mete Tümerkan, ardından da Mustafa Tosun döneminde, hiçbir içeriğe müdahale olmaksızın programda “biz” olduk.
Kendi görüşlerimizi savunduk.
Birbirimize sesimizi yükselttik…
Program sonunda tartışmaya devam ettik.
Ama iyi bir ekip olduk.
Rasıh Reşat…
Cenk Mutluyakalı…
Artun Çağa ile birlikte…
Damla Soyalp, büyük bir sabırla yönetti.
Profesyonel beklentiden uzak, sadece gazetecilik kaygısı ile program yaptık.
BRTK’nin alışılagelmiş yapısından uzak, son derece keyifli bir yayın dönemi geçirdik.
Önce yaz ayında da devam etsin denildi…
“Sonra yayın dönemi sonunda bitsin” dendi…
Şimdi…
Mayıs sonu, 31 Mayıs’ta sona erecek programımız, yönetimin kararı ile bu akşam final yapıyor.
Yeni yayın döneminde BRTK ekranında olur muyuz bilemem…
Bildiğim, ortaya iyi bir iş çıkardığımız…
Katkı koyan herkese teşekkürler…
