Hayal ettim… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Hayal ettim…

Cenk UzunoğluCenk Uzunoğlu

Ezber bozan bir icraat hükümeti başlangıcı yapmak için ilk yapılması gereken iş ve demeçler ne olurdu diye düşünerek masanın başına oturdum.

 


Başlangıç noktalarından biri olarak sorunlarımızın kökünde dünyanın neresinde olursa olsun herhangi bir kurumun sürdürülebilir olması için anlatılması ve içtenlikle sahiplenilmesi gereken temel sevk ve idare ile ilgili prensiplerin olduğu kanaatine vardım.

 

Hazır yeni bir hükümet kurulup güvenoyu aldı ya, diyorum biraz hayal etsek. Bayramı da fırsat bilip pozitif düşünsek.

 

Hatta yerel yönetimden meclise kadar siyasi iradeyi temsil edenlerin tümünün kendilerini biraz zorlayarak da olsa yapabileceklerini düşünerek hayal edeyim dedim.

 

Bayram tatilinden sonraki pazartesi sabahı Cumhurbaşkanı, Başbakan, tüm parti liderleri, Belediye Başkanları, Sendika Başkanları, işveren dernekleri, Bakanlar ve Milletvekilleri bir nevi bir kurucu meclis ruhu ile bir araya gelse ve yapısal sorunları çözecek bir reform programı üzerinde mutabık kaldıklarını açıklasalar, ne kadar farklı bir güne uyanmış oluruz.

 

Hayal ya bu, toplantı sonrasında basının önüne geçip Kıbrıs Türkü’ne hep birlikte siyasetin, toplumun yansıması olduğunu söyleseler; hepimizin öncelikle kendimizi de ilgilendiren konularda uzun vadeli sürdürülebilirliği düşünüp bazı ödünler vermeyi kabul etmemiz gerektiğini sırayla söz alıp anlatsalar.

 

Toplumsal mutabakat ile ilgili söylenenleri hazmetmeksizin, siyaset kurumunun bu çözümleri toplumdan bağımsız olarak üretmesinin hayalcilik olacağını söyleseler, ne kadar farklı bir başlangıç yapmış oluruz.

 

Kamuda çalışanlara ve emeklilere ‘’size fazla maaş ve hak veriyormuşuz’’ diyorlar demek yerine kamu kaynaklarının kullanımında tutumlu, verimli ve etkili olmayı sağlamamız gerektiğini dile getirseler.

 

Kamu harcamalarıyla ilgili üç ana kavramın ne anlama geldiğini, birbirlerini eleştirmek için değil topluma ayna tutmak için yine sırayla söz alıp birlikte anlatsalar.

 

Tüm bu konuşmaları da televizyon ve radyo kanalları naklen verse.

 

Tutumluluğun, kamu kaynaklarının israfının önlenmesi, verimliliğin ise eldeki insan gücü ve diğer kaynakların daha azıyla daha fazla ürün/hizmet üretilmesini ve birim maliyetlerin düşürülmesini ifade ettiğini anlatsalar.

 

Bu üç kavram içerisinde belki de en önemlisinin ve zorunun kamuda etkinlik olması gerektiğini söyleseler.

 

Etkin olmak elde edilen çıktıların vatandaşlar için gerçekten gerekli ve faydalı olmasını sağlamak gerektiğini vurgulasalar.

 

Gerçekten bir değer yaratmayan faaliyetlerin kaynakların boşa harcanması anlamına geleceğini söyleyebilseler.

 

Kendileriyle başlayarak toplumu bu üç kavram etrafında eleştirmeye değil düşünmeye ve önerilerle katkı yapmaya davet etseler farklı bir başlangıç yapmış olmaz mıyız?

 

Fazla hayal kurmuş ve rüya görmüş olabilirim.

 

E havalar İstanbul’da erken ısınmaya başladı. Bu yıl çok sıcak bir yaz olacak deniyor. Belki de tüm hafta maruz kaldığım ilk sıcakların etkisidir bana bunu yazdıran.

 

Şaka bir yana böyle bir yaklaşım ile başlangıç yapmak bu hükümetin elinde değil mi?

 

İddialaşma değil tüm siyasi partileri ve toplumu partiler üstü söylemler etrafında toplayan ve kucaklayan bir yaklaşım ile göreve başlamak şart. Bu da kuru kuruya olmamalı.

 

Başbakan hem yeni hükümetin kurulmasını hem de yangın yerine dönen ekonomiyi fırsat bilip bu siyaset üstü kavramlar ve yaklaşım üzerine ‘’ileride hangi parti ya da lider iktidarda olursa olsun’’ diyerek toplumsal bir mutabakat sağlanması için çağrı yapamaz mı?

 

Hatta bir adım ileriye gidip her üç yılda bir geçmiş ve halen seçilmiş meclis ve belediye meclisi üyeleri ile birlikte STKların başkanlarının katılacağı toplantıda yapılacak sunumlarla partiler üstü ortak payda belirlenip güncellenemez mi?

 

Rum’un Ulusal Konseyi var. Bizimkinin adını da ‘’Varoluş Konseyi’’ koysak yeridir.

 

Şimdi bunları düşünmez, söylemez, sorgulamaz ve talep etmezsek ne zaman söyleyeceğiz?

 

Tamam biliyoruz küçük ama inatçı, varlığı olup ağırlığı tüy misali olan ve kendince kurnaz olduğunu düşünen bireylerden oluşan bir toplumuz ama yolun da sonundayız be arkadaşlar.

 

Şimdi farklı başlangıç ve farklı yaklaşımları hayal etmezsek ne zaman hayal edip ekonomik özgürlüğümüz için seferberlik ilan edeceğiz.

 

Bir düşünün. Benden gör demesi.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar