Havalar ve bey faşizminin ürünü - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Havalar ve bey faşizminin ürünü

Ahmet OkanAhmet Okan

“En güzel kış mevsimi, aha kalıbımı basarım, kar yağmasa da Kıbrıs’ta yaşanır.

Altmışlı yıllarda kış yaman gelirdi neredeyse her yıl.


Hafta boyunca yağmurların yağdığı olur, herkes tekmil evlere kapanırdı.

Kahvehaneler, pastaneler kapılarını kapatır, yağmura teslim olurdu her yer; Arasta’dan çıt çıkmazdı.

Kara bulutlar aç aslanlar gibi gürlerdi yer yer.

Yağmurun sesi toprak kiremitlerde matlaşır, metal damlarda çığlık atardı.

Surlariçi Lefkoşa’nın dar sokaklarında yağmur suları yolunu bulur dağılır giderdi.”

Çok yok geçtiğimiz günlerde bir yazımızda bunları yazmıştık.

Bu günlerde yaşanan havalara bakılacak olursa, o dönemler yaşanıyor sanki…

Yağmurlu havalarda siyaset yapmak daha mı zor bilemiyoruz!

Meclis iki kez deneyip nisap sağlayamadan oturumu açmadığına göre, kim bilir yağmurlu havalarda siyaset yapmak gerçekten de zordur!

Çok partili rejimin olmadığı dönemlerde, eskiler hatırlayacak, BEY Faşizmi denilen dönemlerde bile böyle havalarda siyaset yapıldığı bilinir!

Yağmurlara ragmen ki altmışlı yıllardı.

Hoş siyaset dediğin o dönemler tek kale oynanırdı ama nihayetinde yağmurlu havalarda da yapılırdı ve zaten nisap falan diye bir mesele yoktu!

Neydi bu BEY Faşizmi?

Doğrusu dönemine göre yaratıcı bir yakıştırmaydı.

Bayraktarlık, Elçilik ve Yönetim!

Şöyle veya böyle bu faşizm görevini yapıyor, siyaset üretebiliyor ve ahaliyi yönetebiliyordu!

Günümüzdekilerin ikide birde mecliste nisap bile sağlayamamasını nasıl yorumlamalı?

Gerçekten bunun sebebini beklenmedik, hatta unutulup giden ve birdenbire bu yıl hükmünü sürdürmeye başlayan kış mevsimine bağlamak mümkün mü?

Böyle zamanlar olmalıydı mevsim belki kış.

63 Olayları patlak vermişti yani fasariyalar yeni çıkmıştı, Lefkoşa kuşatma altında.

Dr. Burhan Nalbantoğlu dönemin ileri gelenlerine bir hastane kurulması gerektiğini söyler; o zor koşullarda bir doktorun kliniği hastane niyetine kulanılmakta fakat ihtiyaca cevap vermemektedir.

Neticede Surlariçi Lefkoşa’daki Genel Hastane binası, ki sigara fabrikasıydı, seçilir ve inşasına başlanır.

Ancak bir sorun vardı.

Herkesin 30 liraya talim ettiği dönemdi.

Rum tarafındaki hastanede çalışan Türk hekimler burada nasıl çalışacaklardı?

Bir formül bulunur.

Buna göre doktorlar özel kliniklerinde de çalışırlarsa bu iş olacaktı.

Öyle de olur ve işte, hekimlerin hem özelde hem devlette çalışma meselesi o gün bugündür devam eder…

Diyeceğim,

Bu tür düzenlemeler BEY Faşizminin bir ürünüydü ki günümüzdeki siyasetin bunları aşamaması gerçekten düşündürücüdür.

Ve o dönemlerden kalan daha birçok şey olmalı…

Meclisin yağmurdan etkilendiğini söylemek mümkün mü?

Biz söyledik ama mümkün değildir elbette!

Başka nedenler olmalı.

Fakat bizim konumuz siyaset değil!

Havalar soğudu.

Kar bekleniyor.

Ne güzel…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar